banner6

Avrupa otomotiv pazarı risk oluşturuyor

Avrupa otomotiv pazarı risk oluşturuyor

İNCELEME 06.01.2020, 22:00 06.01.2020, 22:00
Avrupa otomotiv pazarı risk oluşturuyor
Elif Didem DANACIOĞLU

Geride bıraktığımız 2019 yılı her sektörde olduğu kadar otomotiv sektöründe de önemli bir yıl oldu. Dünya otomotiv sektörü açısından pek iç açıcı bir yıl olmadığını ifade eden otomotivciler, Türkiye otomotiv sektörünün hükümetin sağladığı farklı teşviklerin olumlu katkısı ile öngörülenden daha küçük bir daralma ile kapatacağını ifade etti.

Gelecek yılın tahminini yapan sektörün önemli yöneticileri,Türkiye pazarının daralması ve ülkemizde üretilen araçların iç pazardaki satışlarının düşmesi, tedarik sanayicilerinin aşması gereken önemli bir sorun olduğunu ifade ediyor.

Ticaret savaşları ve korumacı politikalar, Brexit sürecindeki belirsizlik, AB otomotiv pazarında yavaşlama, Ortadoğu ve yakın coğrafyadaki siyasal ve ekonomik istikrarsızlıklar sektör ihracatını 2020 yılında da etkilemeye devam edeceğini ifade eden değerlendirmelerde, özellikle AB pazarındaki yavaşlama otomotiv endüstrisi açısından en büyük risk faktörü olarak ortaya çıktığını ve bütün bu risk faktörlerine rağmen otomotiv ihracatının önemine vurgu yapıldı."Ülkemizde üretilen araçların yüzde 77'si AB pazarına ihraç ediliyor diyen sanayiciler, 2020 yılında AB pazarında küçük de olsa bir daralma beklendiği ifade edildi. TİM verilerine göre, geçen yıl 30 milyar 594 milyon 198 bin dolarlık ihracata imza atan otomotiv endüstrisi, bu sonuçla en fazla ihracatın gerçekleştirildiği sektör oldu. 2019 yılında en fazla ihracat Almanya'ya gerçekleşti. Söz konusu dönemde en fazla ihracat İstanbul'a gerçekleşti. İstanbul'u Kocaeli, Bursa İzmir, Ankara takip etti. Aralık ayında 2,5 milyar dolarla yine otomotiv sektörü öne çıktı.

Alper Kanca - TAYSAD YKB
"AB pazarında küçük de olsa bir daralma bekleniyor
"2019 yılı, dünya otomotiv sektörü açısından pek iç açıcı bir yıl olmadı. Henüz yıl sonu verileri açıklanmamış olsa da Ekim ve Kasım ayları sonuçlarına bakarak, dünya otomobil üretiminde ve satışlarında yüzde 6 seviyesinde bir daralma olması muhtemel diyebiliriz.Türkiye otomotiv sektörü ise 2019 yılını, hükümetin sağladığı farklı teşviklerin olumlu katkısı ile öngörülenden daha küçük bir daralma ile kapatacak. Hem ÖTV desteği, hem de hurda teşviki sayesinde iç pazar satışlarında bir miktar iyileşme sağlansa da, 2018 yılına göre düşüş ile yılı tamamlayacağız. Üretimde ve ihracatımızda da tablo pek farklı değil; bununla birlikte bu daralmanın, küresel ticaretteki dalgalanmaların bir sonucu olduğunu biliyoruz. Bu nedenle de geleceğe kısa, orta ve uzun vadeli bakmaya gayret ediyor ve sektör temsilcileri olarak stratejilerimizi de bu yönde şekillendiriyoruz. Bu kapsamda, önümüzdeki 2 yıllık süreçte sektörel anlamda radikal bir değişim yaşanmayacağını, mevcut durumun korunacağını öngörüyoruz. Ülkemizde üretilen araçların yüzde 77'si AB pazarına ihraç ediliyor ve 2020 yılında AB pazarında küçük de olsa bir daralma bekleniyor. Her zaman dile getirdiğimiz gibi otomotiv sektörü gücünü iç pazarından almaktadır. Türkiye pazarının daralması ve ülkemizde üretilen araçların iç pazardaki satışlarının düşmesi, tedarik sanayicilerinin aşması gereken önemli bir sorun. Dolayısıyla, iç pazarın potansiyelinin gerisinde kalmaması için hükümetin sunduğu teşvikler son derece önemli. İç pazardaki düşüşün etkisini azaltmak isteyen sanayicilerimiz, ihracata yönelmeye devam edecekler. İhracatta artış için daha teknolojik ürünler üretirken, daha rekabetçi olmamız da gerekiyor. Dış pazarlarda daralma yaşanırken iç pazarın da düşmesi, sektörün rekabetçiliğini olumsuz etkiliyor. Türkiye tedarik sanayi ihracat sıralamasında dünyada 23. sırada yer alıyor, ana sanayi ihracatında ise Türkiye 14. sırada geliyor. Yani tedarik sanayi olarak ihracatımızı artırma potansiyeline sahibiz. Tabii ki sadece ihracat ile sürdürülebilir bir büyüme elde etmek de mümkün değil. Dolayısıyla, orta ve uzun dönemde sektörün yeni teknolojilere yönelik olarak kendini geliştirmesi gerekiyor. Yapılan araştırmalara dayanarak, 2025'te dünyada üretilecek araçların en az yarısının hibrit veya tam elektrikli araçlardan, 2030'da ise en az yarısının tam elektrikli olacağını düşündüğümüzde, Türk otomotiv sanayi olarak kat etmemiz gereken çok yolumuz olduğunu biliyoruz. Bu dönemde araçların sürüş açısından otonom hareket edebilme kabiliyetlerinin de artacağını ve otomotiv tedarik sanayi açısından birçok yeni ürüne ihtiyaç olacağını söyleyebiliriz.Aslında sektör olarak orta ve uzun dönem için eksiklerimizi ve kısa dönemde bu eksiklikleri gidermek için çalışmamız gerektiğinin farkındayız. Bu yönde birçok firmamızın da çalışmalar yürüttüğünü biliyoruz. Yeni teknolojilerin geliştirilmesinde tedarik sanayi firmalarının mali gücü çok sınırlı ve bu problemin çözümünde uzun dönemli, düşük faizli kredilerin sektörün önünü açacağını ve teknoloji yatırımları için fırsat yaratacağını düşünüyoruz. Bu konuyu desteklemek üzere Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından başlatılan "Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi kapsamında otomotiv sektörü için ürün listesinin netleştirilmesi ve yatırımcı çağrılarına çıkılması sürecinin bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz. Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Türkiye'nin Otomobili'nin lansman töreni sonrasında tüm toplumumuzda görülen birlik ve beraberliğin, duyulan gururun ve toplumun tüm kesimlerince yaşanan mutluluğun örnek olacağına ve 2020'de bu ruh etrafında kenetleneceğimize inanıyoruz.

Baran Çelik - OİB YKB
"AB pazarındaki yavaşlama risk faktörü olarak ortaya çıkmaktadır
"Ticaret savaşları ve korumacı politikalar, Brexit sürecindeki belirsizlik, AB otomotiv pazarında yavaşlama, Ortadoğu ve yakın coğrafyamızdaki siyasal ve ekonomik istikrarsızlıklar sektör ihracatını 2020 yılında da etkilemeye devam edecektir. Özellikle AB pazarındaki yavaşlama otomotiv endüstrimiz açısından en büyük risk faktörü olarak ortaya çıkmaktadır. Bütün bu risk faktörlerine rağmen otomotiv ihracatçılarımıza güveniyoruz. 2020 yılı için ihracat hedefimiz bu yılın biraz üzerine çıkıp 32 milyar USD'ye ulaşmak olacak. 2019 yılının ilk 11 ayını %3,6 ihracat düşüşü ve 28,1 milyar USD ihracat rakamı ile kapattık. Aslında otomotiv ihracatımızın çok büyük bölümünün yapıldığı Euro bazlı ihracatta geçen yıl ile aynı hatta geçen yılın biraz üzerindeyiz. Ancak özellikle yılın ilk yarısında Euro/Dolar paritesi kaynaklı ihracat kaybı yaşadık. Bu da dolar bazında ihracatımızda yaşanan düşüşün temel nedeni oldu. Yılı 30-31 milyar USD aralığında bir ihracat rakamı ile kapatacağız. Böylece otomotiv endüstrimiz üst üste 1
4. ihracat şampiyonluğunu resmen ilan edecek, tarihindeki en yüksek 2. ihracat rakamına da ulaşmış olacaktır.

Sedat Sezer - Profil Sanayi AŞ Yönetim Kurulu Üyesi
"Toparlanma 2020 için umutları tazeledi
"2019 yılında yaşanan ekonomik durgunluğun, sektörü olumsuz etkiledi. Yılın son çeyreğinde başlayan toparlanma 2020 için umutları tazeledi. 2022 yılında seri üretimine geçilmesi planlanan yerli otomobilin ise sektörde büyük bir heyecana yol açtı. 2018 yılında başlayan ve 2019 yılında devam eden ekonomik durgunluk otomotiv sektörünü olumsuz etkiledi. Kurdaki hareketlenme, kredi faizlerinin yükselmesi ve ÖTV zammı sonrasında sektörün büyük bir sarsıntı yaşadı. Bu gelişmeler sonrası sıfır araç satışlarının durma noktasına getirdi. 2019 yılının son çeyreğinde kredi faizlerindeki düşüş, sektöre olumlu yansıdı. Ancak bu hamleler, daha ziyade ertelenmiş talebin realize olmasını sağladı. Sektörün kalıcı tedbirlere ihtiyacı olduğu açıktır. Şunu da ifade etmek isterim. Piyasalardaki daralma sadece iç dinamiklere bağlı değil. ABD ve Çin'in başrolde olduğu ticaret savaşları, Avrupa'daki talep daralması da ülkemizin ekonomisine olumsuz etkileri oldu. Bu etkiye otomotiv sektörü de derinden hissetti. Bir yandan satışlar düşerken bir yandan da elektrik ve doğalgaz zammı üretim maliyetlerimizi ciddi şekilde arttırdı. Birim maliyetlerde yüzde 80'lere varan artış faturalarda görüldü. Reel sektörün bu artışları ürün üzerine yansıtması zaman alacaktır. Yeni kesinleşen asgari ücret şirketlerin maliyetlerini tekrar gözden geçirmesine karlılıklarını kaybetmemek için satış fiyatlarını arttırma zorunluluğunda bırakacaktır. Maliyetlerin devamlı arttığı, talebin dalgalanma gösterdiği ortamlarda üretim yapmak kolay olmayacak. 2020 yılına 2019'a göre şartlı olarak daha olumlu bakıyoruz. Şarttan kastımız ABD'nin masada hazır bulundurduğu yaptırımlar yasasıdır. Bu yaptırımların zamanlaması ve şiddeti 2020 yılında ekonomik göstergeleri en fazla etkileyecek husustur. Buna ek olarak Akdeniz'deki doğalgaz konusundaki gelişmeler ekonomiyi olumlu veya olumsuz yönde etkileyecektir.

A. Erdem Acay - Coşkunöz Holding CEO'su
"Otomotiv pazarının ivme kazanacağını düşünüyoruz
"2020 yılında Türkiye'nin otomotiv pazarına yönelik hükümetin teşvik sistemleri gerçekleştirmesini bekliyoruz. Tüketimin 2019'a göre artacağını ve otomotiv pazarının geçtiğimiz yıla göre yukarı yönde ivme kazanacağını düşünüyoruz. Savunma sektöründe ise yerli ve milli projelere bağlı olarak üretim ile ürünlerin hızla artacağını öngörüyoruz. Bu kapsamda da Türkiye'nin sektördeki hakimiyetini arttırması yönünde beklentimiz bulunuyor.

Ali İhsan Yeşilova - Yeşilova Holding YKB
"Dünyada çok hızlı teknolojik değişim var
"Otomotiv sanayi çok hızlı gelişen, dünyadaki teknolojiyi çok yakından takip eden ve büyük yatırımların yapıldığı bir alan. Dünyada çok hızlı teknolojik değişim var. Bu hızlı değişimde en çok payı otomotiv sektörü alıyor. Otomotiv sektörü için üretim ve ihracat rekorlarının kırıldığı ve ihracat şampiyonu olarak kapatılan bir yıl oldu. Otomotiv sektöründe yakalanan bu olumlu ivmenin devam eden yıllarda da süreceğini düşünüyorum. Üretim ve ihracatta daha yüksek adetlerin görüleceği yıllar bizi bekliyor.

Uğur Pehlivanküçük - UPK Otomotiv YKB
"Satış hacimlerine ulaşmamızı engelledi
"2019 yılı otomotiv sektörü için genel anlamda kötü bir yıl oldu. Sektörel durgunluk bütçelenen satış hacimlerine ulaşmamızı engelledi. Tüm dünyada artan rekabet ve daralan pazarlar nedeniyle sıkıntılı günler yaşadık.




Pilotcar'a üniversite dopingi
ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 25 ülkeye elektrikli hizmet araçları ihraç eden Pilotcar'a Uludağ Üniversitesi'nden destek geldi. Pilotcar'ın NOSAB'daki fabrikasında incelemelerde bulunan Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saim Kılavuz, Pilotcar'ın yerli sermaye ve Türk mühendisliği ile gerçekleştirdiği projelerden gurur duyduklarını belirterek, "Bu, ülkemiz ve Bursa'mız adına da kıvanç duyulacak bir tablodur dedi.
Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi'nde (NOSAB), fabrikalar, havaalanları gibi büyük tesisler ve turizm sektörü için trafiğe kapalı alanlara yönelik kamyonet, ambulans, golf ve servis arabası gibi elektrikli hizmet araçları üreten Pilotcar firması, üniversite-sanayi işbirliği çalışmalarına hız verdi. Trafiğe çıkabilecek elektrikli hizmet aracını da üreterek Türkiye'de bir ilke imza atmayı başaran Pilotcar, Bursa Teknik Üniversitesi'nin (BTÜ) ardından Rektör Prof. Dr. Saim
Kılavuz'un da yeraldığı Uludağ Üniversitesi heyetini ağırladı. Bursa Uludağ Üniversitesi heyetine, fabrikanın üretim tesisini gezdiren Pilotcar Genel Müdürü Şükrü Özkılıç, elektrikli araçların yapım süreci ile ilgili bilgiler verdi. Tesis ziyaretinin ardından PC 4 Lifted model aracın direksiyonuna geçen Pilotcar Genel Müdürü Şükrü Özkılıç, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve beraberindeki heyetle test sürüşü gerçekleştirdi.
"ÜLKEMİZ VE BURSA'MIZ ADINA KIVANÇ DUYULACAK BİR TABLO
Pilotcar ziyareti ile ilgili değerlendirme yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saim Kılavuz, "Özellikle son dönemde üniversite-sanayi işbirliği kapsamında çeşitli firmalarla bir araya gelmeye özen gösteriyoruz. Hele ki üniversite – sanayi işbirliği konusunda firmalarımızın heyecan ve talebini gördükçe daha da motive oluyoruz dedi.Yapılanlara şahit oldukça Türkiye adına geleceğe umutla baktıklarını kaydeden Kılavuz, "Pilotcar da bu firmalarımızdan birisi. Bugün fabrikanın üretim tesisini gezdik ve çok da heyecanlı bir test sürüşü deneyimi yaşadık. Böyle bir eseri çok genç bir ekibin insanların hizmetine sunmuş olması bizleri çok memnun ediyor. Yerli sermaye ve Türk mühendisliği ile yürütülen projelerden gurur duyuyoruz. Bu, ülkemiz ve Bursa'mız adına da kıvanç duyulacak bir tablo şeklinde konuştu. Ziyaretlerinden ve gösterdikleri ilgiden dolayı Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz'a teşekkür eden Pilotcar Genel Müdürü Şükrü Özkılıç ise, "Bursa, elektrikli hizmet aracı üretiminde ülkemizin lokomotifi konumunda. Üniversitelerimiz bu konuyla yakından ilgileniyor. Üniversite- sanayi iş birliği kapsamında ilerleyebilmek için bu tarz ziyaretleri çok kıymetli ve değerli buluyoruz. Hocamızla güzel bir fabrika turu ve ardından da test sürüşü gerçekleştirdik. Biz üniversite sanayi işbirliğini çok önemsiyoruz. Bu kapsamda işbirliklerimiz artarak sürecek diye konuştu.Ayrıca, uzun süredir üzerinde çalıştıkları şehir içi trafiğe de çıkabilecek elektrikli aracın tamamlandığını söyleyen Özkılıç, "Kullanıcılarına fosil yakıtlılara göre büyük maliyet avantajı sağlayan ve yurtdışında yaygın olarak kullanılan elektrikli araç, resmi işlemlerin tamamlanmasıyla birlikte tüm Avrupa Birliği ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye'de plakalı olarak trafiğe çıkabilecek ifadelerini kullandı.


OSD'den hurda teşviki sürekli olsun önerisi!
Kamuoyunda hurda teşviki olarak bilinen "Yaşlı Araç Değişim Programı 2019 yılı sonu itibariyle sona erdi. İç pazarı önemli ölçüde hareketlendiren programla ilgili görüşlerini paylaşan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, önemli istatistikler paylaşırken, programla ilgili 4 kritik öneri daha getirdiklerini bildirdi. Haziran 2018'de uygulamaya alınan hurda teşvik programıyla birlikte, Kasım ayında devreye giren vergi düzenlemelerinin pazarın daralmasında yavaşlatıcı etki yarattığını ifade eden Haydar Yenigün, "Söz konusu programı; iç pazarın canlanması, ekonomi, trafik güvenliği ve her şeyden önemlisi çevre katkıları dikkate alındığında çok önemli bir uygulama olarak değerlendiriyoruz. Bu çerçevede, hurda teşvik programının içeriğinin aynı araçla değişim şartı kaldırılarak, birçok ülkede olduğu gibi sürekli bir program olarak ele alınması veya kısa vadeli bir çözüm olarak 2019 yılı sonrasında da devam etmesi, ülkemiz ihracatının yüzde 19'unu gerçekleştiren, ekonomimize önemli katkılar sağlayan otomotiv sanayimiz adına önem arz ediyor dedi.Programın devreye alındığı günden itibaren iç pazardaki satışlara önemli katkılar sağladığını belirten OSD Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, "TÜİK verilerine göre, 2018 yılı Haziran ayı itibariyle trafikten kaydı silinen araç sayısında ciddi artış yaşandığı gözlemlenmiştir. 2018 yılı Ocak-Mayıs döneminde 22 bin 674 adet araç trafikten silinmişken Haziran-Aralık döneminde 180 bin 306 adet aracın trafikten kaydı silindiği görülmektedir. 2019 yılı ilk on ayında trafikten kaydı silinen araç sayısı ise 224 bin 234 adete ulaşmıştır. Kaydı silinen araçların ciddi bir kısmının yerine yeni araç alındığı kabul edilirse, hurda teşvik uygulamasının pazardaki daralmayı frenlediği sonucu çıkmaktadır. Diğer bir ifade ile hurda programı ve vergi indirimleri olmasaydı pazarda yaşanan daralmanın daha fazla olacağı değerlendirilebilir diye konuştu. Mevcut "Yaşlı Araç Değişim Programının etkinliğini artırmak üzere 4 önemli öneri hazırladıklarını dile getiren OSD Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, bu önerileri ise şu şekilde sıraladı: Program içeriğinde aynı kategoride araçla değişim şartının kaldırılması, özellikle de otomobil ve hafif ticari araç sınıflarında bir aracın hurdaya ayrılması ile yeni bir otomobil veya hafif ticari araç sınıfında araç alımına imkan sağlanması gerekmektedir. Yani aynı kategoride araç alma zorunluluğunun bu kategoriler için kaldırılması sağlanmalıdır. 2019 yılında uygulamaya alınan yeni emisyon normlarından kaynaklı ek maliyetler ve ekonomik koşullar ile oluşan fiyat artışları göz önüne alınarak terkin edilecek ÖTV tutarları güncellenmelidir. Fiyat seviyesi yüksek ve ÖTV oranları göreceli olarak düşük olan ağır ticari araç grubunda etkisi çok kısıtlı kalan hurda teşvik uygulamasının, bu araç grubu için katkıyı artıracak şekilde yeniden kurgulanması gerekmektedir. Ülkemiz yaşlı traktör parkının gençleşmesi ve tarımda verimliliğin artması için traktörler de program kapsamına alınmalıdır.

Sayı: 1232 - Sayı'nın Kapağı

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51