banner6

Limak Uludağ Elektrik dijital yatırımlara hız verecek

Gündem 28.12.2020, 20:26 28.12.2020, 20:26
Limak Uludağ Elektrik dijital yatırımlara hız verecek


SEMİH AYDIN

Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da 5 milyon kişiye hizmet veren Limak Enerji, müşteri memnuniyeti odaklı ve yenilikçi çalışmalarıyla bölgedeki müşterilerine kesintisiz ve kaliteli hizmet vermek adına çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor.

Pandeminin sektöre etkileri üzerine değerlendirmelerde bulunan Limak Enerji Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac, pandemiyle birlikte sanayi ve ticari alanda elektrik tüketiminin yüzde 30’lara yakın düşüş gösterdiğini ancak mesken tüketiminde artış olduğunu söyledi.

Türkiye’nin en güçlü şirketlerinden Limak Holding bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Limak Enerji Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da kesintisiz ve sürdürülebilir hizmet için çalışmalarına devam ediyor. 100’ü aşkın ülkenin enerji tüketiminden daha fazla elektrik tüketilen Güney Marmara Bölgesi’nde pandemiyle birlikte elektrik kullanımında ve hizmetlerde de farklılık yaşanmaya başladı.
Türkiye’de sektöründe bir ilke imza atarak Mükemmellik Ödülü alma başarısı yakalayan Limak Enerji’nin koronavirüs salgını dönemindeki faaliyetlerini, pandeminin sektöre etkilerini ve gelecek dönem hedeflerini EKOHABER’e anlatan Genel Müdür Ali Erman Aytac, haziran ayında başlayan normalleşme süreciyle birlikte elektrik tüketiminin eski seviyelere ulaştığını ve 2019 rakamlarının yakalandığını dile getirdi.

Öncelikle sizden genel bir 2020 yılı değerlendirmesi alabilir miyiz? 2020 yılı Limak Enerji için nasıl geçti?
Tüm dünyada ve ülkemizde olduğu gibi 2020 yılının ana konusu pandemi oldu. Bu sağlık olayı kısa sürede ekonomik ve sosyal bir krize dönüştü. Elektrik, birçok sektörün bir nevi barometresi gibi. Diğer sektörlerde yaşanan gelişmeleri ya da bu tip krizleri çok kolay hissediyoruz. Salgın sürecine baktığımızda, martın ortasından hazirana kadar olan dönemde, özellikle sanayi ve ticari abonelerde ciddi tüketim düşüşleri yaşandı. Bu düşüşte alınan idari kararlarla restoran, otel, berber, düğün salonları gibi yerlerin hizmete ara vermesinin ciddi etkileri oldu. Sanayi alanında da gıda, kimya gibi sektörler üretimlerine normal kapasiteleriyle devam ederken, mobilya, otomotiv, demir – çelik gibi sektörlerde yavaşlamalar yaşandı. Sanayi ve ticari abonelerin ortalamasına baktığımızda yüzde 30’lar civarında bir tüketim düşüşü yaşandığını söyleyebilirim. Evlerde daha fazla vakit geçirdiğimiz bu süreçte, meskenlerin elektrik tüketiminde ise bir artış yaşandı. Haziran ayındaki normalleşme ve ilk on bir ayın tüketim rakamlarına baktığımızda, 2019 seviyelerini yakaladığımızı görüyoruz. Bu doğrultuda 2020 yılını güzel bir şekilde kapatacağımızı umuyoruz.

Salgının perakende elektrik sektörüne nasıl etkileri oldu? Sizden, Bursa özelinde bir değerlendirme alabilir miyiz?
Bursa’da otomotiv ağırlıklı bir sanayi var. İnegöl tarafında da mobilya sektörü ağır basıyor. Bunlar konut ve taşıtların alım satımıyla hareketlenen sektörler. Temmuz ayındaki faiz indirimleriyle beraber inşaat sektöründe bir hareketlilik yaşandı. Bu durum mobilya ve beyaz eşya satışlarına da yansıdı. Yine bu dönemde taşıtlarda cazip piyasa koşullarının oluşması, kredi imkanlarıyla otomotiv satışlarında da artış oldu. Bununla beraber otomotiv ve yan sanayide üretim arttı. Bursa özelinde baktığımızda, temmuz ayından sonra, pandeminin ilk aylarında yaşadığımız enerji tüketim düşüşünü telafi eder duruma geldik. Bu anlamda yaz dönemini iyi geçirdiğimizi söyleyebilirim. Bu süreçte daha fazla evlerde kalınmasıyla, uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim gibi kavramların hayatımıza girmesiyle konutlardaki tüketim profili de değişti. Güne başlama ve günü bitirme saatlerimiz farklılaştı. Evdeki beyaz eşya, televizyon, bilgisayar gibi elektrikli aletleri daha fazla kullanıyoruz. Bu durum da evlerde elektrik tüketiminde yüzde 17’ye yakın bir artışın yaşanmasına sebebiyet verdi. Pandeminin elektrik tüketimine etkileri olarak bunları söyleyebiliriz. Salgınla beraber dijitalleşmenin de etkisi arttı. Bundan önceki dönemde bankalar üzerinden gerçekleşen tahsilatlar yüzde 60’lar civarındayken, şu an bu oran yüzde 75’ler seviyesine ulaştı. Mart – haziran döneminde online olarak yapılan abonelik işlemlerimizde ciddi bir artış yaşandı. Daha öncesinde yüzde 5’ler civarında olan bu oran, pandemiyle birlikte yüzde 20’lere ulaştı. İnsanlarımız, yeni şartlara ve kanallara çok hızlı bir şekilde alışabileceğini gösterdiler.

Bu süreçte müşteri memnuniyetini, çalışan sağlığını korumak için ne gibi çalışmalar yürüttünüz?
Yeni normale çok hızlı uyum sağladık. Çünkü biz 7/24 çalışan bir sektörüz. Hükümetimizin aldığı tedbirlerin yanı sıra, kurumumuzdaki iş sağlığı ve güvenliği alanındaki uzmanlarımız, doktorlarımız eşliğinde, ilk vakanın çıktığı günden itibaren tedbirlerimizi aldık. Müşteri işlem merkezlerimizi her ay 500 bine yakın kişi ziyaret ediyor. Dolayısıyla burada hem müşterilerimizin hem de çalışanlarımızın sağlığını korumak bizim için en önemli gündem maddesi oldu. Müşteri işlem merkezlerimize gelen müşterilerimizin ateş ölçümlerini yapıyoruz, sıra numarası almak isteyen müşterilerimiz için ayak pedallarıyla yönlendirme yapabilecekleri butonlar kullanıyoruz, işlem merkezlerimiz rutin olarak dezenfekte ediliyor. İş yerlerimizde sosyal mesafenin korunmasına ciddi şekilde riayet ediyoruz. 10 metrekareye 1 kişi denk gelecek şekilde sınırlı sayıda müşterimizi kabul ediyoruz. Bu süreçte bizim en önemli iletişim kanallarımızdan biri de çağrı merkezlerimiz oldu. Salgınla birlikte çağrı merkezi personelimizin yüzde 80’i evden çalışmaya başladı. Çünkü çağrı merkezleri genelde yoğun çalışan nüfusunun olduğu yerler. Dolayısıyla bu riski minimuma indirdik.

Türkiye’nin en güçlü şirketlerinden Limak Holding bünyesindesiniz. Bu size ne gibi avantajlar sağlıyor?
Enerji, büyük hacimlerin ve yatırımların yapıldığı bir sektör. Bu anlamda uçtan uca bir hizmet vermiyorsanız, işlerin sürdürülebilir bir şekilde ilerlemesi zorlaşıyor. Evlerimizde, fabrikalarımızda düğmeye bastığımızda elektriğin aktığını görüyoruz ama arka tarafta bunun üretimden başlayıp, iletim hatlarıyla, dağıtım şebekelerine taşınan ciddi bir ekosistemi var. Eğer tedarik ettiğiniz elektriği uygun ve sürdürülebilir koşullarda temin edemiyorsanız, müşterilerinize indirimli, avantajlı fiyatlarla uzun süre sunmanız mümkün değil. Bölgemizde yılda 18 milyar kWh’ı aşkın elektrik tüketiliyor. Bu tüketim dünyada 100’ü aşkın ülkenin bireysel tüketimlerinden daha fazla. Bizim de bu ciddi tüketime yönelik, sağlıklı bir tedarik zinciri sağlamamız lazım. Limak Enerji’nin şu an 3 bin MW’ın üzerinde bir kurulu gücü var. Bu kurulu gücün de çeşitli kaynaklara dağılmış olması bizim elimizi güçlendiriyor. Yağışlı yıllarda hidroelektrik santrallerdeki üretime yoğunlaşırken, kurak yıllarda ise mecburen diğer fosil yakıtlarla çalışan santrallere yöneliyoruz. Bu dengeli üretim yapısı bizim satış noktasında da sürdürülebilir ve uygun ekonomik şartlarda hizmet vermemizi sağlıyor.

2021 öngörülerinizi öğrenebilir miyiz? Önümüzdeki yıl gerçekleştirmeyi planladığınız projeler ve hedefleriniz nelerdir?
2021 yılının başı pandemi nedeniyle tedirginlikle geçecek. Ama biz bütçelerimizi ve diğer planlarımızı da pandeminin etkilerinin kalktığı bir gelecek senaryosu içerisinde dizayn ediyoruz. 2021’in elektrik tüketimi noktasında eski seviyelerimizde sürdüreceğimiz bir yıl olmasını umuyoruz. Pandemiyle birlikte dijitalleşmenin önemi çok daha fazla arttı. Önümüzdeki dönemde fiziksel kanallardaki hacmin dijitale geçiş yapacağı bir dönem bekliyoruz. Bu anlamda bilişim altyapımızda ciddi bir iyileşmeye gideceğiz. Mobil uygulamamızda güncelleme çalışmamız var. Bu uygulamamızı yeni yüzüyle 2021’in ilk döneminde devreye almayı hedefliyoruz. Mevzuat da izin verirse kağıt tüketimini önleme nezdindeki çalışmalarımızı destekleyici bir şekilde, yeni abonelik sözleşmelerinde imzaların tabletler üzerinden atıldığı bir döneme geçmek istiyoruz. Ayrıca enerji tüketimlerinin tahmini noktasında, çeşitli yapay zeka teknolojilerinin de kullanılarak destek alındığı bir sürece yönelik yatırımlarımızı artıracağız.
Bursa özelinde hayata geçirmeyi düşündüğünüz projeler nelerdir?
Bursa merkez olmak üzere Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’ya hizmet veriyoruz. Salgın döneminde odaklandığımız nokta, müşteri işlem merkezlerindeki yoğunluğun azaltılması oldu. Bu konuda dijital kanal kullanımını artırmaya yönelik iletişim çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Dijitalleşme artsa da hala yüz yüze kanalları tercih eden müşterilerimiz var. Biz de onları bekletmeden, sağlıklı bir şekilde ağırlayıp, kendilerine mümkün olduğunca yakın noktalarda hizmet vermek istiyoruz. Önümüzdeki dönemde 3 yeni müşteri işlem merkezimizi devreye alacağız.

Sektörünüzde bir ilke imza atarak Bursa Mükemmellik Başarı Ödülü’nü kazandınız. Bize bu süreci ve Mükemmellik Modelinin kurumunuza sağladığı kazanımları anlatır mısınız?
Biz yaklaşık üç sene önce EFQM Mükemmellik Modeli çerçevesinde bir Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi imzalayarak, bu yola çıktık. Çalışmalarımızın sonucunda, KalDer’in yapmış olduğu değerlendirmelerle bu sene ‘Bursa Mükemmellik Başarı Ödülü’ne layık görüldük. Burada mükemmellikten kastımız devamlı iyileştirme ve geliştirme. Bizim iş süreçlerimiz ne kadar iyileşirse, bunun müşterilere yansıması da olumlu oluyor. Dolayısıyla, bu felsefeyi şirket içerisinde oturtmak şirketler açısından bir dönüşüm anlamına geliyor. Her şeyin dokümanlaştırıldığı, süreçlerin, yetki ve sorumlulukların daha da netleştirildiği bir yapıyı kurduğunuz takdirde başarı da kendiliğinden geliyor. Bizim bu alanda yaptığımız faaliyetler çok fazla insanın hayatına dokunduğu için kazandığımız başarılar bizi çok daha fazla mutlu ediyor. Biz burada iyi hizmet verdiğimiz takdirde, 3 milyon insanın hayatına katkı sağlayacağız. Layık görüldüğümüz Mükemmellik Ödülü de bizim müşterilere dokunan faaliyetlerimizin iyileştirildiği anlamına geliyor. Bu çalışmalarımızı ülke ve dünya çapındaki ödüllerle de taçlandırmak istiyoruz.

Kurum olarak sosyal sorumluluk projelerine verdiğiniz önemin farkındayız. Bu projelerin sizin için önemi nedir? Kurum olarak bu anlamda gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan kısaca bahseder misiniz?
Bir şirketin bulunduğu şehre ve bölgeye katkısının olması çok önemli. Sektörümüz enerji olduğu için sosyal sorumluluk projelerimizi de daha çok bu alanlarda yoğunlaştırıyoruz. Bu anlamda enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji bizim odaklandığımız noktalar. Sosyal sorumluluk projelerimize örnek vermek gerekirse; Science Expo Bilim Festivali’nde gerçekleştirdiğimiz atölye çalışmalarıyla çocuklarımıza enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjinin önemini anlatmaya çalışıyoruz. Atölyedeki çalışmalarımızla çocukların yenilenebilir enerji kaynakları ile tanışmasını ve kendi icatlarını yapmasını sağlıyoruz. İşlem merkezlerimizde ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik dağıttığımız Enerjik Tatil Boyama ve Etkinlik Kitabı ve Geleceğin Enerjisi kitaplarımızı dijital ortama taşıdık. Bunlar artık web sitemizden daha kolay ulaşılabilir durumda. Kurum olarak dijitalleşmeye ne kadar önem versek de hala ciddi bir kağıt tüketimimiz var. Her sene hem abonelik işlemleri hem de faturalar sebebiyle ne kadar kağıt harcadığımızı tespit ettik. Bu rakam yaklaşık 50 ton ve 1000 adet ağaca denk geliyordu. Biz de tükettiğimiz kağıtları tekrardan doğaya kavuşturmak için Yeşil Dönüşüm Ormanları Projemizi devreye aldık. Bu kapsamda fidelerimizin ilkini Çanakkale’de, ikincisini de Bursa’da doğa ile buluşturarak, bu şehirlerimize 1000’er ağaç kazandırmış olduk. Bu sene de bu etkinliğimizi Balıkesir’de düzenlemeyi planlıyoruz. Sağlık, çevre ve eğitim alanında pek çok projemiz var ve projelerimize gelecek yıllarda da devam ederek topluma sağladığımız faydayı artırmayı sürdüreceğiz.

Yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırımları nasıl değerlendiriyorsunuz? Size göre Türkiye yenilenebilir enerjiden hak ettiği payı alabiliyor mu?
Azımsanmayacak seviyede iyi kaynaklara sahip olmamıza rağmen, bundan 10 sene öncesinde Avrupa ve dünya ortalamasının gerisindeydik. Bu 10 senelik süreçte önce hidroelektrik kaynaklarımız peyderpey hayata geçti. Daha sonrasında rüzgar yatırımlarımız sisteme dahil edildi. Şu anda ise güneş enerjisi yatırımları çok revaçta. Yenilenebilir enerji alanındaki yatırımların hız kazanmasında devletimizin çıkartmış olduğu teşvik yasalarının ciddi bir etkisi var. Yenilenebilir enerji kaynakları destekleniyor, belirli alım garantileri veriliyor. Şu anki duruma baktığımızda hidroelektrik santrallerimiz, elektrik üretimimizin yaklaşık yüzde 30’unu karşılıyor. 8 bin MWh’i aşkın rüzgar, 6 bin MWh’i aşkın güneş enerjisi gücüne sahibiz. Şu anda elektrik üretimimizin yüzde 40’ını yenilenebilir enerji kaynaklarından temin ediyoruz. Bunun içerisine yerli ama yenilenebilir olmayan kömür gibi bir kaynağı da eklediğimizde, enerjide yerlilik oranımız yüzde 60’lar seviyesine ulaşıyor. Eskiden tam tersinde bir oran vardı. Yüzde 60 – 70’ler arasında ithal kaynak kullanırken, şimdi kendi kaynaklarımızı kullanıyoruz. Yenilenebilir enerjinin özellikle güneş enerjisinin popülerleşmesiyle, bizim fatura kestiğimiz gibi artık aboneler de bize fatura kesebiliyor. 300 civarı bu tip abonemiz var ve bu sistem giderek yaygınlaşıyor. Bu müşterilerimiz, ürettikleri enerjinin bir kısmını kendileri tüketirken, bir kısmını da sisteme satıyorlar. Ben yakın gelecekte güneş enerjisinin çatı ve cephe uygulamalarının daha da yaygınlaşacağını düşünüyorum. Bu alanda bir nevi, küçük santral sahibi tüketicilerimiz artacaktır.

Enerji verimliliği ülkemiz için önemli bir konu. Türkiye’de bu konuda yeterli duyarlılık var mı?
Verimlilik ve tasarruf konusundan haberdar olmayan kimse yoktur. Ama ne yazık ki bunları çok fazla uygulayamıyoruz. Tasarruf ve verimlilik uygulamaları, gider kalemlerinde enerjinin büyük yer tuttuğu sanayi kuruluşları tarafından daha titizlikle takip ediliyor. Ancak küçük ticari işletmelerde ve konutlarda verimlilik ve tasarruf uygulamaları yeterli seviyede uygulanmıyor. Limak Enerji olarak biz de projelerimizle bu konuda farkındalık uyandırmaya çalışıyoruz. Pek çok farklı mecradaki iletişim çalışmalarımızla bilgilendirmelerde bulunuyoruz. Son olarak devreye aldığımız Enerji Danışmanım Projemiz ile de evleri ve iş yerlerini ziyaret ederek, küçük dokunuşlarla nasıl tasarruf ve verimlilik sağlayacaklarını uygulamalı olarak anlatıyoruz.

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51