banner6

Pandemi Beka-Mak'ın hızını kesmedi

Gündem 22.02.2021, 20:28 22.02.2021, 20:28
Pandemi Beka-Mak'ın hızını kesmedi


SEMİH AYDIN

Metal kesme makineleri imalatında bir dünya markası olan Beka-Mak, Covid-19 salgınının etkisinde geçen 2020 yılında da hız kesmeden üretmeye ve ihracata devam etti. Firmanın ikinci kuşak temsilcisi ve Yönetim Kurulu Başkanı Engin Çetiner, bu yıla da hızlı başladıklarına dikkat çekerek, 2021’in Türkiye makine sektörü için altın yıl olabileceğini söyledi.

Yapım süreci devam eden TEKNOSAB’a komşu olması, coğrafi avantajları ve bölgede faaliyet gösteren önemli firmalarıyla OSB statüsüne kavuşmak için gün sayan bölgenin sorunlarını çözmek ve süreci OSB sürecini hızlandırmak için sorumluluk üstlenen GÖRSİAD’ın da başkanı olanı Çetiner, belediyelerin sanayicinin dertlerine çözüm olması gerektiğini vurguladı.

1984 yılında Kadri Çetiner ve Özer Paro tarafından kurulan Beka – Mak, 1990 yılında ilk ihracatını gerçekleştirmesinin ardından, günümüzde dünyanın dört bir yanına ürünlerini ihraç eden bir dünya markası oldu. Başköy’de 22 bin metrekarelik alanda faaliyet gösteren firma, Sanayi Bakanlığı’nın değerlendirmeleri neticesinde Ar-Ge Merkezi statüsüne de kavuşarak, alanında inovasyona dayalı, teknolojik makine imalatına daha da hız verdi. Firmanın ikinci kuşak temsilcisi Beka-Mak Yönetim Kurulu Başkanı Engin Çetiner, iş hayatının yanında bölge için de sorumluluk alıyor. Görükle, İrfaniye – Gökçeköy ve Başköy bölgelerinde faaliyet gösteren sanayicilerin kurduğu Görükle Sanayici ve İş Adamları Derneği (GÖRSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı olan Çetiner, Başköy’ün OSB statüsü alma çalışmaları başta olmak üzere, altyapı ve ruhsat gibi önemli konularda ekip arkadaşlarılya birlikte elini taşın altına koyuyor. Başkanlar ve İşleri röportaj dizimizin konuğu olan Beka-Mak ve GÖRSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Engin Çetiner ile pandeminin firmasına ve bölgeye etkilerini, Bursa makine sektörünü ve gelecek dönem hedeflerini konuştuk.

Kuruluşunuzdan bugüne geçen süreci kısaca özetler misiniz?
Beka-Mak, 1984 yılında babam Kadri Çetiner ve ortağı tarafından bir aile şirketi olarak kuruldu. İlk olarak taş motoru üretiyorduk. Ancak o dönemde, taş motorlarının yoğunlukla Çin’den ithal edilmesi, pazarın daralmasına sebebiyet verdi. Biz de 1987’den itibaren metal kesme makineleri imalatına başladık. O tarihten bu yana alanımızda ilerleyip, bir dünya markası haline geldik. İzmir Yolu üzerinde, Başköy’deki 9 bin metrekarelik kapalı alana sahip tesisimizde, yaklaşık 150 personelimizle, yılda 1200 – 1400 aralığında makine ve ürün imal etme kapasitesine sahibiz. 2020’de yaklaşık 1000 adet makine ürettik. Firma olarak hedefimiz hep ihracat oldu. Dünyadaki büyük pazarlarda yer almamız gerektiği düşüncesiyle hareket ettik. Özellikle 1990’dan itibaren dış pazarlara daha fazla önem verdik. Ama iç piyasada da olmanın öneminin de farkındayız. Bu anlamda geçen yıl üretimimizin yüzde 85’ini ihraç edip, yüzde 15’ini de iç pazarda değerlendirdik.

2020 yılı nasıl geçti, pandemi firmanızı ve faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?
Her firma yılı kapatırken, bir sonraki yılın hedeflerini ve planlarını hazırlar. Biz de 2019’un sonunda, kendimize 2020’de yüzde 20 büyüme hedefi koymuştuk. Ocak ve Şubat aylarında bu hedefi yakalama noktasında iyi sinyaller alıyorduk ama Mart ayında başlayan Covid – 19 salgını dönemiyle birlikte siparişlerde azalma oldu. Mart, nisan aylarında işlerimiz biraz durgun geçti. Ancak mayıs ayıyla birlikte siparişlerimizde artış yaşandı. Bu artış düzenli olarak haziran, temmuz ve sonraki aylarda da devam etti. Kasım ve aralıkta talep daha da arttı. Bu açıdan 2020’yi kayıpsız kapattık diyebilirim.

2021 yılı için yeni yatırım hedefleriniz var mı?
2020 umduğumuzdan daha iyi geçti. 2021’e de iyi başladık, yılın ilk ayında sipariş rekoru kırdık ve ivme şubat ayında da devam ediyor. Ben, 2021’in Türkiye makine sektörü için iyi bir yıl olacağını düşünüyorum.
Firma olarak, bu yıl kapalı alanımızı iki kat büyütmeyi planlıyoruz. İstihdamımızı da 200’ün üstüne çıkarma hedefimiz var.

Sektörünüzde öncü bir firma olarak, bu alana getirdiğiniz yeniliklerden bahseder misiniz?
1987’den itibaren metal kesme makineleri üretiyoruz. İlk yıllarımızda bir nevi emekleme dönemi yaşıyor, standart tip makineler üretiyorduk. Süreç içerisinde, Avrupa ve dünyanın çeşitli ülkelerindeki müşterilerimizden gelen talepler ve dönemin gerekliliklerine göre makinelerimizi geliştirdik. Çağa uygun teknolojiler üretmeye başladık. Ancak Beka-Mak olarak asıl çağ atladığımız dönem, 2010’dan sonra akıllı kesim teknolojik makine üretimimizle başladı diyebilirim. Bunun ardından da hızlı kesim makineleri imalatına başladık.

Firmanız Ar-Ge merkezine de sahip. Bize Ar-Ge çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Beka-Mak olarak her zaman büyümeye, makinelerimizi çağın gerekliliklerine ve teknolojilerine uygun bir şekilde geliştirmeye çalıştık. 2018 yılında Ar-Ge merkezi başvurusunda bulunduk. Başarılı geçen başvuru ve denetleme sürecinin ardından 2018 Ağustos ayında, Türkiye’nin 943. Ar-Ge merkezi olarak faaliyetlerimize başladık. Merkezimizde şu anda 18 mühendis ve 7 tasarımcı olmak üzere toplam 25 kişi çalışıyor. Buradaki çalışmalar neticesinde her yıl 3 – 4 ürün ortaya koyuyoruz. Ar-Ge Merkezi olmamızla birlikte aldığımız teşvikler, özellikle hızlı kesim makine imalatımızda bizlere oldukça faydalı oldu.

Bir aile şirketisiniz. Size göre aile şirketlerinde sürdürülebilir başarı nasıl sağlanır? Şirketinizi gelecek kuşaklara taşımaya yönelik hedefleriniz var mı?
Bana göre buradaki anahtar nokta, kurumsallaşma. Firmamız 1984 yılında adi ortaklık olarak kuruldu, 1995 yılında şirket yapısına geçtik. Şu anda 3 kardeş olarak şirketi yönetiyoruz. 1987 yılında, okullarımızdan mezun olup, işe başladık. Firmamızı geliştirip, büyütmenin yollarını aradık. Böylece kurumsallaşmanın en doğru yol olduğuna karar verdik. Kurumsallaştığınızda birçok problemi çözmüş oluyorsunuz. Bu noktada ortaklar arasındaki uyum ve görev bölümü çok önemli. Biz üç kardeş olarak uyum içerisinde, kendi uzmanlıklarımız alanında ilerleyerek yönetimimizi sürdürüyoruz. Artık üçüncü kuşaklar da işe dahil olmaya başladık. Yakında sayıları ve etkinlikleri daha da artacak. Onlar da Beka-Mak’ın büyümesi ve dünyada söz sahibi olması için ellerinden geleni yapacaktır.
Döviz kurlarında 2020 Kasım ayından itibaren düşüş yaşanıyor. Bu düşüşün ihracatçıyı zorlayacağı gündemde. Sizin bu konudaki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Ben bu düşüşün, özellikle ihracat yapan firmaları zorlayacağı kanaatindeyim. Aslında dövizin düşmesi ya da yükselmesinden ziyade, bizi en çok etkileyen durum kurdaki aşırı dalgalanma. Aldığımız hammadde, hazır ürün, elektrik, hidrolik gibi ürünlerin hepsi euro ya da dolar bazında fiyatlanıyor. Kasım ayından itibaren dövizdeki düşüş yüzde 20’leri bulmasına rağmen biz hala bu ürünleri üst seviyedeki fiyatlarla alıyoruz. Bu anlamda kurdaki aşırı dalgalanmanın ihracatçı için kabul edilebilecek bir durum olmadığını söyleyebilirim.

Bursa’daki makine sektörünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bursa makine üretiminde bir dünya markası. İşim gereği birçok fuarda bulundum ve çok sayıda ülkeyi ziyaret ettim. Türkiye’de makine deyince akla Bursa geliyor. Özellikle sac işleme makinelerinde dünyada çok önemli ve güçlü firmalara sahibiz. Biz de kendi alanımızda dünyada isim sahibi bir konuma geldik, dünyada tanınan bir firmayız. Ben ilerleyen yıllarda, Bursa makine sektörünün daha da güçlenerek yoluna devam edeceğini düşünüyorum. Fakat, Bursa’da makine sektörünün yeteri kadar değer görmediğini düşünüyorum. Firmalarımız tabiri caizse kendi yağında kavrulup, gelişimlerini kendi imkanlarıyla sürdürüyor. Geçmiş yıllarda iyi seviyede fuar destekleri alıyorduk ama bu destekler son yıllarda git gide azaldı. Gerçi pandemiyle birlikte fuarların da bir dönüşüm yaşaması gerektiğini gördük. Makine imalatçıları için fuarlar gerçekten çok büyük bir gider kalemi. Geçen yılı fuarsız kapatmamıza rağmen, işlerimiz 2019’a göre daha iyi geçti. Demek ki, artık fuarları da gözden geçirmemiz gerekiyor.

Sektörün bu gücünü ileriki yıllarda da korumak adına ne gibi adımlar atılmalı?
En büyük sıkıntımız çalışacak eleman bulamamak. Üniversite mezunu mühendisler ya da yüksekokul mezunu iş arayan bir çok kişi var ama firmalar alt kademede, teknik olarak çalışacak personel bulmakta oldukça zorlanıyor. Bu sıkıntı önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Bu yüzden ülkemizde, bir an önce bu konuya el atılmalı ve ara eleman yetiştirilmesi için gerekli tüm adımlar atılmalı. Teknik okullarımıza, sanat okullarımıza ve çıraklık okullarımıza önem vermemiz gerekiyor. Bölgemiz özelinde değerlendirdiğimiz de ise; teknolojik sanayi bölgesi yatırımı olan TEKNOSAB’a çok yakın konumdaki Başköy’de sanayi bölgesi kurma çabası içerisindeyiz. Buradaki çabalarımız neticesinde, burayı sanayi bölgesi haline getirmeyi başarabilirsek, buradaki firmalarımız ve sanayicilerimiz rahat bir nefes alacaktır.

Bölgenizin OSB statüsü alma çalışmalarındaki son gelişmeler nelerdir?
Şu an ruhsat olarak bir sıkıntımız yok. Firmalarımız fabrikalarını yapabiliyor. Bölgemizde yapılaşma hızlı bir şekilde devam ediyor. Biz, dosya olarak üzerimize düşenin hepsini yaptık ve Ankara’ya müracaatımızı gerçekleştirdik. Sadece bir problemimiz var; burası konut dışı kentsel çalışma alanı olarak geçiyor. Bunu sanayi lejantına çevirmemiz gerekiyor. Bunun için belediyemize başvurduk, bu konuda olumlu bir cevap bekliyoruz.

2020 bölge açısından nasıl geçti? 2021’de bölgede ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz?
Pandemi sürecinde bazı sektörlerde üretim azalıp, bazı sektörlerde artış yaşansa da bölge genelinde değerlendirdiğimizde 2020’yi kayıpsız atlattığımızı söyleyebilirim. Hatta kapanmanın yaşandığı dönemde, hafta sonlarında özel izin alarak çalışan ve ihracatını artıran firmalarımız oldu. Geçen yıl ambalajdan mobilyaya, gıdadan makineye kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren birçok firma bölgemize katıldı. Son iki yılda bölgenin doluluk oranı yüzde 50’ye ulaştı. Bu yıl da gelişimin devam edeceğini düşünüyoruz. Ruhsat başvurusunda bulunan firma sayısı her geçen gün artıyor. Bunlar haricinde birkaç yıl içerisinde bölgeye yatırım yapma arzusunda olan çok sayıda firma olduğunu da biliyoruz.

GÖRSİAD olarak önümüzdeki yıl gerçekleştirmeyi düşündüğünüz projeler var mı?
GÖRSİAD; Görükle, İrfaniye – Gökçeköy ve Başköy’de faaliyet gösteren firma temsilcilerinin kurduğu bir dernek. Biz bu bölgelerdeki sanayicilerimizin ve bölgelerin sorunlarını çözmek için çalışıyoruz. Şu an önemli hedefimiz, Başköy’de organize sanayi bölgesi statüsüne kavuşmak. Bunun yanı sıra Görükle’de altyapı çalışmalarımız var. Görükle çok eski bir yerleşim alanı ve oradaki kapasite tamamen dolu. Bu yüzden altyapı, bölgenin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde değil. Biz de elektrik, kanalizasyon gibi altyapı sıkıntılarının giderilmesi için çalışıyoruz. 3 bölge içerisinde en bakir olan kısım ise Gökçeköy ve İrfaniye. Orada da ruhsat çalışmalarımız var. Bu bölgede bir sit alanı da var. Bununla ilgili Yüksek Anıtlar Kurulu ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Sit alanını koruma altına alıp, diğer alanları sanayi parseli olarak açmayı planlıyoruz.

STK’larda aktif olarak görev almanın iş hayatınıza ne gibi zorlukları ve faydaları oldu?
GÖRSİAD 2010 yılında kuruldu. Ben de 2013’ten beri derneğimizde aktif olarak görev aldım, yönetimde bulundum. Son dönemde de başkanlık görevini yürütüyorum.
Dernek için büyük mesai harcadığımı söyleyebilirim. İşimin dışında kalan zamanımın çoğunu dernekle ilgili faaliyetlere ve çalışmalara ayırıyorum. Ama bu konuda bir şikâyetim yok; çünkü biz bölgemizin gelişip, dünyada bir marka konumuna gelmesi ve ülkemiz ekonomisine daha da katkı sağlamasını istiyoruz. Bölgemizin gelişimi için Bakanlığımızla, Büyükşehir Belediye Başkanımızla ve Nilüfer Belediye Başkanımızla sürekli temas halindeyiz. Onların destekleri ve kendi özverimizle bölgemizi güzelleştirmek için çalışıyoruz.

Ailenizdeki genç kuşaklara ve genç girişimcilere vermek istediğiniz tavsiyeler?
Biz, büyüklerimizi takip ettik, onlardan çok şey öğrendik ve öğrendiklerimizin üzerine katmaya çalıştık. Biz de, bizden sonra gelecek kuşakların bizi örnek almalarını arzu ediyoruz. Onlar zaten eğitimli olarak geliyorlar. Bizden öğrendiklerini, kendi eğitimleri ve fikirleriyle birleştirerek daha iyi noktalara geleceklerdir.

Eklemek istedikleriniz?
Biz sanayiciyiz ve sıkıntı hayatımızın her döneminde var. Firmalarımızın ilerlemesi, büyümesi ve yapılaşması için de çalışmamız gerekirken, sıkıntıları çözmek için çaba harcıyoruz.
Burada tek isteğimiz, başta bağlı olduğumuz Nilüfer Belediyesi’nin sonrasında da Büyükşehir Belediyesi’nin sorunlarımızın çözümü noktasında bizlere yardımcı olması.

 

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51