banner6

28.09.2021, 11:45

İmzalar 541 oldu

13 Eylül 2021 günü Olay gazetesinin Manşet haberinde şöyle yazıyordu. “BİR İNŞAATA 540 İMZA”

İMO Başkanı sayın Mehmet Albayrak’ın sözleri idi. Gazetenin haberine göre şöyle demişti sayın Albayrak: “Bir inşaatın plan aşamasından, tapu sürecine kadar 540 imza atılması gerekiyor. Dünyanın başka bir ülkesinde böyle bir sistem var mı bilmiyorum. İlgili bakan yardımcısına yaptığımız çalışmayı vereceğiz. 540 imzayı indirecek bir çalışmadır bu. Maalesef yapı denetim firmaları, bürokrasiden başını kaldırıp, inşaatları denetleyemez hale geldiler.”

Bakalım ilgili bakanlık bu işe ne diyecek, doğru derse imza sayısı kaça düşecek? Karar ne zaman çıkacak? Hızlı treni bekler gibi, bekleyeceğiz artık. Yeni bir inşaat arifesindeyiz. Ruhsatı çok şükür 3 ayda çıkarmayı başardık, yer teslimi 4 gün sürer dediler. Ayrıca adım atsan para. Bina ayrı, istinat ayrı, havuz ayrı ruhsat. Her ruhsat ayrı para ayrı yapı denetim. Şehrin ortasında inşaat yapıyorsun 20 metre öteden şantiye cereyanı bağlamak 11 bin lira. Bağlama süresi ayrı dert. Öyle rezillik ki kaçak yapı ancak bu kadar teşvik edilir. Kesinlikle doğrudan, yasadan yanayız ama işin suyunu çıkardılar.  

Sayın Albayrak’ın çalışmalarını yürekten kutluyorum. Üstüne düşeni riya ve gösterişten uzak, uyum ve özveri ile yapma gayretinde. Ve bu kez de söyledikleri doğru. Hatta kendisinin Facebook sayfasında da geçen imza meselesine yazdığım yorumda şöyle demiştim; “Doğru başkan. Peki bunca kişinin imzası ile yapılan inşaatlar çökerse neden yalnızca bir imzası olan müteahhit tutuklanıyor?” İnşaattan aşırı bürokrasi asla elini çekmemiştir. Aslında mesele imzanın sayısında değil, ne kadar sahip çıkıldığında. İmza sahipleri işlerini doğru ve gereğince yapsa idi hiçbir inşaat çökmezdi. Bu ifadeleri yazarken hem ciddi uygulama tecrübesine sahip 43 yıllık inşaat mühendisi, hem de müteahhit olmaktan cesaret alıyorum. Günün sisteminde ise müteahhit yalnızca yatırımcı olarak kalmıştır. Çalıştırdığı hiçbir mühendis ya da mimar ya da yapı denetim, projelere uyulmasını engelleyecek taleplere uymak zorunda değildir. Müteahhit bu yönde telkin dahi yapamaz. Müteahhidin şantiyeye getirdiği her malzeme, gerekirse şantiye şefi ya da yapı denetim tarafından reddedilebilir, kullanımı engellenebilir. Abartılmaz ise doğrusu da budur.

Bugün inşaat sektörü ile yaşanan pek çok problemin özüne inildiğinde görülecektir ki, en başta siyaset ve bağlı olarak bakanlık ve belediyeler devamında, siyasallaşmaya başlayan odalar ve nihayet sektördeki yandaş unsurlar vardır. Daha önce defalarca yazmıştım. Frankfurt Belediye Meclisi’nde son 30 yılda sadece bir kez imar tadilatı yapılırken Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde yalnızca 2018 senesinde bin küsur kez imar tadilatı yapılmıştır. Bunu yazdığımız yıldan bu yana geçen sürede değişen bir şey oldu mu derseniz, pandemi ve ekonomik durum etkisi dışında eski tas eski hamam. Hani problemin tespiti tedavinin yarısıdır derler ya, bizde öyle değil. Yönetim erki kör, sağır ve duyarsız. İstediğin kadar bağır duyan yok. Acaba bu yanlış mı diye kendi aralarında bile tartışsalar görecekler ama o da yok. Ve elbette tedavi de yok. Ta ki sonuçları herkesi yakana kadar. Peki o zaman düzeliyor mu derseniz, gülerim. Hayır. O zaman sadece kendileri dışında suçlu aramaya başlıyorlar. Yani dert, tedavi değil.     

Başkanın şu “hormonlu ruhsat” sözü de pek sempatik. Ağır bir sorun ancak bu kadar nezaketle dillendirilir. Haksız ve hukuksuz rekabet yanında, başta trafik olmak üzere pek çok problemin kaynağı yapılar, mahkemelerin verdiği kararlara rağmen durmuyor bitiriliyor, yasaklara rağmen elektriği, suyu, doğal gazı bağlanıyor, yıllar sonra da bir şekilde yasallaştırılıyor. Bu arada İMO başkanımıza bir bilgi vereyim. İmza sayısı 541 oldu. Yeni inşaatın ruhsatı imzaya açılmak üzere iken en son ne istediler bilin bakalım; “Akustik projesi”. Ayranımız yok içmeye diyeceğim susuyorum. Belki de biz eski kafalıyız. Teknoloji gelişiyor, gereklidir. Ne diyelim, olsun tabi. Hatta “Nükleer etki projesi” istenmeli. Öyle ya onca baz istasyonu, cep telefonu derken yüklenip duruyor binalar. 5G’de geliyormuş, vay halimize.

Sorumluluk taşımayı bilmeyen, ya da taşıdığı sorumluluktan korkan yetki üstlenmemeli. Bazen o sorumluluğun en ağır bedeli kul hakkı olabilir. Allah herkese akıl vermiş ve kullan demiş. Gerisi teraziyi tutanın keyfiyetinde. Hayırlısı.

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51