banner6

YAN SANAYİ reform bekliyor

Otomobil ve hafif ticari araç pazarı 8 ayda yüzde 46 daraldı. Daralmanın yansımasını otomotiv sanayicileri, kurlardaki artış, otomobil üzerindeki yüksek vergiler ve yükselen kredi maliyetleri olarak altını çizdi.

Gündem 23.09.2019, 21:00 23.09.2019, 21:00
YAN SANAYİ reform bekliyor
Otomobil ve hafif ticari araç pazarı 8 ayda yüzde 46 daraldı. Daralmanın yansımasını otomotiv sanayicileri, kurlardaki artış, otomobil üzerindeki yüksek vergiler ve yükselen kredi maliyetleri olarak altını çizdi.


Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2019'un ocak-ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 46 daralarak 239 bin 317 oldu. Söz konusu dönemde satışlar otomobilde yüzde 44, hafif ticari araçta yüzde 52 azaldı.
Otomotiv ana ve yan sanayicilerinin değerlendirmelerinde, en büyük ihracat pazarı olan AB ülkelerinde ve tüm dünyada da bir daralma yaşandığının altı çizildi. Bu olumsuz etkileri en aza indirmeyi ve ihracat artışını ancak daha teknolojik ürünler üretip, daha rekabetçi olarak sağlayabileceğimizi ifade eden sanayiciler, dış pazarlarda daralma yaşanırken iç pazarın da çok sert düşmesi sektörün rekabetçiliğini olumsuz etkilediğinin altını çizdiler.
Otomotiv sektörünün daha kalıcı çözümlere ihtiyacı olduğunu ifade eden sanayiciler, yapısal vergi reformunun vergi sisteminde olumlu etkiler yaratacağını kalıcı çözümler geliştirilmesi gerektiğini ifade ettiler. İşte, bu hafta otomotiv sektöründe yaşanan daralmanın yan sanayiye etkilerini değerlendirdik.
Otomotiv Distribütörleri Derneği'nden (ODD) yapılan açıklamaya göre, toplam pazarda geçen yılın 8 ayında 440 bin 428 satış yapılmıştı.Bu yılın 8 ayında 2018'in aynı dönemine göre otomobil satışları yüzde 43,94 azalarak 193 bin 320, hafif ticari araç satışları ise yüzde 51,86 gerileyerek 45 bin 997 düzeyinde gerçekleşti.

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) bu yılın ocak-ağustos dönemine ait üretim, ihracat adetleri ile pazar verilerini açıkladı. Buna göre, yılın 8 ayında hem toplam otomotiv üretimi hem de otomobil üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11 azaldı. Toplam otomotiv üretimi 921 bin 187 adet olarak gerçekleşirken, geride bırakılan sekiz ayda Türkiye'de üretilen otomobil sayısı ise 610 bin 222 adet oldu. Aynı dönemde toplam pazar yüzde 46 azalarak 246 bin 161 adet, otomobil pazarı yüzde 44 azalarak 193 bin 320 adet olarak gerçekleşti. Öte yandan ihracat, bir önceki yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 6 azalırken, otomobil ihracatı yüzde 8 azaldı.


Alper Kanca - TAYSAD Başkanı 
"Sektörün rekabetçiliğini
olumsuz etkiliyor
Türkiye İhracatı Ocak-Ağustos 2019 döneminde geçen yılın aynı dönemine göre %2,9 artarak 117 milyar 252 milyon USD olarak gerçekleşti. Bu dönemde Otomotiv Endüstrisi ihracatı %4 azalmakla birlikte, sektörümüz 8 aylık toplamda 19 milyar 957 milyon dolar ile ülke ihracatında ilk sıradaki yerini korudu. 8 aylık verilere göre sektör ihracatımızda, Almanya'da %8, Belçika'da %22, İtalya'da %18, Birleşik Krallık'ta %15 ihracat düşüşü yaşanırken; Hollanda'da %22, İsrail'de %27, Rusya'da ise %14 artış ihracat artışı kaydedildi. AB ülkeleri, sektör ihracatından aldığı %77'lik pay ile 15,3 milyar USD'lık ihracata imza atarak, otomotiv ihracatımızda en önemli pazar konumunu korumaya devam etti. Bununla birlikte, en büyük ihracat pazarımız olan AB ülkelerinde ve tüm dünyada da bir daralma yaşanıyor. Bu durumda elbette bizleri de direkt etkiliyor ve etkilemeye de devam edecek. Bu olumsuz etkileri en aza indirmeyi ve ihracat artışını ancak daha teknolojik ürünler üretip, daha rekabetçi olarak sağlayabiliriz. Dış pazarlarda daralma yaşanırken iç pazarın da çok sert düşmesi sektörün rekabetçiliğini olumsuz etkiliyor. İlk 7 aylık verilere göre toplam üretimimiz bir önceki yıla kıyasla %12'lik bir düşüş ile 869 bin adet seviyesinde gerçekleşti. Pazarda, yani araç satışlarında ise neredeyse yarı yarıya bir gerileme söz konusu oldu. İlk 7 ayda, önceki yıla göre %48'lik düşüş ile 219 bin adet araç satışı gerçekleştirildi. Biz her ortamda, sadece üretim yapmanın yeterli olmadığını dile getirmeye devam ediyoruz. Rekabetçiliğimizi arttırmamız, yeni pazarlara yönelerek dışa açılmamız ve mutlaka Ar-Ge ve inovasyon konularındaki yetkinliklerimizi arttırmamız gerekiyor.

Ayhan Korgavuş - Ünver Group YKB 
"Kalıcı çözümler geliştirilmeli
Veriler otomotiv sektörünün içinde bulunduğu olumsuz tabloyu net olarak ortaya koymaktadır. Üretimin daralması demek, istihdamı ve yeni yatırımların azalmasına yol açacak, beraberinde ise sürdürebilir kalkınmanın önünde tehdit oluşturacaktır. Geçici çözümler ile iç piyasadaki araç satış rakamları hareketlenmiş gibi görünse de daralan iç pazar, sektörümüzü ciddi olarak etkilemekte, faiz oranlarının yüksek olması ise beraberinde sektörel bir krize yol açmaktadır. Otomotiv sektörünün daha kalıcı çözümlere ihtiyacı olduğu açık. Yapısal vergi reformunun vergi sisteminde olumlu etkiler yaratacağı Ekonomi uzmanlarının da hem fikir olduğu bir konu. Ancak daha kalıcı bir sisteme ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Kalıcı çözümler geliştirilmeli benim bu konu hakkındaki önerilerim, piyasadaki para hareketliliği mutlaka kontrol edilmeli, harcama ve tasarruf kaynaklarının nereden geldiği sorgulanmalı, işveren olarak belirtmeliyim ki özellikle istihdam üzerindeki vergi yükü azaltılmalı ve kayıt dışı ekonomi ile daha kararlı mücadele edilmeli. Vergisini zamanında ödeyen bir sanayici olarak vergi aflarına artık son verilmeli ve kazanca göre vergilendirme sistemine geçilmesinin çok daha kalıcı çözümler yaratacağına inancım tam.


Uğur Pehlivanküçük - UPK Otomotiv YKB 
"Bursa'ya özelde ciddi bir
durgunluk getirdiği ortadadır
Genellikle otomotiv sektörü bir plan üzerinde gider ve aşağı yukarı belli toleranslar içinde de hedeflerini tuttururdu. Birkaç yıldır devam eden ve şiddetini, bu yıl ciddi olarak hissettiren  ekonomik durgunluk haliyle ilk olarak lüks veya vazgeçilebilir olarak görülen iç pazarları vurdu. Artan enflasyon ve gelecek kaygısı ile  insanlar vazgeçilebilir lükslerini erteledi. Tabi bu durum otomotive iş yapan yan sanayilerde ciddi bir krize sebep oldu. Ödenemeyen krediler, dönen çekler, işten çıkarmalar doğal olarak geldi. Zaten hep plansız hareket etmeyi bir gelenek olarak gören ve "kervan yolda düzülür mantığı ile hareket eden yan sanayi tedarikçilerinin hepten yolda kalmasına sebep oldu. Bu dönem tedarikçilerin tekrar verimlilik ve maliyetlere yoğunlaşacağı, işgücü kalifiyesini artırmaya çalışacağı, para yönetimi ile ilgili dersler alacağı bir dönem olursa artıları olacaktır. Bu krizin Bursa'ya özelde ciddi bir durgunluk getirdiği ortadadır. Yan sanayi tedarikçilerinin artık otomotiv ile birlikte ortak paydada üretim yapabilecekleri sektörleri de araştırmaları işletmelerine esneklik ve uyum kabiliyeti kazandırmaları gerektiği açıktır.  Kredilerin makul oranlara dönmesi talebin artması için yeterli olmayacaktır. Alım gücü enflasyon karşısında düşen orta kesim alım gücünü tekrar artırırsa yerli otomotiv firmalarının talebi artacaktır. Kredi düşecek döviz düşecek enflasyon düşecek ve güven artacak ki insanlar alıma yönelebilsin. Zaten çok borçlu yaşayan insanların faiz düştü diye tüketime yönelmeleri pek mümkün değil. Sanayici ise artık işletme sermayesini artırmak durumunda olduğunu anlamalı, varlıklarını krizde dip yapan ve likidite oluşturmayan gayrı menkullere bağlamaktan vazgeçmeli ve alternatif sektörlere iş yapar hale gelmelidir. Tek sektör tek grup tek ana müşteriye bağımlı olmaktan çıkmak zorundayız.


Anıl Yücetürk - Maysan Mando Genel Müdürü
"Bu sürecin çok fazla
sürmeyeceğini düşünüyorum
Geride bıraktığımız dönemde, küresel ekonomide yaşanan durgunluk ve konjonktürel dalgalanmalar, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çeşitli zorluklar yaşattı. Bu zorluklardan her sektör olduğu gibi kuşkusuz otomotiv sektörü de yakından etkilendi. 2018 yılında ülkemizde pek çok rekor kıran sektörümüz, 2019 başından bu yana ABD-Çin arasındaki ticaret anlaşmazlığı, küresel resesyon, AB pazarındaki büyüme sürecinin gerilemesi, Bretix kaynaklı global riskler gibi çeşitli faktörlerin etkisiyle endişeli bir süreç geçirse de bu sürecin çok fazla sürmeyeceğini düşünüyorum. Dolayısıyla Türkiye otomotiv sektörü, küresel gelişmeler kaynaklı yaşadığı bu yapısal dönüşüm sürecini en az hasarla atlatarak, uzun vadede ortaya konacak yüksek performans ve devlet destekleri/teşvikleri ile tekrardan yükseliş trendini yakalayacaktır. Bu noktada, özellikle tüketici tarafından yapılabilecek faiz indirimi, üreticinin finansal kaynaklara ulaşımını kolaylaştırmak ve sektörü tekrardan harekete geçirecek yapısal hamlelerle birlikte, otomotiv sektörünün ihracatta yeniden yüksek rakamlara ulaşacağını ve ülke ekonomisine yeniden ivme kazandıracağını öngörüyorum.


İpek Yalçın - Thierry Diniz Genel Müdürü 
"Yatırımcıya güven
verecek reform paketleri
devreye girilmeli
Türkiye otomobil ve hafif ticari araç iç  pazarı ilk sekiz aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45.66 oranında daraldı ve tahminler,sektörün bu yılı 400 bin adetlik satış rakamının altında tamamlayacağı yönünde. İhracat ile sektörün yüzü gülse de, üretimde de % 13'lük bir daralma söz konusu. Satışlardaki düşmenin nedenleri; ekonomik durgunluk, satınalma gücünün azalması, kur kaynaklı fiyat artışı olarak sıralanabilir. ÖTV indirim teşviğinin yanında, KDV desteği, hurda indirim desteği devam etmeli ayrıca faiz indirimleri yapılmalıdır. İnsanları satınalmaya itecek nedenler verilmelidir. Ancak tüm bu çözümler geçici olup acilen kalıcı çözümler ile  sektörün ve yan sanayisinin zarar görmeden ve eleman kaybetmeden tekrar yükselişe geçmesi sağlanmalıdır. Ana sanayide başlayıp, yan sanayisine sıçrayan işçi çıkarımları başlamadan, uzmanlaşmış kadrolar kaybedilmeden devlet tarafından desteklerin hızlıca verilmesi, ekonomik ve siyasi dengenin sağlanması, yatırımcıya güven verecek reform paketlerinin devreye girmesi gerektiğini düşünüyorum.


Ali Hakan Süalp - İnsu Teknik Genel Müdürü 
"Daralmanın önümüzdeki
dönemlerde azalacağını
düşünüyorum
Otomotiv sektörü, ülke ekonomisine katkısı ve birçok farklı sektöre de öncülük etmesi açısından önemli sektörlerden biridir. Sektör, ülkemizde ekonominin lokomotifi olarak kabul edilir. Bu nedenle otomotiv sektöründe meydana gelen değişimler ekonomiyi de önemli ölçüde etkilemektedir. Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarı ilk sekiz aylık dönemde toplam 239 bin 317 adetlik satışla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45.66 oranında daraldı. Bu daralmanın temel nedeni olarak kurlardaki artışla birlikte yükselen kredi maliyetleri ve otomobil üzerindeki yüksek vergiler gösteriliyor. İnsu Teknik olarak, yurtdışında özellikle Amerika pazarında oldukça kuvvetliyiz. Bu nedenle daralma bizi çok fazla etkilemedi ancak iç piyasanın canlanması ile bizler de ciddi bir ivme yakalayacağız. Daralmanın önümüzdeki dönemlerde azalacağını düşünüyorum. Otomotiv sektörümüzdeki bilgi birikimimiz, deneyimlerimiz, geniş ürün yelpazemiz ve ülkemizin coğrafi avantajları nedeniyle çok daha güzel gelişmeler yaşanacaktır. Sektörümüzde çok daha iyi yerlere ulaşmak adına özellikle içinde bulunduğumuz rekabet ortamında dünya pazarlarındaki hızlı değişim sürecini yakından takip etmek oldukça önemlidir. Ayrıca sektörümüzün sürekli yatırım yapması gerekmektedir. Bunun için de sağlanacak destek ve teşviklerin özel bir önemi vardır. Yani belirlenen hedeflere ulaşmak için rekabetçi yapının korunması ve gerekli teşviklerin sağlanması oldukça önemlidir. Hükümetimiz otomotiv sektörüne yönelik bugüne kadar çok önemli destekler sağladı. Bu desteklerin oldukça büyük faydası oldu. Tekrar vergi indirimi uygulanması gerçekleştirilebilir ya da finansmana erişim kolaylığı sağlayacak uygulamalar ile piyasada canlanma yaşanabilir. Kısacası dünyada hızla gelişen teknolojilerin yakından takip edilmesi, ana ve yan sanayi arasında iş birliğinin güçlenmesi, yatırımların arttırılması için destek ve teşvikler verilmesi ile sektörün güçlenmesi sağlanacaktır. Alınacak önlemlerle otomotiv, günümüzde olduğu gibi gelecekte de ülke ekonomisi için hayati önem taşıyan sektör olmaya devam edecektir.


İskender Ulusay - Aktaş Holding
İcra Kurulu Başkanı
"Sürdürülebilirliği olan
düzenlemelere ihtiyaç var
Ülkemizde uzun yıllardır ihracatın lokomotif olan otomotiv sektörü gerek dünya genelindeki siyasi ve konjonktürel bazlı sıkıntılardan gerekse de Euro/Dolar paritesindeki dalgalanmalardan dolayı, özellikle geride bıraktığımız dönemde ciddi bir daralma süreci ile karşı karşıya kaldı. Kuşkusuz bu olumsuz duruma neden olarak; ABD-Çin arasındaki ticari savaşlar, Bretix kaynaklı global riskler, AB'nin büyümedeki gerilemesi gibi çeşitli faktörleri de sayabiliriz. Geçtiğimiz yılı ülkemizde rekorlarla kapatan otomotivin, 2019 yılının başından bu yana yaşadığı daralma süreci, tüm otomotiv sektörünü olduğu gibi yan sanayiyi de olumsuz etkiledi. Sektörün önümüzdeki dönemde toparlanma ivmesi göstereceği öngörülse de bu noktada faiz indirimi ve kısa süreli etki gösterecek düzenlemeler yerine, uzun vadeli bir programa göre dizayn edilecek ve sektörü sürekli canlı tutacak, sürdürülebilirliği olan düzenlemelere ihtiyacı var. Tüketici tarafında da üretici tarafında da finansman kaynaklarına ulaşım sorunu da talebe direkt etki yaptığı için piyasada likiditenin artması zincirleme etki yaratarak, sürece olumlu katkı sağlayacaktır.Tabii yaşanan bu düşüşte tüketicinin alım gücünün azalması da doğrudan etkili oldu. Dolayısıyla bu süreci sektör olarak en az hasarla atlatarak, geleceğe odaklanmamız gerekiyor. Her şeye rağmen güncel verilere baktığımızda, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği'nin son yayımladığı verilere göre, otomotiv sektöründe ağustos ayındaki dış satışın geçtiğimiz yılın aynı ayına kıyasla yüzde 8 artarak, 1,7 milyar dolara ulaştığını görüyoruz. Tüm sektör paydaşlarımız gibi bizde ihracata odaklandık, global organizasyonumuzu bu kapsamda daha da etkin kullanarak sektörün dinamikleri ile paralel gelişim sağlıyoruz. Bu veriler, sektör açısından ciddi bir moral kaynağı olduğu diyebiliriz. Sonuç olarak otomotiv sektörü, 2019'un başından bu yana çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalsa da Türkiye ihracatının can damarı olmaya devam edecektir. Üreticiler olarak, dünyadaki gelişmeleri ve trendleri yakından takip edip, sektörün ülkemizdeki ve dünyadaki gelişimi için sorumluluk almaya devam etmeli ve ülkemiz için katma değer üretmeye odaklanmalıyız.

Sayı: 1217 - Sayı'nın Kapağı

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51