banner6

Kozmetikte merdiven altı tehdidi

Sektör temsilcileri, merdiven altı olarak tanımlanan, sağlıksız koşullarda üretilen kişisel bakım, kozmetik ve hijyen ürünlerinin insan sağlığı açısından ciddi sıkıntılar doğurduğunu ifade ediyorlar. Bu ürünler, sağlığımızı tehdit etmenin yanı sıra, kayıt dışı satışlarla ülke ekonomisine de zarar veriyor.

İNCELEME 27.08.2020, 09:19 27.08.2020, 09:19
Kozmetikte merdiven altı tehdidi
Sektör temsilcileri, merdiven altı olarak tanımlanan, sağlıksız koşullarda üretilen kişisel bakım, kozmetik ve hijyen ürünlerinin insan sağlığı açısından ciddi sıkıntılar doğurduğunu ifade ediyorlar. Bu ürünler, sağlığımızı tehdit etmenin yanı sıra, kayıt dışı satışlarla ülke ekonomisine de zarar veriyor.

Sağlık Bakanlığı Türkiye Tıbbi İlaç ve Cihaz Kurumu’nun verilerine göre, 2019 yılında kurumun Kozmetik Denetim Dairesi Başkanlığı tarafından denetlenen 1328 üründen, 801’inin ‘teknik düzenlemeye aykırı’ bulunduğu açıklandı.

Bursa’nın önemli kozmetik ve hijyen ürünleri üreticileri tüketicilere kalitesine güvenmedikleri hiçbir ürünü almamaları tavsiyelerinde bulundu.

 

BTSO Kimya Sektör KURULU Başkanı ve İlkom YK Başkanı

İlker DURAN

Bildiğimiz gibi kozmetik ve hijyen sektörü dediğimizde geniş bir alanı kapsayan, stratejik ve önemli bir sektör. Hijyen olarak ele aldığımızda sağlık açısından tamamlayıcı ve önleyici bir sektör olması özelliğini taşıyor. Bursa’da kimya ve bunun içerisinde bulunan hijyen ve sektöründe hem iç piyasaya yaptığı satışlarla hem de ihracat noktasında elde ettiği başarılarla önemli firmalarımız var.

Türkiye’de hijyen ve kozmetik sektörü, ithalat değil, ihracat yapan bir sektör. Bu anlamda iç piyasanın taleplerinden çok daha yüksek bir üretim kapasitesine sahibiz. Özellikle hijyen alanında üretim yapan firmalar, dünyada tercih edilir bir konuma geldi. Bundan da memnuniyet duruyoruz. Salgın sürecinden sonra devletimiz hijyen üretimi yapan üreticilerin sorunlarını çözme noktasında önemli projeler geliştirdi ve destekler verdi. Gelecek dönemde de sektörümüz ihracatıyla ülke ekonomisine daha fazla katkı sunarak, başta gelen sektörlerden biri olacaktır.  Koronavirüsün ilk görüldüğü dönemlerde talep patlamasından kaynaklı bir takım sıkıntılar yaşansa da, şu an bunlar dengeye oturdu. Olası bir ikinci dalgada, ilk dalgadaki sıkıntıların yaşanacağını düşünmüyorum.

Merdiven altı kozmetik ve hijyen ürünleri imalatının sağlık ve ekonomik açıdan tehlikeleri var. Merdiven altı, vergisiz üretim yapanlar, doğru ve dürüst bir şekilde çalışan, vergilerini ödeyen firmaların önüne ciddi engeller çıkarmakta. Bizler, bütün işlemlerimizi ve üretimimizi ruhsatlarla, gerekli analiz ve tahliller ile uluslararası standartlara sahip kimyasallar kullanarak gerçekleştiriyoruz. Fakat sahte ürünlerde sadece maliyet odaklı düşünüldüğü için en ucuz ve kalitesiz hammaddeler kullanılmakta. Böyle olunca, sahte ürün imal edenler, bizlerden çok daha düşük fiyatlara satış gerçekleştiriyor. Bu anlamda hem vergisiz kazanç sağladıkları için ülke ekonomisine zarar veriyorlar, hem de dürüst şekilde üretim yapan firmalarla haksız rekabete giriyorlar. Sağlık açısından ele aldığımızda ise sahte ürünler, halk sağlığını doğrudan tehdit ediyorlar. Bu ürünleri imal edenler direkt olarak halkımızın sağlığıyla oynuyorlar ve bu ürünlerin kullanımı telafi edilemeyecek sağlık sorunları doğurabiliyor. Merdiven altı üretimin önüne geçmek için devletimizin bir takım, geleneksel denetim mekanizmaları var. Sağlık Bakanlığı merdiven altı, izinsiz üretimlerin önüne geçmek adına kontroller, denetimler gerçekleştiriyor. Ancak bunları önleyebilmek için denetim altyapısının biraz daha geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

 

***

Bargello Yönetim Kurulu Başkanı

Cemalettin Can

Bursa; kozmetik sektörünün geneli düşünüldüğünde gelişmekte olan bölgelerden diyebileceğimiz niteliktedir. Hijyen ve kozmetik sektörü İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin birçok bölgesinde üretilmektedir. Bursalı firmalar, kozmetik sektörünün versiyon parfüm ve kolonya üretimi alanında ise öncü konumdadır. Merdiven altı kozmetik ürünler; gerek Sağlık Bakanlığı Kozmetik Denetim Dairesi’nin, gerekse sektör çalışanlarının hassasiyetle üzerinde durduğu bir konudur. Cilde uygulanan tüm ürünlerin içeriklerinin Sağlık Bakanlığı’na kozmetik sorumlu teknik eleman(mesul müdür) tarafından bildirilmesi gerekmektedir. Ürün içeriğinde Kozmetik Yönetmeliği ekleri gereği yasaklı kimyasal bulunmamalı, kısıtlı kimyasal varsa kullanım miktarı izin verilen limitlerin üzerinde asla kullanılmamalıdır. Ürün bilgi dosyası dediğimiz tüm teknik bilgilerinin hazırlanması, ürün raf ömrü çalışmalarının yapılması, ürünün mikrobiyolojik kontrollerinin yapılması, ürün ambalaj uyumunun analiz edilmesi,  ürünün uygulandığı bölge açısından toksikolojik olarak güvenli olduğunu kanıtlayan güvenlik değerlendirme çalışmalarının ancak yetkili kişilerce hazırlanması ve neticesinde ‘insan sağlığı açısından güvenlidir’ sonucunun raporlanması zorunludur.

Anlaşılacağı üzere tüm gereklilikler yerine getirildiğinde oldukça maliyetli ve profesyonellik gerektiren bir alandır. Ancak üzülerek belirtmek isterim ki her kokuya ilgi duyan, her satacağını düşünen girişimci kişiler bu alana girerek maalesef gereklilikleri sağlamadan maddi kazanç elde etme yolunda isteklidirler. Elbette Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenmesi durumunda para cezası ve hatta ürün piyasadan toplatma dahil bir çok yaptırım uygulanmaktadır. Bu sebeple kozmetik alanda danışmanlık hizmeti veren firmalar yeni girişimcilere sektör gerekliliklerini anlatmakta ve uygulatma çabasındadırlar. Bu konuda gerek insan sağlığı gerekse haksız kazanç elde edilmemesi adına, Sağlık bakanlığı gerekliliklerini sağlamayan firmalar Bakanlığa şikayet yoluyla da bildirilmektedir. Sektör profesyonelleri bir ürünün ambalajını incelediğinde Kozmetik mevzuatına uygun etiketleme yapılmış mı hemen anlayabilmektedir. Pandemi döneminde bazı fırsatçı taraflar uygunsuz ürün piyasaya sürme girişimde olduğundan tüketiciye önerim kalitesine güvenmedikleri hiçbir markayı tercih etmemeleri yönündedir. Merdiven altı tüketimi azaltmanın en önemli yolu tüketicinin bilinçlenmesi ve hatta bilinçlendirilmesidir. Bu alanda tüketiciye ürün satın alırken nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda bilgilendirmelerin yapılmasının son derece faydalı olacağı kanaatindeyim. Talep olmayınca, ürün satılamayınca fırsatçı kimseler ürün üretmeyecektir. Bir diğer önlem ise uygunsuz ve sağlığı tehlikeye atan ürünlerin CİMER vb. kurumlara şikayet  edilmesi ve inceleme başlatılmasıdır.

Güvenli kozmetik ürünlerin de yardımı ile pandemi sürecinin sağlıkla son bulmasını dilerim.

 

***

 

Bursa Hijyen Firma Sahibi

Seyfi Doğanay

Hijyen istasyonları ve ıslak hacim ekipmanları imalatı yapan firmaların içerisinde bulunduğu sektörü incelemek gerekirse, bu sektör Bursa’da ve ülkemizde çok gelişmiş değil. Bizim dışımızda Bursa’da 2-3 üretici Türkiye’de de maksimum 7-8 üretici bulunmaktadır. Bizim vizyonumuz ülkemizde en kaliteli ürünleri üretmek dışında yurtdışına da açılıp bu alanda ülkemizi temsil etmektir.  Merdiven altı tesislerde üretilen kozmetik ve hijyen ürünlerini insan sağlığını çok ciddi şekilde tehdit edebilir. Özellikle cilt sağlığına ve solunum yollarına yapacağı olumsuz etkiler sonrası birçok hastalığı tetikleyebilir. Günümüzde sosyal medya aracılığı ile bir çok kozmetik ürünü online olarak satılmakta. Bunların içerisinde parfüm ve makyaj malzemeleri ön sıralarda geliyor.  Bu ürünleri orijinallerinden ayırt etmek adına yetkili satıcıların mağazalarından orijinal ürünler incelenip sonrasında online satın alma yapılabilir. Burada fiyat ve ürün görselleri hakkında fikir sahibi olan tüketici online mağazadan alacağı ürün için bir öngörü sahibi olacaktır. Sahte ürünlerin piyasada fazlaca dolaşımı pazara olan güveni azaltırken öte yandan tüketicinin maddi zararlarla sonuçlanan satın almalar yapmasının önünü açıyor. Pazarda bu ürünlerin fazlaca dolaşması ülkemiz dışındaki tüketicilerin de ülkemizden ihraç edilen ürünlere olan güvenini azaltarak, ürün satın almalarında geride tercih edilen bir ülke olmamıza yol açıyor.

Sahte ürünlerin imalatını ve kullanımını azaltmak adına öncelikle devletin denetim mekanizmasını arttırması ve ağır yaptırımlarda bulunması çok önemli. Özellikle hijyen için tüketilen ürünlerin sahtelerinin üretilmesi insan sağlığını ciddi tehlikelere sokmakta ve kansere yol açabilecek hastalıkların önünü açmaktadır. Ayrıca yazılı ve görsel basında bu tedbirlerin alındığına dair haberler ve bu sahte imalatları yapan kuruluşlara uygulanan yaptırımlar daha çok gündeme gelmeli ve halkımızda öncelik bu bilinç oluşmalı.

Bunların dışında TV ve sosyal medyada bu konuyla ilgili kamu spotlarını yayınlanarak toplumun bilinçlenmesi sağlanabilir. Zira toplumumuzun hijyen ve kozmetik ürünleri ile ilgili algısının henüz tamamlanmadığını, hala eksiklerin olduğunu düşünüyorum. Bu konuya detaylarıyla hakim olup bu ürünleri günlük hayatının bir parçası haline getirmiş toplumlarda sahte ürün üretimi de satın alması da minimum seviyelerde. Ülkemizde öncelikle bu bilinci oluşturmak önceliğimiz olmalı ki tüketiciler bu ürünlerin sahtelerine rağbet göstermediği taktirde sahte ürünlerinde bir pazarı oluşmayacak ve imalatları yapılmayacaktır.

Pandemi döneminde tabi ki devlete bu konuda görev düşüyor bugün T.C Anayasası’na göre bir imalathane açmak işletmek kanunlara bağlı, bu kanunlar çerçevesinde bir işletme sahte bir ürün üretiyor ise eğer açıkça kanunlarımızı ihlal ediyor demektir. Öte yandan sadece bu sahte ürünleri üretmek için bir tesis oluşturmuş ise bu da yine kanuna aykırı şekilde kurulup hizmet veren bir kuruluş anlamına gelmektedir. Bu yüzden en önemli görev hükümete ve devletimize düşmektedir.

 

***

 

Aqua Endüstriyel Temizlik Genel Müdürü

Recep DÖNMEZ

Bursa’mız hijyen ürünleri ve kozmetik sektöründe endüstriyel anlamda çok önemli potansiyeli olan bir şehirdir,  dolayısıyla bu var olan potansiyele cevap verebilmek için birçok firma bu alanda faaliyet göstermektedir. İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinden dolayı her gün yeni firmalar bu sektörlere girmeye devam ediyor. Bursa merkezli firmaların, şehrimizde faaliyet gösteren global markalara hizmet ve ürünlerini daha doğru şekilde aktarıyor olması şehrimizin değeri için çok önemli.

Bursa merkezli firmalar olarak özellikle günümüzde hijyenin bu kadar önemli hale gelmesiyle birlikte, global markalara cevap verebilecek donanım, personel niteliği, ürün çeşitliliği, hizmet anlayışı gibi konularda çok hızlı iyileştirmeler yaparak şehir dışında ürün ve hizmet sunmak isteyen firmalara pazarı daha rekabetçi hale getirmeliyiz.

Merdiven altı hijyen ürünlerinin sağlık açısından çok ciddi zararları olabilir. İlk önce merdiven altı üretim yapmayı hedefleyenlerdeki düşünce hep ekonomik kaygılardır, oysaki insanla çok yakın temasta olan bu ürünlerde en son kaygı ekonomik olmalıdır. Endüstriyel anlamda hijyen ürünleri ile ilgili merdiven altı firmalardan kendinizi koruyabilmek için dikkat etmemiz gereken en önemli kriter bence ürünleri tedarik ettiğiniz kurum, firmanın güvenilirliği olmalıdır. Ürünleri tedarik ettiğiniz firmaya olan güven, aldığınız ürünlerde karşılaşılan soruna karşılık satış sonrasındaki iletişim en kritik durum bence. Sahte ürünler aynı zamanda ülke ekonomisine bir katma değer sağlamadığından, satışının satıcısı hariç kimseye bir faydası yoktur. Aksine üreten kişi ve kurumların enerjisine, sermayesine ve bilgi birikimine saygısızlıktır.

Sahte kozmetik ve hijyen ürünlerinin imalatını çok sıkı denetimlerle en aza indirilebilir ve yasaklara uymayanlara çok ağır cezalar verilerek önüne geçilebilir. Ama bence bu yol da yeterince caydırıcı olmaz. Bunun yerine üreteni ve markalaşanı, katma değer sağlayanı yüceltmek ve çok ciddi teşvikler vermek daha kalıcı bir çözüm olur diye düşünüyorum.

Herkesin en sevdiği kişiye ya da nesneye gösterdiği titizliği ve tutumu göstermesi en doğru ve kalıcı çözüm diye düşünüyorum.Hijyene sadece bu süreçte değil her zaman çok önem gösterelim. Temizlik insanın kendisine saygısıdır. Yaşadığı alanın temiz ve hijyenik olması çalıştığı kuruma, iş ortaklarına, paydaşlarına, müşterilerine olan saygısıdır. Hijyen ürünleri alırken araştırıp, size göre en güvenli gördüğünüz ve inandığınız kurumlardan tedarik etmeniz ve herhangi sorun olduğunda iletişim kurabileceğiniz firmalara yönelmenizin bu süreçte en doğru yöntem olduğu inancındayım.

 

***

 

Saran Özgülistan Kozmetik YK Üyesi

Özge Öğütcü

Bursa’da ve Türkiye de birçok merdiven altı, yasal olmayan yollarla üretim yapan birçok yer var hepimizin bildiği gibi. Özellikle bu pandemi süresince herkes dezenfektan yapıp sattı ne yazık ki. Kolonya, dezenfektan ve parfüm üretebilmek için iş yeri ruhsatının yanında çok daha önemli bir konu olan TOBB tarafından incelemeler sonucu verilen kapasite raporu olmalıdır üreticilerin.Kapasite raporu olmayan hiçbir üretici bu tarz ürünleri yasal yollar ile üretemez ve bu hem yasak hem de cezaları büyüktür. Ama para kazanmak tek amaç olan kötü niyetli kişiler insan sağlığını hiçe sayıp dezenfektan diye bir çok içerisinde neler olduğu bilinmeyen maddeler üretmiştir. Bursa kozmetik ve dezenfektan, kolonya üretimi anlamında köklü firmalara sahiptir. Bunların bir kısmı açık parfüm sektöründe kendi markaları ile hizmet vermektedir.  Saran Kozmetik olarak bizler ise, Türkiye’deki kurumsal firmaların %85’inin parfüm, ev kozmetiği, kişisel bakım, kurumsal ortam profesyonel kokulandırma, kolonya ve hijyen ürünlerini, tasarım aşamasından, Ar-Ge’sinden, üretiminden, kalite kontrolünden tüketicinin kullanımına hazır hale gelene kadar kendi tesislerinde bu süreçleri gerçekleştirmektedir. Bu anlamda kozmetik sektörü üreticisi olarak Bursa’ya firmamız önemli bir oranda katma değer sağlamaktadır.

Merdiven altı üretim yapılan ürünlerde üretim aşamasında kalite kontrol ve test süreçleri yapıldığı için insan sağlığı açısından büyük riskler taşımaktadır. Hammadde alımlarını ise bu tarz yasak üretim yapan yerler,  akredite olmayan ve sağlık açısından zararlı maddeler içerebilecek üretim yapan ya da satan yerlerden aldıkları için , üretilen üründen dolayı kullanıcıda ciddi cilt deformasyonlarına, ve diğer semptomlara neden olabilmektedir. Yine bu tarz merdiven altı üreten yerlerde kullanılan yasaklı hammadde ve alkoller nedeniyle , tüketici kullanımında göze kaçması durumunda görme kayıplarına kadar yol açmaktadır, ciltte ise alerjik reaksiyonlar ve fazla kullanım sonunda çok daha ciddi semptomlar gözlenebilmektedir.  Bu tarz ürünleri orijinal ürünlerden ayırt edebilmek için, bilindik firmaların ürünleri tercih edilmeli, marka değeri olan kurumsal firmalardan kozmetik ürünleri alınmalıdır.

Öncelikle ekonomiye zararları resmi olarak çalışmadıkları için devlete vergi ödememektedirler yani faturasız satış yapmaktadırlar. Faturasız satılan ürünlerin iadesi gibi işlemler ne yazık ki yapılamıyor, çünkü karşınızda ciddi firmalar bulamıyorsunuz ki adresleri bile belli olmayan üretim yapan yerler var.

Tüketiciler aldıkları ürünlerde faturasız kesinlikle satın alma işlemi yapmamalı. Bu aşamada merdiven altı üreticiden ürün alan ara satıcılarda da büyük suç bulunuyor ki; merdiven altı üretim yapan yerlerden çok daha fazla kar etme pahasına ürün satın almamalılar. Özellikle sosyal medya üzerinden satılan sahte kozmetik ürünlerine dikkat edilmeli, burada kurumsal firmaların sosyal medya sayfalarından güvenli alışveriş yapılabilir ancak ismi belli olmayan ara satıcıların satmış olduğu kozmetik ürünlerine dikkat etmek gerekiyor ki burada ayırımı nasıl yapabiliriz? A markalı bir ürünün normal piyasada satış fiyatı 600 TL iken bu tarz sayfalarda 99  – 150 TL gibi rakamlarla satılıyor ise bu ürün sahtedir ve yasal olmayan yerlerde mevzuatlara uygun üretilmemiştir.

Bu aşamada marka takıntısı nedeniyle, ucuza marka ürün almak sağlığımızı ciddi tehdit etmektedir. Bunun yerine marka değeri yüksek kurumsal firmalardan ya da daha uygun fiyatlı üretim yapan ama marka bilinirliği ve güvenirliği olan firmalardan alışveriş yapmak gerekiyor. Kozmetik ürünler nerelerden alınabilir sorusuna cevap vermek gerekirse,  alışveriş merkezleri içerisindeki kurumsal firmalar olabilir ya da marka bilinirliği ve güvenirliği olan cadde mağazaları, markaların bayileri olabilir.

 

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51