Mecbur kaldık

Mecbur kaldık
Küresel konusuna değinmeyecektik ancak hükümetin ilgili üç bakanının konuyla ilgili yaptığı basın toplantısı bizi mecbur etti.
Basın toplantısından küresel ısınmaya karşı önerileri noktasına virgülüne dokunmadan aşağıda sıralıyoruz. Bakalım bakanlarımız nasıl önlemleri öngörmüş?
Önlemler
- Sorumluluk evdeki Ayşe Teyze'ye, ilkokul 8. sınıfa giden Hasan'a, kamyon şoförü Mehmet'e düşüyor,
- Evlerde daha az enerji kullanan buzdolabı, çamaşır makinesi, ütü ve az enerji tüketen ampullerin kullanılması,
- Buzdolaplarının evin en soğuk noktasına koyulması,
- Çamaşır ve bulaşık makinelerinin tam dolu olarak çalıştırılması,
- TSE damgalı ürünlerin kullanılması,
- Yiyeceklerin düz tabanlı tava ve tencerelerde pişirilmesi, düdüklü tencerelerin daha fazla kullanılması,
- Güneş enerjisinden daha fazla istifade edilmesi,
- Diş fırçalarken, traş olurken musluğun açık bırakılmaması,
- Radyatörlerin arkasına alüminyum folyolarla kaplı izofanlar koyulması,
- Binaların iyi giydirilmesi, izolasyonlarının tam yapılması,
- Araç sahiplerinin araçlarını rölantide fazla çalıştırmaması,
- Araçların hız limitlerinin üzerinde kullanılmaması.
Küresel bir sorunun çözümüne yaklaşım bu. Daha fazla bir söz söylemeye gerek var mı? Bakanların basın toplantısında önemli bir bilgi vardı. O da, 9 Aralık 2005'te İngiltere'de yapılan Çevre ve Orman Bakanları Gayri Resmi Toplantısı'nda belirtilen senaryoyla ilgili. Sözü edilen senaryo, küresel ısınmadan en çok etkilenen bölgelerden birinin Akdeniz Havzası olacağı ve bu bölgede tarımsal faaliyetlerin düşeceğidir.
Buna karşılık Kuzey Avrupa'da ise tarımsal faaliyetlerin artmasıdır. Görüleceği üzere küresel ısınmanın ilk hedeflerinden biriyiz. Ama umudumuz Ayşe Teyze.