Depreme karşı topyekün mücadele
Büyük Marmara Depremi’nin üstünden 23 sene geçmesine rağmen depremin geride bıraktığı hasar ve acılar hala anılarda tazeliğini koruyor. Bir daha benzer tabloların yaşanmaması için de kamu kurumları ve belediyeler öncülüğünde önemli projeler gerçekleştiriliyor.
17 Ağustos 1999’da Kocaeli – Gölcük merkezli yaşanan deprem, Türkiye’de yaşanan en büyük doğal afetlerden biri oldu. Richter ölçeğine göre 7,5 Mw büyüklüğünde gerçekleşen deprem tüm Marmara Bölgesi’nde ve Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmi raporlara göre deprem sonucun 17 bin 480 vatandaşımız hayatını kaybederken, 285 bin 211 ev, 42 bin 902 iş yeri hasar gördü. Bu üzücü tablonun bir daha yaşanmaması adına Marmara Bölgesi başta olmak üzere tüm Türkiye’de önemli tedbirler ve yeni kararlar alındı. Bursa’da da bu kapsamda ciddi kentsel dönüşüm projelerine imza atıldı. EKOHABER, 17 Ağustos Depremi’nin yıldönümünde Bursa’nın deprem hazırlıklarını mercek altına aldı.
Alinur AKTAŞ
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı
Bilimsellikle depreme hazırlanıyoruz
Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak, bilimselliği göz önünde bulundurarak sürekli güncel çalışmalarla olası depreme hazır olmaya çalışmaktayız. Bu hususta yaptığımız çalışmaları şöyle özetleyebiliriz; Yıldırım – Osmangazi - Nilüfer İlçeleri için zemin durumunu gösteren haritalar hazırlandı. İlgili Bakanlık tarafından onaylandıktan sonra mevzuat ve İmar Planlarının güncellenmesi sağlandı. Söz konusu çalışma sonuçlarına göre Bursa Büyükşehir Belediyesi kullanımındaki binaların mevcut durumları ve zemin durumları incelenerek; gerekli görülen bina ve yapılarda güçlendirme çalışmaları yapıldı.
Bursa Büyükşehir Tübitak-MAM işbirliği ile tüm Bursa il sınırını kapsayacak şekilde Deprem Master Planının ilk aşaması olan “doğal geri plan” kapsamında zemin durumu incelenmiş olup; Bursa İlini etkileyecek fayların takibi ve mekanizmalarının çözümüne yönelik 15 adet deprem izleme istasyonu kurulmuştur. Planlamaya Esas zemin durumlarının ve yerleşime uygunluk durumlarının belirlendiği jeolojik-jeoteknik etüd çalışmaları her ölçekteki planlama aşamalarında ve revizyon çalışmalarında değerlendirilmek üzere yapılmaya / yaptırılmaya devam etmektedir. Japonya’nın afet yönetimi alanındaki bilgi ve deneyimlerinin Türkiye’ye aktarılarak afetin yıkıcı etkilerinin azaltılması hedeflenmektedir. Proje kapsamında pandemi nedeniyle 2021 yılında proje konusu, kapsamının neler olacağı konusunda (on-line) toplantılar gerçekleştirilmiştir. JICA, kurum ve kuruluşlarla yapılan görüşmeler neticesinde, proje çalışma konuları ve projeye paylaşım sağlama hususunda mutabakata varmıştır. Tüm ilçe belediyelerimizden gelen talepler doğrultusunda; planlamaya ve/veya depreme yönelik mikrobölgeleme ile imar planına esas jeolojik-jeoteknik etüt raporlarını yapmaya ve Bakanlık tarafından onaylanan raporların haritalarını sayısallaştırmaya devam edeceğiz.
Bursa ile birlikte tüm Türkiye’nin gündeminde yer alan kentsel dönüşüm ve şehir planlama çalışmaları, çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kentsel Dönüşüm, 2000’li yıllardan itibaren, özellikle 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve bu kanun kapsamında yapılan uygulamalar ile gündemimizde yer almaktadır. Kentsel dönüşüm, birçok disiplinin ortaklaşa çalışması gereken, çok boyutlu, gerek bölgesel gerekse yerel ölçeklerde üzerine gidilmesi ve araştırılması gereken bir konudur. Bugün hala kentsel dönüşümün nasıl yapılacağı konusunda teorik bazlı çalışmaların bulunmasına rağmen, uygulamada, mevcut planlama sistematiğimiz içerisinde birçok sorunu içinde barındıran şehirlerimizi, nasıl dönüştüreceğimiz önemli bir tartışma konusundur. Bu nedenle Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak kentsel dönüşüm çalışmalarında, yeni bir perspektif ve vizyon ortaya koyarak, Bursa halkının talepleri, sorunların ortak akıl ile çözülmesi ve kamuoyunun desteğinin sağlanması ile kentsel dönüşüm uygulamalarını gerçekleştirmek hedeflenmektedir. Bu kapsamda Başkanlığımızca; kent bütününün analiz edilmesi, öncelikli kentsel dönüşüm alanlarının belirlenmesi, yasal dayanağın ve finansman modellerinin belirlenmesi, kentsel dönüşüm uygulama takviminin oluşturulması ve özellikle bütün kentsel dönüşüm çalışmalarında dikkat edilecek planlama ilkelerinin ve tasarım kriterlerinin belirlenmesi gibi çalışmaları içeren, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafında hazırlanan Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi Hazırlanmasına yönelik ilke ve esaslarda belirlenen; yatay mimari, engelsiz yaşam, sosyal donatı ve teknik alt yapı, çevresel değerlerin korunması, sürdürülebilirlik, tarihi ve kültürel mirasın korunması gibi tasarım kriterleri de dikkate alınarak Bursa Merkez Planlama Bölgesi Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi hazırlanmıştır.
Mustafa DÜNDAR
Osmangazi Belediye Başkanı
Kentsel dönüşümde ‘Osmangazi’ gerçeği
Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren modern ve planlı bir şehir inşa etmek için yoğun bir mesai harcadık. Deprem gerçeğini göz önünde bulundurarak daha modern ve güvenli bir Osmangazi için çıktığımız yolda çok önemli mesafeler kat ettik. Soğanlı Kentsel Dönüşüm Projemiz, Türkiye’de şehircilik anlamında bir model olarak Bursa’mızın yüz akı oldu. Riskli binalarda oturan vatandaşlarımız, daha sağlam ve modern binalarda yaşamaya başladı. Kentsel dönüşüm çalışmalarımız, bölgesel olarak devam ederken, Soğanlı Kentsel Dönüşüm Projemiz etap etap büyüyor. Şu anda riskli alanda 8. etabın inşaat çalışmaları başladı. Belediye olarak yaptığımız bu çalışmalar, özel sektörü de teşvik etti ve ilçemizin farklı bölgelerinde dönüşüm çalışmaları devam ediyor.
Bursa’nın merkezi Osmangazi, tarihi ve eski bir şehir. Bu da çalışmaları zorlaştırıyor. Çarpık yapılaşma, yoğun nüfus ve tarihi miras hepsi iç içe durumda. Kamulaştırma çalışmaları da işin maliyetini 6-7 kat daha artırıyor. Bu zorluklara rağmen belediye olarak öncelikle yeni imar planlarının uygulanması noktasında çalışma başlattık. Hamitler, Güneştepe ve Yunuseli’ni gelişim bölgesi olarak ilan ettik. İmar planlarını uygulayarak bu bölgelerde yeni bir şehir inşa ettik. Demirtaş da aynı şekilde imar planlarıyla 16 bin nüfustan 100 bine yaklaşan deprem yönetmeliğine uygun yeni bir şehir ortaya çıktı. 13 yılda nüfusu 900 bine ulaşan Osmangazi’de yaklaşık 300 bin kişilik yeni bir şehir kurduk.
Soğanlı Kentsel Dönüşüm Projesi’nin 8. etabında inşaat çalışmaları başladı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile birlikte başlattığımız projemiz gelişerek 8. etaba kadar büyüdü. Bunun yanında özel sektörün de harekete geçmesiyle örnek bir şehir ortaya çıktı. Yeşil alanın çok yoğun olduğu, sosyal donatı alanlarının yanı sıra Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ısrarla bahsetmiş olduğu zemin+5 katın uygulandığı tek proje burası. Örnek şehircilik modelinin uygulandığı Soğanlı Mahallesi’ni millet bahçesi ile taçlandırıyoruz. Bakanlığımız ile birlikte 110 dönümlük bir alanda Bursa’nın yeni nefes alabileceği inşa ediyoruz.
Oktay YILMAZ
Yıldırım Belediye Başkanı
Afetleri üç başlık halinde değerlendiriyoruz
Belediye olarak afetleri üç başlık halinde değerlendiriyoruz. Afet öncesi, afet anı, afet sonrası. Bu kapsamda ilçe afet müdahale planımızı oluşturduk. Afet öncesi olarak vatandaşlarımıza yönelik afet farkındalık eğitimleri düzenleyerek vatandaşlarımızı bir afet anında neler yapmaları konusunda bilinçlendiriyoruz. İlçemiz sınırlarında 16 mahallemizde afet müdahale depoları hazırladık ve sayımızı her mahallede olacak şekilde artırıyoruz. İlçemiz sınırlarında mevcut ilk, orta ve liselerde öğrenim gören öğrencilerimize ve okul personellerine planlanmış günlerde afet bilinci eğitimi veriyor ve tatbikatlar düzenliyoruz ilçemize ait alanlarda belirlenmiş olan toplanma alanları, çadırkent alanları, konteynerkent alanları planlıyor olup bu alanlara ait altyapı ve güncellemelerini düzenli olarak yapıp hazır halde tutuyoruz. İlçemiz Mimarsinan mahallesinde ilçe afet yönetim merkezi oluşturduk.
Kentsel dönüşüm sadece proje çizilerek eski yapının yenilenmesi demek değildir, doğrudan mülkiyet ile ilgilidir.
Başarısız olan birçok uygulamanın temelinde de mülkiyet sorunlarının çözülmeden projeye odaklanılması yatmaktadır. İmar planı ve imar uygulaması tamamlanmamış alanlar kentsel dönüşüme en büyük engel teşkil eden teknik sebep olduğundan, çalışmalarımız ile bu büyük engeli aşarak kentsel dönüşüm projelerinin ivme kazanmasını sağlamaktayız. Dönüşüm başlatılan alanlarda ortaya çıkarılan yeni hayat normları gözle görülebilir hale geldiğinden çevredeki diğer riskli yapı sahipleri de sürece katılmak ve dönüşüme dahil olmayı istemektedir.
Bu nedenle doğru projelerle, doğru matematiksel modeller ile hazırlanarak iyi projeler ortaya çıkarılmalı ve vatandaşlar bu gibi projelerle teşvik edilmelidir.
Turgay ERDEM
Nilüfer Belediye Başkanı
Merkezimiz Türkiye’de sayılı örneklerden
Nilüfer Belediyesi olarak yerel yönetim anlamında Türkiye’de sayılı örneklerden biri olan Nilüfer İlçe Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi’ne sahibiz. Afet Yönetim Merkezileri Yönergesine uygun olarak inşa edilmiş binamızda 3 eksenli bir deprem eğitim simülatörü, herhangi bir yangına dair eğitimler verdiğimiz mutfak ve laboratuvar yangın simülatörleri ve yine kapalı alanlarda yaşanan yangınlardan sonra yangın yaşanan alanı doğru şekilde tahliye etme ile ilgili eğitim verdiğimiz dumanlı alan tahliye simülatörümüz var. Nilüfer’de yaşanan tüm acil durumların ve yaşanması muhtemel afetlerin yönetildiği ve yönetileceği bu tesis 7/24 esasına göre hizmet veriyor. Son yıllarda, iklim değişikliğinin de etkisiyle daha fazla sayıda yaşanan afetler ve özellikle coğrafi konumu nedeniyle ülkemizi çok yakından ilgilendiren deprem gerçeği ile ilgili olarak özellikle “öncesi” kısmına odaklanarak halkın mutlaka afetler ve acil durumlarla ilgili ne yapması ya da yapmaması gerektiğini öğrenmesi gerekiyor. Buradaki eğitim çalışmalarımız devam ediyor. Diğer yandan Nilüfer’in nüfus açısından en yoğun 28 mahallesinde birer adet Mahalle Afet İstasyonumuz mevcut, bu istasyonlar büyük bir afeti, özellikle de depremi izleyen ilk saatlerde aktif hale getirilerek bölgede yaşayan halkın birbirini kurtarma müdahalesini kolaylaştıracak bir takım basit tahkimat malzemelerini barındırıyor. Ayrıca yine nüfus yoğun 30 mahallemizde toplam 97 adet, yaklaşık 620 bin metrekarelik Acil Durum Toplanma Alanı belirlenmiş durumda. Nilüfer Belediyesi’nin Afet Bilgi Sistemi de bu anlamda önemli bir işleve sahip. Sistem sayesinde, afet sonrası toplanma alanları, geçici iskan-çadır alanları, sivil tahliye yolları, sahra hastanesi yapılacak alanlar ile Nilüfer’de yaşayan engelli bireylerin adres bilgileri akıllı harita üzerinde işlendi. Elbette bütün bunlar yeterli olmayabilir. Bizler uzmanların bu konudaki uyarılarını dikkate alarak yeni çalışmalar yapmaya devam edeceğiz.
Ülkü MERCAN KÜÇÜKKAYALAR
İMO Bursa Şubesi Başkanı
Güçlendirme çalışmaları güven vermiyor
Canlıların, barınma ihtiyacından yola çıkarak yaptığımız binalar, güvenli olmadığı sürece doğal afetlerle can kayıplarına yol açıyor. Bizim binalarımızı depreme dayanaklı yapma yükümlülüğümüz var. İnşaat mühendisleri olarak biz de güvenli yapılardan sorumluyuz. 1999 depremi sadece Türkiye’de değil tüm dünyada daha farklı noktalardan depremi algılamamıza neden oldu. Yüzyılın depremiydi. Türkiye’de yaşanması bize büyük açılar yaşattı ama bu yaşananlardan sonuç çıkarmak da bizim sorumluluğumuz.
O günden bugüne hiçbir şey yapılmadığını biz akademik oda yöneticileri bile itiraf ediyoruz. Yerel yöneticiler de burada olsaydı onlar da bu görüşümüze katılacaklardı. Bina envanteri konusunda maalesef akademik odaların da içinde olduğu güvenilir, ölçmeye ve değerlendirmeye dayalı bir teknik çalışmanın yapıldığını söyleyemeyeceğim. Çok geç kalındı bu çalışma için. Eğer can kayıplarına sebep verecek konumdaysa binaların yıkılması, yenilenmesi ya da güçlendirilmesi gerekir. 1999 depreminden sonra güçlendirme çalışmaları hız kazandı. Fakat yıkıp, yapmak biraz daha kolayımıza geldi ve ekonomik olmadı.
Güçlendirme çalışmaları yeterince yapılmıyor, yapılmadı. Binaların depreme dayanıklılığı konusunda kamu, akademik odalar, STK’lar ve özel sektör olarak iş birliği yapamadık. Biz İMO Bursa Şubesi olarak böyle bir çalışmanın içine girmeye hazırız. Bunu yapabilecek teknik insan gücüne sahibiz. Son dönemde kentsel dönüşüm adı altında birtakım çalışmalar içerisindeyiz. Güçlendirme çalışmaları insanımıza çok güven vermiyor. Binasını yenilemeyi insanlarımız tercih ediyor. Sanayi yapılarında da fonksiyonel dönüşümü ister istemez sanayici yapıyor. 20 yıl önce bir tekstil üretim tesisini güncel ve ekonomik şartlar gereği başka tür fonksiyonlara çevirme ihtiyacı duyabiliyor sanayici. Aslında sanayi yapılarında güçlendirme çok daha ekonomik ve doğru sonuçlar verebilecek bir anlayış. Bunun üzerinde durmamız gerekir. Bir sanayi tesisini konutlardaki gibi yıkıp tekrar yapmak çok ekonomik ve doğru değil. Zaten çok kolay yeni sanayi bölgeleri açabiliyoruz.