banner6

27.09.2021, 23:05

Hatalı enjeksiyon  uygulanmasından doğan giderim


Küresel ölçekte Covid - 19 virüsünden dolayı aşılamaların yaşandığı bir süreçten geçmekteyiz. Konunun insan sağlığı ile çeşitli boyutlarda yansımaları bulunmaktadır. 
Bu yansımalardan biri de, Covid - 19 aşısı için hastaneye giden kişiye uygulanan iğnenin reçete edilmesi sonucu, aşıdan değil de hatalı iğne yapılmasından dolayı hastalanan ve kalcı/geçici beden ya da ruhsal hastalıklar (Tıbbi müdahale sonucunda vücutta sakatlık ya da maddi ve manevi varlığı zedeleyen diğer rahatsızlıklar) veya ölümlerin olması olasıdır. Tıbbi müdahale sonucunda vücutta sakatlık ya da maddi ve manevi varlığı zedeleyen diğer rahatsızlıkların meydana geldiği bu gibi durumlarda, hastane işleticisi devlet kurumu ya da özel kuruluşların diğer sorumlulukları yanında ayrıca tazminat sorumluluğu bulunmaktadır.
Bu durumda olan bir hastanın, zararlarının tazmini için yasal haklarının bilinmesinde yarar vardır. 
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” kenar başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”
Söz konusu düzenleme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesi çerçevesinde özel hayata saygı hakkı kapsamında güvence altına alınan fiziksel ve zihinsel bütünlüğün korunması hakkına karşılık gelmektedir. Anayasa’nın bu hükmü ile kişinin maddi ve manevi varlığının bütünlüğü gerek kamusal yetkilerle donatılmış kişilerin gerekse özel kişilerin müdahalelerine karşı güvence altına alınmıştır (Anayasa m.17/1, 56/3 – 4).
Hastanenin, kamu kurumu veya özel kuruluş işletmesi olması bakımından sorumlu sujenin tespiti farklılık gösterir.
a) Kamu kurumu işletmesi hastanesi olduğunda sorumlu suje                Sorumluluk konusunda açık düzenleme içeren 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kişilerin uğradıkları zararlar” başlıklı 13. maddesinin 3657 sayılı Kanunla değişik 1. fıkrasına göre, “Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar.”
b) Özel kuruluş işletmesi hastanesi olduğunda sorumlu suje Özel hastane ile hasta arasındaki hukuki ilişki, bir tam ya da kısmi sözleşme ilişkisi olup, Türk Borçlar Kanununda öngörülen tipik bir sözleşme değildir. 
Özel hastanelerde kural olarak hekim ile hasta arasında değil, hastane ile hasta arasında bir sözleşme ilişkisi söz konusudur.
Türk hukukunda, hastaneye kabul sözleşmesinin asıl edimini tıbbi tedavi edimi olup, kural olarak vekâlet sözleşmesi hükümlerine tabi tutulmaktadır.
Hastane işleticisinin, “hastane bakımı” kavramı içinde yer alan edimleri konusunda kesin bir sayma yapmak mümkün değildir. 
Hasta, hastaneye kabul edilmekle hastane yetkililerinin himayesine girmiş olur ve kendisine en iyi tedavi ve bakım hizmetinin verilmesini ister. 
Hasta, hastaneye tam kabul sözleşmesinde, hastane bakım hizmetleri için sadece hastane işletmesini sorumlu tutabilir. Hastane işletmesinin, Türk Borçlar Kanunu’nda öngörülen vekilin özen borcu çerçevesinde (m.506/II), hedef tutulan sonucun başarılı olması için işlerin mutat cereyanına göre gerekli girişim ve davranışlarda bulunması gerekir. Vekilin özen borcu, iş görürken yöneldiği sonucun olmaması değil bu sonuca erişmek için yaptığı faaliyetleri özenle yürütmesidir.  
Özel hastane, özen borcunun yerine getirilmediğini ispat yükü, kural olarak, hastanın üstündedir. Hasta sadece başarılı bir sonucun gerçekleşmediğini ispat edecektir.
Üstteki açıklamalardan, zarar görenin kural olarak özel hastane işleticisine karşı tazminat davası açması gerektiği açıktır.
Esenlik ve mutluluk dileklerimizi iletir, en içten saygılarımızı sunarız.

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51