banner6

Enerjiye yatırım artıyor

Enerjiye yatırım artıyor

Gündem 16.03.2020, 21:00 16.03.2020, 21:00
Enerjiye yatırım artıyor
Enerjinin ekonomi için önemine işaret eden uzmanlar; sanayisi, ekonomisi ve nüfusuyla hızla büyüyen Bursa’da buna paralel olarak enerji ihtiyacının sürekli arttığını vurguladı.
Bu nedenle üretilen enerjinin yüksek verimde kullanılması, mevcut enerji kaynaklarının yanı sıra alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarındaki potansiyelin de değerlendirilmesi büyük önem taşıdığı vurgulandı. Türkiye’nin enerji tüketimi arttıkça enerji verimliliği her zamankinden daha fazla değer kazandığını ifade eden görüşler, enerji verimliliği yatırımlarının sermaye gerektirdiğinin altı çizildi.
Bursa’da yenilebilir kaynakların verimi yüksek olan sahalarında yatırımlar bulunduğunu ifade eden yatırımcılar, Bursalı sanayicilerin rüzgar, hidroelektrik, güneş santrallerinin de mevcut olduğunu söyledi. Yenilenebilir Enerji yatırımları yapmak için bürokratik zorlukların gün geçtikçe azaltılmaya çalışıldığını ifade eden görüşlerde, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilecek enerji ile önemli bir cari açığın önüne geçileceği belirtildi.
Sanayinin enerji ihtiyacının sürekli, kaliteli ve uygun maliyetle karşılanmasının üretimin devamı için elzem olduğunu belirten iş dünyası, Türkiye’de enerji üretiminin yenilenebilir enerjiye dönüşümü istenen kadar gerçekleşmediğini vurguladı. Yatırım maliyetinin yüksek olduğunu vurgulayan iş dünyası, ülkemizde hala bir sermaye birikimi oluşmadığının altını çizdi.
Uzmanların görüşleri yenilenebilir enerji kaynak kullanımının teşviklerle yürütülebilir olduğu yönünde. Ülkemizde yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları açısından hem güneş hem rüzgar potansiyeli ile şanslı bir ülkeyiz. Değerlendirmeye veya ekonomiye kazandırma noktasına geldiğimizde ise, çok geride kaldığımızı görüyoruz. Bu bilgiler ışığında, bizler de Bursalı sektör temsilcilerimizle enerji sektörünü mercek altına alan yenilenebilir enerji kaynaklarına dikkat çektik. İşte, Bursalı sektör temsilcilerimizin enerji sektörüne yönelik öngörüleri:




Ergun Hadi Türkay - Türkay Alternatif Enerjiden Elektrik Üretim San. ve Tic. AŞ. YKB - BUSİAD YKB
“Türkiye’de enerji üretiminin, yenilenebilir enerjiye dönüşümü istenen kadar gerçekleşmedi. Bunun birkaç nedeni var. Birincisi yatırım maliyeti. Maalesef ülkemizde hala bir sermaye birikimi oluşmadı. Hem rüzgâr hem güneş enerji yatırımları sermaye yoğun yatırımlar. İkincisi bu yatırımlar fazla iş imkânı yaratmıyor, bir santralde çalışan sayısı genelde iki elin parmaklarını geçmiyor. Üçüncüsü santral üretim tesislerine de yatırım yapılmadı. Hiç olmazsa % 70’lik bir yerlilik oranına ulaşabilirdik. Yukarıdaki durum özetinden sonra, yine de son bir haftadır Türkiye’mizin enerji ihtiyacının %50’den fazlası yenilenebilir enerjiden karşılanıyor. Ama yapılabilecek çok şey daha olduğuna inanıyorum. Hem rüzgâr hem de güneşte daha çık üretebilme kapasitesi var. Özellikle güneşte tüm Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılayabilecek kapasite var, bu değerlendirilmiyor. Mesela Bursa’da 18 sanayi bölgesi var, buradaki fabrikaların çatıları güneş enerjisine uygun. Devlet tüm çatıların güneş panelleri ile donatılmasını teşvik etmeli. Böylece enerji tüketildiği yere yakın olarak üretilecek ve iletim kayıpları engellenmiş olacak. Karbon salınımının düşmesi ise işin artısı. Uluslararası pazarlarda o işletmelerde üretilen ürünler tercih ediliyor olacak.Ben devletin yerinde olsam yerli elektrikli araç yatırımı yerine, pil yani enerji depolama ekipmanı yatırımını teşvik ederdim. Nasıl olsa elektrikli aracı üreten bir sürü bu işte uzman firma var. Ama pil teknolojisi hala gelişmeye muhtaç ve ortada şu anda ön almış pek üretici yok. Bu konuda Türkiye pil (enerji depolama) üretim üssü olabilirdi. Hem son yıllarda önem verdiğimiz AR-GE konusu daha verimli destek olunurdu hem de bu konuda Üniversitelerdeki akademisyenler sayesinde dünya lideri olabilirdik. Son yıllarda inşaat sektörü bayağı hızlı idi bu gelişme her yeni konutun enerji ihtiyacını güneşten sağlaması gibi bir zorunluluk getirilebilirdi. Bizim değerlendirilmeyi bekleyen güneş enerjimiz var.”


Murat Zaim - Akbaş Holding İcra Kurulu Üyesi - Genel Md. Yrd.
“Enerji üretiminde Türkiye’nin tüketim ihtiyacı olan elektrik enerjisinde ne kadar fazla yenilebilir enerjinin toplam enerji üretimindeki payı artarsa, dışa bağımlılık ve dış borç oranlarımız da o derece azalacaktır. Alınan doğru kararlar ile yenilebilir enerji yatırımlarının yatırımcı tarafta cazip hale getirilmesi ile hızla yenilebilir enerjide büyümeyi arttırmıştır. Tüm enerji tüketimlerinizi yenilebilir enerji ile karşılamak mümkün olamamaktadır. Dolayısı ile emre amade (her zaman harekete geçmeye hazır) santrallerinde d.gaz, kömür, nükleer kaynaklardan elde edilecek enerji üretimine de her ülke de olduğu gibi ülkemizin de ihtiyacı bulunmaktadır. Bursa’da yenilebilir kaynakların verimi yüksek olan sahalarında yatırımlar bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Bursa sınırları dışında Bursalı sanayicilerin rüzgar, hidroelektrik, güneş santralleri de mevcuttur. Rüzgar ve güneş santrallerinin kurulması daha hızlı gerçekleşmektedir. Hidroelektrik santrallerde ise, saha ve santral  tipine uygun projeler ile sanatsal yapıların oluşturulması inşaat anlamında daha uzun bir süreç gerektirmektedir. Bürokratik zorluklar yerine bürokratik işlemler denmesi daha uygun olacaktır. Çünkü bürokratik işlemler santral yapılacak sahada doğanın mevcut yapısını korumaya yöneliktir. Ayrıca  yaşayan canlılara zarar verilmemesi, doğanın en az şekilde hasar görmesini kontrol altında tutulmasını sağlamak için alınan önlemlerdir. Gerek teknolojinin hızla ilerlemesi, gerek Türkiye’de rüzgar, hidroelektrik ve güneş santrallerinin kurulmasına uygun coğrafyada yer alması ile yenilebilir kaynakta üretimlerimiz her sene artarak hızla çoğalacaktır. Güneş santralleri rüzgar ve hidroelektrik enerji üreten santrallere göre kurulu güçleri daha az olmasına rağmen, ilerki yıllarda gelişen teknoloji ile güneş santrallerimizin de kurulu güçlerinin artacağını tahmin ediyorum.”

Erman Çakal - INEVA Çevre Teknolojileri Genel Müdürü
“Yenilenebilir enerji özellikle son yıllarda gerek kamu, kurum ve kuruluşlarının gerekse özel sektörün ciddi çalışmalarıyla gündemin öncelikli maddelerinden biri haline geldi. Şirketler inovatif ve verimli projelerini hayata geçiriyor, bankalar yenilenebilir enerji alanına sağladıkları esnek finansman destekleriyle projelere katkı sunuyorlar. Son olarak geçen ay bu konu Meclis gündemine de geldi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması için teklif sunuldu. Coşkunöz Holding olarak, bünyemizde 2016 yılından bu yana yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren şirketlerimizle tüm bu gelişmeleri yakından izliyor ve çok değerli buluyoruz. INEVA Çevre Teknolojileri San. ve Tic. A.Ş., faaliyet gösterdiği atık bertaraf ve enerji geri kazanımı alanında öncü çalışmalara imza atan bir şirket. Geçen yıl Kocaeli’de işletme sürecine başladığımız iki yeni arıtma çamuru bertaraf tesisimiz elektrik üretmeye başladı. Bu yıl Gaziantep’te devreye alacağımız tesisimiz, arıtma çamurundan elektrik üretimini gerçekleştireceğimiz üçüncü tesis olmasının yanı sıra Türkiye’deki en büyük kapasiteli endüstriyel arıtma çamuru bertaraf tesisi olma özelliğini taşıyacak. Bununla birlikte bu yıl geri dönüştürülen ürün çeşitliliğimizi artırmayı ve ilk ihracatlarımızı yapmayı planlıyoruz.Yenilenebilir enerji alanında ülke olarak istikrarlı bir gelişme kaydetmiş olmakla birlikte, sürdürülebilir büyüme, iklim değişikliği ve enerjide dışa bağımlılığı azaltmak adına hepimize büyük görevler düşüyor. Özellikle Bursa gibi sanayinin yoğun olduğu şehirlerin bu konuda çok daha büyük sorumluluk alması gerekiyor. Evsel ve sanayi atıkları enerjiye dönüştürmeye yönelik yatırım yapılabilir, binaların üstünde veya tesislerinin cephe ve açık alanlarında, kullanılan enerjiyi karşılamak üzere yenilenebilir enerji yatırımları gerçekleştirilebilir. Bu tip yatırımlar için firmaların EPDK’dan lisans alma zorunluluğu da olmadığından, yatırımların izin süreçleri daha hızlı bir şekilde tamamlanacak ve işletmelerin enerji ihtiyaçları kısa sürede karşılanmış olacaktır. Lisanssız üretimde Türkiye bugün yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa’da altıncı, dünyada ise on üçüncü sırada yer alıyor. 10 yıl öncesine kadar güneş enerjisi kurulu gücümüz hemen hemen sıfır iken bugün altı bin MW’ın üzerinde. 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yenilenebilir enerjide lisanssız üretime dayalı kurulu güç üst sınırının 1 MW’dan 5 MW’a yükseltilmesiyle atıl halde olan fabrika çatı, cephe ve arazilerinde güneş enerjisine dayalı elektirk üretimi yapılmasının önü açıldı. Bu husus, Bursa ve civarında pek çok endüstriyel tesis sahibini harekete geçirdi. Aynı durum rüzgar enerjisi için de geçerli. Rüzgarın yoğun olduğu Tekirdağ bölgesinde artık pek çok fabrika arazisi içerisinde yer alan uygun lokasyonlarda çalışan rüzgar türbinleri görmek mümkün. Doğru finansal model ve bu gibi yatırım maliyetlerinin önceki senelere oranla kayda değer bir düşüş göstermesi kendi elektriğini kendisi üretecek firmalar için ciddi bir cazibe yarattı. Bursa’da da bu konuda ciddi yatırımlar yapılmaya başlandı.2020 yılı sonunda süresi dolacak Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) sonrasında yenilenebilir kaynakların desteklenmesini sağlayacak yeni düzenleme tüm sektör paydaşları tarafından bekleniyor. Bakanlık bu düzenleme üzerinde çalışmalarına devam ediyor. Yeni düzenleme ile ilgili en önemli husus arz güvenliği, yerelleşme ve yatırımcılar için öngörülebilirlik hususlarını sağlayacak olmasıdır. Bir diğer önemli konu olan yerli ekipman üretimi hususu da Türkiye için çok büyük önem arz ediyor. 2020 yılı sonrası için mevcut YEKDEM’de olduğu gibi yerli ekipman katkısının nasıl devam edeceği henüz resmi olarak açıklanmasa da mevcut sistemden farklı olup olmayacağı nasıl formülize edildiği önümüzdeki günlerde netleşecektir.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Fatih Dönmez’in dediği gibi, artık Türkiye yüzünü güneşe dönmüş ve rüzgarı arkasına almıştır. Bakanlığın önümüzdeki 10 yıllık süreçteki öngörüsü hem güneş hem de rüzgar yatırımları için 10 biner MW’lık ilave bir yatırımı ülkedeki mevcut portföye eklemektir.”

Dr. Müh. Mustafa Uysal - Enerji İşverenler Sendikası Başkan Yardımcısı
“Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yenilenebilir enerji sektörüne olan yatırımlar hızla artmaktadır. Özellikle sanayi şehri olarak Bursa’da fosil yakıtlı enerjilerden oluşan kirlilik önemli bir sorun olmaya başlamıştır. Bu nedenle konunun iki yönü vardır. Birincisi maliyetlerin azaltılması ikincisi ise çevreye duyarlı sanayi gelişimi. Bursa bu yönde önde gelen bir şehrimiz olarak başta, rüzgar olmak üzere güneş ve biyo atıklar üzerine yatırımlarına devam etmektedir. Sanayicimiz Enerji Verimliliğinde gösterdiği çabayı şimdi özellikle çatılarına Güneş Paneli koyarak Yenilenebilir Enerjiye geçmek istemektedir. Lisanslı üretimde oluşan darboğaz, çatılardaki uygulama kolaylığı ile sanayicimizin lehine aşılmıştır. Bu manada sanayi tesislerinin çatıları hızla GES ile donatılmaktadır. Firmalarımız zamanla biyo atık ve Fuel cell gibi yatırımlara da alışacaktır. Ancak burada henüz daha teknolojinin ticari maliyeti ekonomik olmamaktadır. Özellikle 2009’da çıkarılan YEK kanununun bu yıl itibari ile süresinin tamamlıyor olması yatırımcı üzerinde bir endişe doğurmaktadır. Enerjiye yatırım yapmayı seven Bursa sanayicisi YEKDEM ile ilgili uzatma kararını beklemektedir. Ayrıca dağıtım şirketlerinin verdiği yüksek iletim maliyeti de sanayicinin yatırım yapmasına engel olmaktadır. Burada sanayici lehine bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır. Bir sanayici ihtiyaç duyduğu enerjiyi yine şehrimizde ama uzak bir noktada üretip tesisine enterkonnekte ağ sayesinde kolaylıkla neden ulaştırmasın ki? Bu yöndeki düzenleme YEKDEM’deki değişiklik ile birlikte ele alınacağına inanmaktayız. . Sektörde tam bir dönüşümden söz etmemiz mümkün değildir. Yenilenebilir enerjiye ilgi artmakta fakat birincil kaynak olarak doğalgaz halen yerini korumaktadır. Kömür ile ilgili çevre örgütlerinin baskıları ve maliyet değişkenliği yatırımcıyı daha tutarlı alanlara yöneltmektedir. Halen şehrimizin bir tehlikeli atık bertaraf tesisi bulunmamaktadır. Evsel atık bertaraf tesislerimiz kısıtlı seviyededir. Ayrıca organik atıklarımız da çoğunlukla geri dönüştürülebilir olduğu halde çürümeye terkedilmektedir. Burada önemli miktarda kaynak israfımız olduğu halde maalesef kamunun çekimser kalması ve özel sektörün de geçmişteki girişimlerinin akim kalması sebebiyle bu yatırımları gerçekleştiremedik. Şu anda enerji arzımız yeterli olup zamanla oluşan rekabet dolayısıyla enerji maliyetlerinin düşeceği görülmektedir. Bunun da en büyük sebebi artan Yenilenebilir Enerji yatırımlarıdır. Zira bu yatırımlar, yatırım bedelini ödedikten sonra sıfıra yakın maliyetle enerji üretmektedirler. Ülkemiz de gelişmiş ülkeler gibi bu konuya daha fazla pay ayırmak zorundadır. Aksi takdirde küresel rekabette avantajlı durumumuz enerji girdi maliyetlerinden dolayı kaybedilecektir.”


Mehmet Demirci – BTSO Yenilenebilir Enerji Kümelenmesi Başkanı
“Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına yapılan yatırımlar 2006 – 2017 yılları arasında Rüzgar Enerji Santralleri (RES) nin kurulumunda olumlu bir büyüme sağladı. 2010 yılında başlayan YEKDEM desteklerinin de katkısıyla ivme kazandı. Aynı şekilde Lisanssız Güneş Enerji Santralleri’nin (GES) kurulumunda da bir artış oldu. 31 Ocak 2020 itibariyle RES’te 7.609 MW, GES’te 6.032 MW, HES’te ise 28500 MW kapasiteye ulaşıldı. Bu güçler ülkemizin rezerv kapasitelerine göre düşük seviyede kalmaktadır. Yani daha değerlendirebileceğimiz önemli bir rezerv kapasitemiz bulunmaktadır. Yenilenebilir Enerji sektörünün daha hızlı büyüyebileceğini değerlendiriyorum. Rüzgar, Güneş, Hidroelektrik, Biyogaz/Biyokütle ve Jeotermal Enerji kaynaklarımız daha verimli olarak değerlendirilebilir. Yenilenebilir enerji kaynakları adından da anlaşılacağı üzere sürekli yenilenmektedir. Bu yenilenmeyi kullanabilirsek faydaya dönüştürebilir, ekonomiye kazandırabiliriz. Bursa olarak Yenilenebilir Enerji kaynakları açısından çok zengin bir coğrafyaya sahip değiliz. Uludağ’ın eteklerine kurulan birkaç HES, Gündoğdu ve Karacabey tarafında da yaklaşık 80 MW RES kurulu gücü mevcuttur. GES yatırımları da düşük seviyededir. Bursa’da kurulu OSB’lerin ortak kuruluşu BOSBİR’in Yenilenebilir enerji kaynaklarımızın değerlendirilmesi yönünde çalışmalar yaptığını biliyorum. Bunun somut projelere dönüştürülmesini önemsiyorum. BTSO bünyesinde kurduğumuz Yenilenebilir Enerji Kümelenmesi ile Yenilenebilir enerjinin Bursa’mızda gerek evsel ve gerekse Endüstriyel kullanım alanları konusunda paydaşlarımızın katkısıyla bilinçlenmeyi artırma yönünde çalışmalar yapıyoruz. 120 MW bir RES projesinin yatırım çalışmaları devam etmektedir. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin HES, GES ve RES açısından birkaç örnek uygulaması bulunmaktadır. Özel sektör için cazip şartlar oluşmadığı için büyük kapasiteli tesislerin kurulması mümkün olmamaktadır. Bununla birlikte küçük kapasiteli HES, RES ve GES tesislerinin kurulabilecek kapasite mevcuttur. Özellikle öztüketim yönetmeliği kapsamında ev ve fabrika çatılarına GES’ler kurulabilir. Firma olarak 1 KW’dan 100 KW’a kadar % 100 yerli rüzgar türbinini geliştirilmesini tamamladık, seri üretime geçme aşamasındayız. Rüzgarlı bölgeler için ekonomik çözümler sunmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte yine Bursa’da birkaç yüz KW ve MW bazında RES türbin üretme çalışmaları da yapılmaktadır.”


Volkan Yılmaz - CW Enerji Genel Müdürü
“Türkiye son yıllarda pek çok alanda olduğu gibi yenilenebilir enerji alanında da ciddi bir atılım içerisinde. Ülkemizin yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı kurulu gücünü giderek artırdığını görmekteyiz. Dünyada temiz enerji kaynaklarına yönelim giderek arttığı için de ülkeler bu konuda adeta yarışır hale gelmiş durumda.Halihazırda rüzgâr, jeotermal ve güneş enerjisi açısından önemli kaynaklara sahip olmasına rağmen ülkemizin yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, özellikle son yıllarda önemli bir ivme yakalamış durumda.Öyle ki ülke olarak bundan 10 yıl öncesinde, güneş enerjisi kurulu gücümüz hiç yoktu. Bugün gelinen noktada ise 6 bin MEGAWATT seviyesine geldik. Yani ortada ciddi bir ilerleme söz konusu. Devletimiz de bu konuda çok önemli adımlar atıyor. Türkiye’nin ihracatının yüzde 50’sinden fazlası AB ülkelerine ihraç edildiği için ülkemizin mevcut pazarlarını korumak için yeşil enerjiyle üretim konusunda adımlar atması zaten kaçınılmazdı.Nitekim Türkiye, yenilenebilir enerji projelerine çok ciddi yatırım yaparken yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa’da ve dünyada önemli sıralara yerleşmeye başlıyoruz. Ve talebin artmasıyla birlikte de mevcut kapasite, önümüzde dönemde daha da yükselecektir.Tabi Bursa’yı ele aldığımızda ise sanayisiyle öne çıkan kentte, çok yüksek oranda enerji tüketen firmaların olduğunu biliyoruz.Bu noktada, özellikle organize sanayi bölgelerinde güneş enerji santrali kurulması konusunda son yıllarda önemli adımlar atılıyor. CW Enerji olarak, Demirtaş OSB’de bizzat kurulumu gerçekleştirdiğimiz güneş enerji santrallerini buna örnek gösterebiliriz.Aylık mahsuplaşma uygulaması (lisanssız elektrik üretimi) sayesinde sanayiciler gece tükettikleri elektriği gündüz üretiminden karşılayabilecekler. Tüketim yapılmayan günlerde de üretilen enerjinin sisteme verilmesi suretiyle, her ayın sonunda toplam tüketiminden mahsuplaşma yapabiliyor. Bu yönetmelik sayesinde, firmalar elektriğe gelebilecek olası zamlardan da etkilenmiyor.Dolayısıyla Demirtaş OSB’de kurduğumuz Güneş Enerji Santrali (GES) ile OSB yönetimi, tükettiği elektriğin önemli bir kısmını kendi imkanları ile üretme imkânı bulacak.CW Enerji olarak, içerisinde bulunduğumuz dünyanın enerji ihtiyacını temiz kaynaklarla karşılamak için öncülük etmeye devam ediyoruz. Türkiye’nin enerji ihtiyacını temiz kaynaklarla karşılama hedefiyle çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdüreceğiz.”

Erol Dağlıoğlu – BTSO Enerji Konseyi Başkanı
“Her geçen gün Yenilenebilir Enerjinin kurulum maliyetleri düşmekte, verimlilik artmaktadır. Enerji depolama alanında yaşanan gelişmeler ve ilerleyen teknoloji sayesinde, yenilenebilir kaynaklardan yapılan üretimin eş zamanlı tüketim zorunluluğu ortadan kalkmaktadır. Bu gelişmeler yenilenebilir kaynaklara dünyayı yönlendirmektedir. Ülkemiz ve şehrimiz için baktığımızda; yenilenebilir kaynaklar açısından ülkemiz bir cennet, önünde kat edeceği çok yol ve potansiyel mevcut. Şehrimiz ise, bu kaynaklara bol miktarda sahip olmasa bile, potansiyelini iyi değerlendirmeli, ülkemize ve dünyaya yapılacak yatırımlarda makine ve teçhizat üretimini yapabilecek kabiliyetini öne çıkarmalıdır.”


İlhan Parseker – Bursa Temiz Eneji A.Ş. YKB
“Yenilenebilir enerji kaynaklarındaki yatırımın artması mevcut ülkenin verdiği teşviklerle ilintilidir. Kendi öz kaynaklarımızdan istifade etmek, tabiki cari açığımıza ve dış ticaret açığımıza olumlu katkı sağlayacaktır. Teşviklerin artması ve bürokratik engellerin ortadan kalkması hepimizin isteğidir. Dünya enerji fiyatlarındaki oynamaların sık olduğu bir dönemde kendi kaynaklarımızın önemi her geçen gün daha ortaya çıkmaktadır. Desteklerin ve teşviklerin geliştirilerek devam ettirilmesi yeni yatırımların önünü açacaktır. Dileğimiz çevre dostu yenilenebilir kaynakların daha da çoğalması ve yatırımların artmasıdır.”

İbrahim Öztürk - IMC Enerji Genel Müdürü
“Türkiye olmazsa olmaz Yenilenebilir Enerji konusunda ciddi yollar kaydediyor. Türkiye’nin hali hazırdaki kurulu gücü olan yaklaşık 90.700 megavat civarındadır. Bu kurulu gücün %48’lik gibi bir oranı Yenilenebilir Enerji kaynaklarından oluşmaktadır. Bu oran bugünkü konjonktürde iyi ancak mutlak şartla artırılmalıdır. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Belgelendirilmesi ve Desteklenmesine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 1 Temmuz 2020 tarihinde yürürlüğe girecek. İnanıyorum ki, bu yeni düzenlemeyle birlikte yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin brüt nihai enerji tüketimindeki payı daha da artacaktır. Bursa olarak da çok önemli yatırımlar yapıldı, son derece olumlu bulduğum bir yatırım Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi 3,3 Mw’lık bir yatırımıdır. Kasım 2019’dan beri çalıştırmakta ancak unutmamalıyız ki, Bursa da Islah OSB’ler de dahil 21 adet Organize Sanayi Bölgesi bulunmakta, yani yatırımımız çok az artırmamız gerekli. Bazı öngörüsü yüksek sanayicilerde bu konuda üzerine düşen görevi yerine getiriyor. Halihazırda kuranlar, kurulum aşamasında olanlar mevcut bunlarda sevindirici haberlerdir. Sadece sanayi değil... 2018 verilerine göre sanayide tüketilen elektriğin %42’sini kullanırken, mesken %25, ticarethanelerde ise % 28 oranında elektrik tüketiyor. Bu da bize sadece sanayici değil, mesken ve ticarethanelerinde bu konuda yatırımları gerektiğini gösteriyor.”

Av. Niyazi Kasap - Enerji İşverenleri Sendikası Başkanı
“Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına tüm dünyada olumlu ve zorunlu bir yöneliş var. Bu durum sevindirici. Türkiye de Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Dünya ile eş zamanlı olarak olması gereken özeni gösteriyor. Yenilenebilir Enerjiye yatırımlar, yatırımcının elde edeceği karlılık, yatırımın geri dönüş süresi, sürdürülebilirlik ve istikrar le doğru orantılıdır. Yatırımcılar, Yenilenebilir Enerji sektörüne farklı amaçlarla yatırım yaparlar: BİYOGAZ örneğinde olduğu üzere bazı yatırımcılar, elindeki atıktan kurtulmak ve aynı zamanda elindeki kaynağı değerlendirmek için BİYOGAZ enerji Tesisi kurmak zorunda kalır. Bu durum istisnadır. Bazı yatırımcılar, ciddi ve büyük enerji yatırımları yaparak Enerji sektörü içinde sektör oyuncusu olmak ister. Bazı yatırımcılar ise öztüketimde kullandığı enerjiyi daha ucuza temin edebilmek için Yenilenebilir Enerji Tesislerine yatırım yapar. Yenilenebilir Enerji Tesislerine yapılan tüm bu yatırımların hepsi ülkemiz için, dünyamız için çok değerlidir. Yenilenebilir Enerjide son 15 yılda Türkiye büyük bir sıçrama gerçekleştirmiştir. Bu sektöre yatırımların hızı gittikçe artmaktadır. Üretim kapasitesi olarak Rüzgar Enerji Santralleri (RES) halen en büyük payı almasına rağmen büyüme hızında Güneş Enerji Sistemleri (GES) başı çekmektedir. GES’lerin hızlı büyümesinin sebeplerin başında, ülkemizin ışınım durumunun verimli olması, her ihtiyaca cevap verebilecek kadar farklı boyutlarda GES kurulabilmesi, YEKDEM kapsamında çok iyi sayılabilecek satın alma ve yatırırım teşviklerinin verilmiş olması, öz tüketime teşvik edici mevzuatın düzenlenmesi gelmektedir. Türkiye, YEKA dediğimiz Yenilenebilir Kaynak Alanları projeleri ile GES ve RES yatırımlarında önemli bir atlama yaptı. YEKA modeli, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamada yerli ve yenilenebilir kaynakların ağırlığını artırmaya yönelik hedefinin en önemli parçalardan  biri olmuştur. Zira YEKA modelinde yerli üretim, yerli istihdam, yerli iş gücü, teknoloji transferi ve Ar-Ge önemli şartlardan bir kaçıdır. YEKA modelinde 1000 mw’lik üretim santrali söz konusu olup, milyar doların üzerinde büyük projeler olduğundan ihaleye katılabilecek yatırımcı sayısı da oldukça azdı. Bu sebeple mini YEKA modeli adıyla daha küçük çapta yatırım projeleri üzerinde çalışılmaktadır. Yerli üretimi ön planda tutan bu projelerin Yenilenebilir Enerji alanında atılmış önemli adımlar olduğunu düşünüyorum.Enerjide dönüşümün adımlarından bir diğeri de enerjini kendin üret, kendin tüket modeli diyebileceğimiz öztüketim modelidir. Enerjinin tüketim kaynağında üretilmesini hedef alan bu model, yenilenebilir enerjinin kullanımının artmasına yönelik en önemli etken olabilir. Özellikle sanayi ve ticarethane, kamu binaları gibi büyük yapıların çatılarına ve cephelerine GES kurulumunu cazip hale getiren düzenlemeler 2019 Mayıs ayında yapıldı. Resmi prosedürlerde birtakım kolaylıklar getirildi. Sanayicinin üretim fazlası elektriği şebekeye basarak aylık mahsuplaşmasına imkan getirildi. Böylelikle Sanayici, bayram ve tatil günleri gibi çalışmadığı günlerde veya ürettiği kadarını tüketemediği zamanlarda ürettiği elektriği satabilecek ve ek gelir elde edebilecek. Bu teşvikler, mevzuattaki bu değişiklikler, lisanssız arazi kurulumunun azaldığı bir dönemde durgunluk yaşayan GES sektörünü yeniden canlandırdı. Türkiye’deki sanayi çatılarının miktarı hesap edildiğinde ve GES yatırım maliyetlerinin düştüğü göz önüne alındığında önümüzdeki yıllarda Yeşil Enerji kullanımının çok daha fazla artacağı kaçınılmazdır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının bu kadar avantajına rağmen enerjinin düzensizliği ve sürekli olmaması, bu sebeple şebekeye kesintili, darbeli enerji verilmesi maalesef dez avantajdır. Bu sebeple şebeke işleticileri özellikle GES ve RES santrallerinden şebekeye basılan enerjiden sıkıntı yaşayabilirler. Bu dezavantajı telafi etmek için, akıllı şebeke sistemine geçmek için yatırım yapılması gerekmektedir. Enerjinin dönüşümünde enerji verimliliği de kesinlikle çok çok önemlidir. Zira enerjiyi verimli kullanmak iki kat enerji üretmek kadar önemlidir. Enerji verimliliği tasarruf etmek değil, enerjiden optimum düzeyde fayda elde etmektir. Yenilenebilir Enerji yatırımları yapmak için bürokratik zorluklar gün geçtikçe azaltılmaya çalışılmaktadır. Bunun için Enerji Bakanlığı ve EPDK özveriyle çalışmaktadır.”

Sayı: 1242 - Sayı'nın Kapağı

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51