BTÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gül Sayan Atanur’un ‘’KENT ve YEŞİL ALAN’’ başlıklı konuşmasının devamı;
Sosyal Faydalar: Kentsel Toplulukları Yeniden Düşünmek
1.Sağlıklı ve Sürdürülebilir Yaşam Tarzlarını Teşvik Etmek
Bu alandaki çalışmalar, açık havada yaşam tarzını teşvik etmenin ölümleri binde 2-6 oranında azaltabileceğini göstermiştir, ancak sağlıklı yaşam tarzlarını teşvik etmenin önemli bir ekonomik faydası da vardır. Örneğin Birleşik Krallıktaki hareketsiz nüfusun %1’lik kalıcı bir azaltılmasının bile ekonomiye yılda 1,44 milyar sterline varan, kişi başına 800 sterline eşdeğer bir ekonomik fayda sağlayacağı tahmin edilmektedir.
Ancak sağlıklı yaşam tarzlarını teşvik etmenin önemli bir ekonomik faydası 1960’larda ortaya çıkan çevresel kaygılar ve 1980 sonrasında bu kaygılara ek olarak yaşam kalitesi ve sürdürülebilirlik kavramını ortaya çıkaran gelişmeler. Bu dönemde yükselen ekolojik söylemin etkileri kent planlama pratiğine de yansır. Kent ve kır birbirinden soyutlanmış mekanlar değildir. Bu nedenle aralarındaki ilişki, kentin kırı tüketmesine dayalı bir ilişki değil, sağlıklı bir ortak yaşam ilişkisi olmalıdır.
1903-1918 yılları arasında Tokyo’da doğan 3100 kişiden 2111’i 1992 yılına kadar hayattaydı, araştırmalar bu kişilerin 5 yıl daha yaşama olasılığının, yerel parklarda ve ağaçlıklı sokaklarda yürüyüş yapabilme becerilerine bağlı olduğunu göstermiştir. Araştırmalar ayrıca insanların mahallelerinde birçok doğal güzellik olduğunu algıladıklarında, önemli noktalara, mağazalara, kafelere ve benzeri alanlara daha fazla yürüyerek gittiklerini göstermektedir. Doğal bir güzellik olmaması durumunda mesafeleri gerçekte olduğundan daha büyük olarak değerlendirip, yürümeme kararına varabilirler. Doğayla pasif bir etkileşim bile, sadece pencereden bir ağacı görebilmek stresi bile kan basıncını düşürmek için yeterlidir.
2.Kentsel Toplulukları Desteklemek
Boş arsaların küçük parklara ve toplumsal yeşil alanlara dönüştürüldüğü mahallelerde, iyileştirme yapılmamış boş arsalara sahip mahallelere kıyasla daha az suç oranı gözlemlenmiştir. Şehrin bazı kesimlerinde, iyileştirilmiş boş arsalara sahip mahalle sakinleri, önemli ölçüde daha az stres ve daha fazla egzersiz bildirmiş ve bu da iyileştirmelerin sakinlerin açık hava algılarını etkilediğini göstermektedir. Taze gıda üretmekten mahalle bağlarını güçlendirmeye kadar, toplum bahçeleri şehir yaşamının kalitesi üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir.
3.Yaşanabilir Alanlara Yatırım Yapmak
Şirketler, iyi tasarlanmış ve iyi yönetilen kamusal alanlar sunan yerlere ilgi duyuyor ve bunlar da müşterileri, çalışanları ve hizmetleri çekiyor. Şehir merkezlerinde, hoş ve bakımlı bir ortam, perakende alanları ziyaret eden insan sayısını, yaya trafiğini artırıyor. Yüksek kaliteli kentsel alanlar, insanların şehir dışına seyahat etmek yerine yerel bölgedeki eğlence hizmetlerini kullanarak buluşup sosyalleşebilecekleri bir alan sunarak yerel ekonomilere ivme kazandırabilir. Bu, yerel girişimciliği teşvik ederek yerel bölgenin finansal güvenliğini artırır. Yakınlarında ağaçlar bulunan evlerde yaşayanlar komşularıyla daha fazla sosyalleşiyor, kendilerini daha güvende hissediyor ve suç oranları %52 daha az oluyor. Araştırmalar Yeşil alanı görebilen binalarda çalışan kişilerin, göremeyenlere göre işten neredeyse dörtte bir oranında daha az izin aldığını, yeşil alanın ayrıca arazi değerini %22 oranında artırdığını göstermiştir.
Çevresel Faydalar: Akıllı ve Dayanıklı Ortamlar
Oregan, Portland’da kurulan sürdürülebilir drenaj sistemi, doğal drenajın kentsel peyzaja nasıl entegre edilebileceğini göstermede öncü olmuştur. Alanda sürdürülebilir drenaj sistemi yağmur suyunu işlemek için dağın teraslarını kullanırken, alçak alanlar suyu insan tüketimi için işlerken, tüm alan yürüyüş yolları ve gezinti yerleriyle çevrilidir. Sistem, yollardaki akışı temizlemek için doğayı kullanırken fırtına olaylarıyla etkili bir şekilde başa çıkar. Sonuçta nehirlerde taşkın olayları %35 oranında azaltılır. Yüzey akış suyunu tutmak için doğal sistemler kullanmak ve doğal olarak suyollarına geri sızmasını sağlamaktır. Bu, kentsel alanlarda geçirimsiz beton, asfalt veya çatılı alanların yerine, taşkına dayanıklı bitki örtüsü ve daha geçirgen yüzeyler arasında daha iyi bir denge gerektiği anlamına gelir. Yağmur suyu artık toprağa sızamadığı için şehir su baskınlarına daha yatkın hale geliyor. Geleneksel yağmur suyu sistemlerinin yenilenmesinin maliyeti çok yüksek olduğundan, yağmur suyunun süzülmesini sağlayan geçirgen kaldırımlar, suyu toplayıp, toprağa yönlendiren yıkama havuzları inşa etmeye başlandı…