banner6

Büyüme rakamları Bursa iş dünyasını umutlandırdı

Yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,4 büyüme kaydederek, bu alanda OECD ülkeleri arasında ikinci sırada yer alan Türkiye ekonomisinin başarılı performansı, Bursa iş dünyasını gelecek için umutlandırdı.

İNCELEME 06.12.2021, 23:51
Büyüme rakamları Bursa iş dünyasını umutlandırdı

TÜİK, yılın üçüncü çeyreğine (temmuz – eylül) ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı. Buna göre, GSYH tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bu yılın üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7,4 arttı.Türkiye ekonomisi, bu büyüme rakamıyla Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında Şili’nin ardından ikinci sırada yer aldı. OECD ülkelerinin temmuz – eylül döneminde ortalama büyümesi yüzde 4,5 olarak hesaplandı. Söz konusu dönemde ekonomik büyüme, Avrupa Birliği’nde yüzde 3,9, Euro Bölgesi’nde yüzde 3,7 kayıtlara geçti. 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7,4 büyüyen ve yılın ikinci çeyreğinde ise yüzde 22’lik büyümeyle rekor kıran Türkiye ekonomisi, böylece yılın üçüncü çeyreğinde de başarılı performansını devam ettirdi. Bu performans, OECD’nin yanı sıra uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s’un da Türkiye’nin büyüme rakamlarını yukarı yönlü revize etmesine sebep oldu. Üçüncü çeyrek büyüme rakamlarını değerlendiren Bursa iş dünyası temsilcileri, büyüme performansının geleceğe yönelik umutları artırdığı fikrinde birleştiler.


İbrahim BURKAY
BTSO YK Başkanı 

Türkiye yüzde 7,4 düzeyinde gerçekleşen üçüncü çeyrek büyüme performansıyla en hızlı büyüyen ekonomiler arasında yer aldı. Ekonomik parametrelerdeki gelişmeler Türkiye’nin ve iş dünyasının dinamik yapısının en önemli göstergesi oldu. Düşük faiz ve yüksek üretim hacmi prensibiyle belirlenen yeni yol haritası, ekonominin kronik sorunlarına çözüm üretmesi en önemli beklentimiz. Buna karşın özellikle döviz kurlarında yaşanan yüksek artış, piyasadaki öngörülebilirliği düşürmüş, maliyet belirleme ve iş yapmayı zorlaştırmıştır. Döviz kurlarında ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan aşırı hareketler de bulunmaktadır. Yeni yatırımların önünü açmanın ve ticaret hayatını canlandırmanın yolu döviz kurlarındaki aşırı artışlar olmadığı gibi yüksek faiz de değildir. Yeni ekonomi politikası uygulamaları sonrası tüm fiyatlarda yeni dengelerin kurulacağı anlaşılmaktadır ancak yeni dengeler anlaşılır ve sürdürülebilir olmalıdır. Bu nedenle Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve artan enflasyonun kontrolü için ilave tedbirler alınmalıdır. Ayrıca firmalarımızın son dönemde artan finansman ihtiyacı da hızla çözüme kavuşturulmasını beklediğimiz sorunlar arasındadır.

Özer MATLI
BTB YK Başkanı 

Büyüme verilerinde ana gruplar bazında en hızlı büyümeyi yüzde 25,6 ile ihracatın gösterdiğini görüyoruz. Sanayide büyüme yüzde 10, hizmetler sektöründe ise yüzde 20,7 olarak gerçekleşirken, 12 çeyrek boyunca büyüme başarısı gösteren tarım sektörünün üçüncü çeyrekte yüzde 5,9 oranında daralması dikkat çekmektedir. Zira korona virüs salgınında ortaya çıkan Omicron varyantı endişesi nedeniyle başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada yeni kısıtlamaların gündeme geldiği, kuraklık tehlikesinin de ciddi boyutlara ulaştığı bir dönemde, tarım sektöründe yaşanan daralmanın önümüzdeki süreçte büyük sıkıntılara yol açmaması için, bir an önce acil yapısal tedbirler hayata geçirilmelidir. Ancak son dönemdeki faiz indirimlerinin neden olduğu kur artışları üreticimizi ve sanayicimizi derinden endişelendirmekte, piyasalardaki öngörülebilirliği ciddi düzeyde azaltmaktadır. Bu durum aynı zamanda ekonomimize olan güveni zedelerken, döviz kaynaklı yaşanan maliyet artışları enflasyonu da tetiklemektedir. Türk iş dünyası olarak bu noktada beklentimiz, bir an önce kur dalgalanmalarının önüne geçecek, fiyat istikrarını sağlayacak politikaların hayata geçirilmesi, ekonomide öngörülebilirliğin sağlanmasıdır. Unutmamalıyız ki kalıcı büyümenin temeli olan yatırım, üretim, ihracat ve istihdamın yolu istikrarlı bir kur ve düşük enflasyondur.


Rasim ÇAĞAN
BOSİAD YK Başkanı

Türkiye Ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 7,4 büyüdü.  Orta vadeli planda 2021 yılı için büyüme öngörüsü %9 idi.  Sırasıyla, ilk çeyrekte yüzde 7, ikinci çeyrekte yüzde 21,7 ve üçüncü çeyrekte yüzde 7,4 büyüyen Türkiye Ekonomisi, son çeyrekte üçüncü çeyreğe benzer bir büyüme ile OVP öngörüsünün üzerine çıkacak.  2021 yılı için büyümenin çift haneli olarak yüzde 11 civarlarında olacağı gözüküyor.  Üçüncü çeyrek büyümesini ihracat ve hane halkı harcamaları sırtlamış, Türkiye sanayi ve ticaretle büyümüştür.  Türkiye’nin konumu ve dünya ticaretinde değişen bakış açıları ile, bu bir süre böyle devam edecektir.  Ekonomide oluşan bu güzel tablo bizi rehavete düşürmemelidir.  Büyümeyi kalıcı hale getirmede, özel tasarruf eksikliği sebebiyle çok ihtiyaç duyduğumuz yabancı sermayeyi çekebilmek için yüksek enflasyon ve son yıllarda kronikleşen döviz hareketlerini kontrol altına alarak güvenli ekonomik ortamı yaratmak mecburiyetindeyiz.  Ayrıca sadece ihracata odaklanırsak, büyürüz ama büyümeyi tüm nüfusa yayamayız
Mevcut durum zaten bunu bize gösteriyor. Tarım sektöründe, özellikle üretiminin en yoğun olduğu çeyrek olan üçüncü çeyrekte, yaşanan küçülme ise tarımın bir ülke için stratejik öneminden dolayı üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.  Türkiye tarımı hakkettiği bir noktada değildir, tarım politikaları her yönüyle gözden geçirilmelidir.  Tarımın bir ülke için savunma sanayi kadar önemli olduğunu pandemi süreci bize göstermiş ve göstermeye devam edecektir. 


Nilüfer ÇEVİKEL
DOSABSİAD YK Başkanı

Türkiye, pandemi sürecinde ve sonrasındaki toparlanma döneminde büyüme adına olabilecek en iyi sonuçları alan ülkelerden biri oldu. 2021 yılının üçüncü çeyreğine baktığımızda da 7,4 oranında bir büyüme kaydettiğimizi görüyoruz. Verileri incelediğimizde ise üçüncü çeyrekte ana gruplar bazında en yüksek büyümeyi ihracatın gösterdiğini söyleyebiliyoruz. Üretim, yatırım ve ihracata dayalı büyüme hedeflerimiz doğrultusunda, açıklanan verilerle gösterdikleri çabayı bir kez daha gözler önüne seren ihracatçımızı ve tüm iş dünyasını kutluyorum. Üreterek ve birlik olarak başarı ivmemizi yükseleceğimize ve çok daha güzel günler göreceğimize inanıyorum ama yapılması gerekenler var. İş dünyası olarak koşullar ne kadar zor olursa olsun motivasyonumuzu kırmamaya ve üretimimizi sekteye uğratmamaya çaba gösterdik. Ülke olarak pandemide ekonomik anlamda pozitif ayrışan nadir ülkelerden olmayı başardık, krizi fırsata çevirerek yeni pazarlarda varlık göstermeye başladık. Bu anlamda sanayicinin zorlu koşullarda büyük fedakarlık gösterdiğini göz ardı edemeyiz. İş dünyası olarak, karar vericilerden beklentilerimiz var. Üreticilerimizin desteklendiğini hissetmek istiyoruz. Her geçen gün artan enerji maliyetleri, yüksek enflasyon ve dalgalı kur gibi olumsuz iklim oluşturan, önümüzü görmemizi engelleyen faktörlerin ivedilikle ortadan kaldırılmasını bekliyor, sanayicilerimizin omzundaki yüklerin hafifletilmesini diliyoruz.

Ramazan KAYA
MARSİFED YK Başkanı

Türkiye ekonomi 3’üncü çeyrekte beklentinin biraz altında yüzde 7,4 oranın da bir büyüme göstermiştir. İlk 9 aylık büyüme yüzde 11,7 olmuştur. Yılı da çift haneli bir büyüme oranıyla kapatacaktır. Dünyada da en fazla büyüyen ülkelerden biridir. Ancak bu yüksek oranlı büyümelerin nedeni baz etkisinden dolayıdır. Zira geçen yıl yaşanan kapanmalardan dolayı bu yıl oranlarımız yüksek çıkmaktadır. 3’üncü çeyrekte ihracat, hizmet ve tüketim odaklı bir büyüme görülmüştür. Sanayide ki büyüme ivme kaybetmektedir. Tarım ve inşaat sektörlerin de ve yatırımlar da daralma vardır. Buradan da görüleceği gibi topyekun bir büyüme söz konusu değildir. Çalışanların gayri safi katma değer içindeki payı yüzde 29,8 ile son 10 yılının en düşük seviyesine gelmiş ve gelir adaletsizliğini arttırmıştır. 2022 yılında bu yüksek büyüme oranlarıyla devam edemeyeceğimiz aşikârdır. Ayrıca ilk çeyreğin sonuna doğru bu ekonomik politikadan da dönüleceğini düşünüyorum. Bu konuda ısrar edilmesi halinde ülkemiz ciddi zararlar görecektir.

Nihat ALPAY
MÜSİAD Şb. Bursa Başkanı 

2021 yılı, bütün dünya ülkeleri için olduğu gibi Türkiye ekonomisi için de bir “sınanma yılı” olarak geride kalmak üzeredir. Birçok ülke Covid-19 sonrası adeta bir “hayatta kalma mücadelesi” verirken, Türkiye ekonomisi ise yüzde 7,4’lük büyüme oranıyla güçlü ve istikrarlı yapısını yeniden bütün dünyaya gösterme imkânı bulmuştur.
Yüzde 7,4’lük bu oran, Türkiye ekonomisinde temel lokomotiflerinin artık pozitif büyüme rayına tamamen oturduğunu göstermektedir. Ekonomimizin pandemi sonrası normalleşmenin başladığı 2020 yılı 3’üncü çeyreğinden itibaren 5 çeyrek boyunca kesintisiz pozitif büyümesi ve 2021 yılının ilk 3 çeyreğine ilişkin büyüme oranının yüzde 12,2’ye ulaşması, sürdürülebilir bir büyümenin sinyallerini vermesi bakımından oldukça önemlidir.
G20 ülkelerinin ortalama büyüme hızına baktığımızda, Türkiye ekonomisinin başarılı performansı daha net bir şekilde anlaşılmaktadır. İngiltere’nin yüzde 6,6, Çin ve ABD’nin yüzde 4,9, Avro Bölgesi’nin yüzde 3,7, Almanya’nın yüzde 2,5 ve Japonya’nın sadece yüzde 1,4 oranında büyüyebildiği bu dönemde Türkiye’nin %7,4 ile G20’nin zirvesinde yer alması, taraflı/tarafsız herkesin takdirini hak etmektedir.
Üst üste gelen ihracat rekorlarının ardından net dış talebin büyümeye 6,8 puan katkı vermesi hiç kimse için şaşırtıcı olmamıştır. Yüzde 7,4’lük büyüme içerisinde ihracatın katkısının bu denli yüksek olması, Türkiye ekonomisinin yalnızca tüketim bazlı büyüdüğüne dair olumsuz algıların da aksini ispatlar niteliktedir. Büyümede ihracat rüzgârının son çeyrekte de sürmesi, iç talepteki canlılık ve faiz indirimleriyle ivme kazanacağına inandığımız yatırımların da etkisiyle; 2021 yılı genelinde çift haneli bir büyüme bizler için sürpriz olmayacaktır.

Ömer YILDIZ
BEKSİAD YK Başkanı 

2021’in üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 7,4 oranında büyüdük. Bu umut verici büyümenin devam etmesi ve çift haneli büyüme rakamlarıyla 2021 yılını bitirmeyi umuyorum. Ülkemizin ekonomisinin yakaladığı büyüme rakamların çift haneli rakamlara ulaşması 2022 yılı için üreticilerimize yol gösterici olacağı kanaatindeyim. Büyümenin tabanda karşılık bulması asgari ücret ve yapısal reformlarla desteklenmesi ülke olarak önümüzü ve ufkumuzu açacaktır.

Gürsel DURMUŞ
ARSİYAD YK Başkanı 

Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 7,4 büyümesi güzel bir gelişme. Dövizdeki yükseliş, dünya pazarında bizim ürünlerimizi daha cazip hale getirdi ve bu da ihracata yansıdı. Bu olumlu bir durum. Ancak öte yandan dövizdeki bu dengesizlik, ürün alımında, satımında ve fiyat belirlemede sıkıntı yaratıyor. Bu durum da rekabette dezavantaja sebep oluyor. Döviz kurundaki dengesizliğin oluşturacağı riskleri ortadan kaldırmak için kuru daha stabil düzeyde tutmayı, yanı sıra ihracat ve üretim odaklı büyüme anlayışımızı da sürdürmeyi önemli buluyorum.

Zarif ALP
RUMELİSİAD YK Başkanı

TÜİK’in açıklamalarına göre pandemiye rağmen Türkiye ekonomisi, yılın 3. çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7,4 büyüdü. En hızlı büyüme oranları ise ihracat ve kamu harcamalarında kaydedildi. 
Özellikle sanayi alanındaki yüzde 10’luk ve hizmetler sektöründe ise yüzde 20,7’lik büyüme, bizleri son derece mutlu etti.
Büyüme oranlarına bakıldığında; ihracat alanı Türkiye’nin büyümesindeki itici güç olmaya devam edecek gibi görünüyor ve bu durum ülkemiz adına oldukça sevindirici.
Yılın 3. çeyreğindeki bu büyüme rakamları aslında Türkiye’nin ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Çünkü büyüme, istihdam ve daha fazla üretim anlamına geliyor. 
Tüm dünyayı etkisi altına alan pandeminin getirdiği olumsuzluklar olsa da güçlü altyapımız sayesinde ülke olarak üretebiliyoruz, ürettikçe büyüyor ve güçleniyoruz.
Sonuç olarak; büyüme rakamları ülkemizin sağlam temeller üzerine inşa edildiğini ve gelecekte de bu şekilde yol alınacağını gösteriyor.
İş dünyası olarak bizler, pandeminin beraberinde getirdiği bu zorlu sürecin ekonomiye olan olumsuz etkilerinden korunmak adına elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz.
Bundan sonra da hep birlikte güçlerimizi birleştirip, ülkemiz ekonomisi için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. 

Mustafa Kemal ŞERBETÇİOĞLU
TÜMSİAD Bursa Şb. Başkanı 

Ülkemiz 3'üncü çeyrekte yüzde 7,4'lük büyüme performansıyla verisi açıklanan G20 ülkeleri arasında en yüksek oranda büyüyen ülke olarak dikkati çekti. Birleşik Krallık yüzde 6,6, Suudi Arabistan yüzde 6,2'lik büyümeyle Türkiye'yi izledi. Ayrıca ülkemiz OECD ülkeleri içinde bu rakamla 2.sırada yer aldı. İhracat rakamlarımızda kırılan yeni rekorlar ve turizm gelirlerimizdeki artış bu büyümenin lokomotif gücü olmuştur. Ülke olarak, millet olarak çalışmaya üretmeye devam ediyoruz.
Pandemi sonrası, dünya ekonomisinin içinde bulunduğu zorlu şartlar ve döviz fiyatlarındaki dalgalanmalar, iş dünyamızın ve milletimizin geleceğe güvenle bakmasına hiçbir zaman mani olmamıştır ve olamayacaktır.

Ahmet ER
BATISİAD YK Başkanı 

Büyüme rakamlarının giderek artması sevindirici bir gelişme 4. çeyrekte büyüme rakamlarının yüzde 10’a yaklaşacağını düşünüyorum. Her hafta gerçekleştirdiğimiz toplantılarda ekonomiyi masaya yatırıyor, içinde bulunduğumuz durumu müzakere ediyoruz. Sonuç olarak hükümetimizin ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ politikasını doğru buluyoruz.
Üreticilerimiz ihracat bazlı çalıştığı için gayet memnunlar. İthalat azalıyor bu nedenle iç piyasada bazı dalgalanmalar var. Üreticilerimizin ihracatı artıyor. İthalatın azalışı ve yalnızca ihracat odaklı üretim yapan firmalar nedeniyle mal ve hizmetler iç piyasaya yeterli derecede sevk edilemiyor. Global düzeyde yaşanan hammadde krizleri ve kalifiye eleman eksikliği sanayicileri olumsuz etkilese de büyüme rakamlarının piyasayı rahatlatacağını düşünüyoruz.

Emre YILDIZ
ASKON Bursa Şb. Başkanı

Açıklanan rakamlar son 10 yılın en güçlü büyüme rakamlarını işaret etti. İş dünyası olarak bunu sevinçle karşılıyoruz. Ağustos, eylül ve ekimdeki sanayide ile ihracattaki artış bunun sinyallerini vermişti. G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke konumuna geldik. Özellikle dünyada yaşanan ham madde krizleri, enflasyon artışları gibi konular gündemdeyken Türkiye’nin büyüme yolunda olması iş dünyası olarak bizi mutlu ediyor. Bu durum 2021 yılında da büyüme rakamlarının çift haneye çıkabileceğinin bir sinyali oldu. Burada üretim ve ihracat odaklı yeni açıklanan ekonomi modeline düşük faizin konumlandırılması ilerleyen dönemde daha da etkili olacaktır. Önümüzdeki süreçte Türkiye olarak daha da yüksek büyüme rakamlarını yakalayabiliriz. Bu sevindirici gelişmelerden ziyade bizim artık ülke olarak dikkat etmemiz gereken konulara da önem vermemiz gerekiyor. Türkiye’nin ham madde sıkıntısını stratejik konu olarak ele alıp, bunu bir milli mesele gibi ham madde üretim tesisleriyle ilgili hamleler yapması gerekiyor. Üreten sanayinin enerji maliyetleri konusunda yatırımlarına devam eden bir ülkemiz var, bunların artarak devam etmesi ve enerji maliyetlerimizi aşağı çekmemiz gerekiyor. Bunlarda da doğru politikalar izlenirse Türkiye’nin her dönemde, her çeyrek açıklanan büyüme rakamlarında iyi bir yol yürüyeceğini düşünüyoruz ASKON olarak. 


Oya EROĞLU
BUİKAD YK Başkanı

Verilere göre Türkiye ekonomisi yılın 3’üncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,4 büyüdü ve tahminler tuttu diyebiliriz. Pandemi sebebiyle Türkiye ekonomisi çok zor ve ağır bir süreçten geçti, geçmeye de devam ediyor. Evet yüzde 7,4’lük bir büyüme söz konusu ve bu önemli bir oran ancak bu kalkınmaya ne kadar yansıyor? Ekonomik büyüme bir ülkenin gayri safi yurt içi hasılasındaki dönemsel artış anlamına gelirken; kalkınma bu büyümenin ülkenin sanayi kurumlarındaki artış, teknolojideki gelişme, gelir dağılımındaki adalet, fırsat eşitliği ve iş gücündeki kalitenin yükselmesiyle meydana gelmektedir. Bu 2 unsurun birbirini besliyor olması gerek ancak reel durum pek de öyle görünmüyor. Daha önce de belirttiğim gibi ihtiyacımız olan güven tesisidir. Çünkü, sıkı para politikası ve makro ihtiyati tedbirlere rağmen, iç talep halen belli bir seviyenin üzerinde seyrediyor gibi görünüyor ve bu devreden bir etki.
 

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51