banner34

banner50

banner6

Coşkunöz Holding: Üretiyor - Eğitiyor

Gündem 29.03.2021, 20:31 03.04.2021, 18:14
Coşkunöz Holding: Üretiyor - Eğitiyor



SEMİH AYDIN

Bursa sanayisinin gelişiminde önemli rol oynayan markalardan Coşkunöz Holding, 71’inci yılını kutluyor. Üç farklı ülkedeki 12 fabrikasında, yedi sektöre yönelik üretim yapan Coşkunöz Holding, bünyesindeki eğitim vakfıyla da sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanları yetiştiriyor.

Bursa’nın duayen sanayicilerinden Kemal Coşkunöz’ün 1949 yılında temellerini attığı holding, günümüzde dünyanın önde gelen firmalarının stratejik ortağı konumunda. Holding, yeni endüstri devrimine ve dijitalleşmeye de uyum sağlayarak gücünü gelecekte de korumak istiyor.

Bursa’nın duayen sanayicilerinden Kemal Coşkunöz’ün 1949 yılında temellerini attığı, günümüzde dünyanın önde gelen firmalarının stratejik ortağı olarak, dünyanın dört bir yanına ürünlerini ihraç ediyor. Holding, yeni endüstri devrimine ve dijitalleşmeye de uyum sağlayarak gücünü gelecekte de korumak istiyor. Coşkunöz Holding, Bursa sanayisinin büyüyüp, güçlenmesinde ve ürünlerinin dünya tarafından tercih edilmesinde önemli rol oynadı. Türkiye’nin en prestijli firmaları arasında yer alan Coşkunöz Holding, üretim kalitesiyle önde gelen firmaların başlıca tercih ettiği tedarikçilerden. Holding, Kemal Coşkunöz’ün öğretmen kökenli olmasından dolayı eğitime ayrı bir önem veriyor. Sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını yetiştirmek amacıyla 1988 yılında holding bünyesinde kurulan Coşkunöz Eğitim Vakfı, başarılı çalışmalarıyla Türkiye’ye örnek oluyor.
EKOHABER Gündem programında Coşkunöz Holding Ceo’su Erdem Acay ile Coşkunöz Holding’in farklı sektörlerde yakaladığı uzun yıllara dayanan başarıyı, dijitalleşmeyle birlikte sanayide yaşanacak dönüşümü ve mesleki eğitimin önemini konuştuk.

Coşkunöz Holding hangi alanlarda faaliyet gösteriyor?
Coşkunöz Holding olarak yedi farklı sektörde faaliyet gösteriyoruz. Bunların en başında otomotiv geliyor. Bunun haricinde havacılık, savunma, bilgi işlem, çevre teknolojileri, enerji ve lojistik de faaliyet alanlarımız arasında. Şu anda Türkiye, Rusya ve Romanya olmak üzere üç farklı ülkede, 12 şirketimizle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Farklı ülkelerdeki üretim koordinasyonu nasıl sağlıyorsunuz?
Coşkunöz’ün büyük bir avantajı var. 71’inci yılımızdayız ve önemli bir kurumsal kültüre sahibiz. Kurucumuz Kemal Coşkunöz’ün vizyonuyla, firmamız 40 yıl önce profesyonel kurguyla yönetilen holding yapısına geçmiş. Ayrı sektörlerde, çok sayıda şirketimiz olsa da profesyonelce oluşturulmuş holding yapımız, yönetimde bizi ciddi anlamda avantajlı hale getiriyor.

Farklı bölgelerde ve sektörlerde üretim yapmak holdinge ne gibi avantajlar sağlıyor?
Bunun iki yönden avantajları var. Örneğin, otomotiv sektörüne baktığınızda, ana sanayilerin iş ortağı olmak önemli bir husus. Araç ne kadar fazla yerde üretiliyorsa ve siz de oralarda varsanız, stratejik iş ortağı haline geliyorsunuz. Dolayısıyla, otomotiv alanında birçok ülkede var olmak bizim için stratejik öneme sahip. Farklı ülkelerde faaliyet göstermenin bir başka avantajı ise bir ülkede sıkıntı yaşanırken, diğer ülkelerde bu kriz ortamı yoksa iş hayatınızı sağlıklı bir şekilde devam ettirme imkanı sağlıyor. Farklı sektörlerde faaliyet göstermek de benzer bir avantaj sağlıyor. Çünkü kriz durumlarında sektörlerin etkilenme boyutu farklı oluyor. Örneğin otomotivin, inşaatın kriz yaşadığı bir durumda medikal ya da savunma sanayi daha az etkileniyor. Bu da size işlerinizi dengeleme avantajı sağlıyor.

Gelecek yıllarda daha farklı sektörlerde yatırım yapma planınız var mı?
Faaliyet gösterdiğimiz yedi sektör, geniş çalışma alanlarına sahip. Bizim temel amacımız bulunduğumuz sektörlerde daha da güçlenmek olacak. Ancak yeni sektörleri de araştırmaya devam edeceğiz.

Pandemi dönemi holdingi nasıl etkiledi?
Coşkunöz Holding’in en etkin faaliyet gösterdiği sektör otomotiv. Geçen yılın Mart ayından Haziran’a kadar çalışmadığımız 3 aylık süreç var. Ülkemiz ihracatının ana lokomotifi olan otomotivin, Avrupa’ya en çok araç sattığı dönemde üretimlerimizi durdurmak noktasına geldik. Bu da bizi yüzde 30 – 35 civarında ciro kaybına uğrattı. Yılın ikinci yarısıyla birlikte süreç tersine döndü. Ancak daha önce de değinmiş olduğum farklı coğrafyalarda olmanın avantajını yaşadık bu dönemde. Böylece pandemiyi görece rahat atlatmayı başardık.

Yılın ikinci yarısıyla birlikte yakalanan ihracat performansını nasıl sürdürebiliriz?
Bu süreçte coğrafi yakınlık bir adım öne geçti. Türkiye de coğrafi avantajıyla ihracatta bir adım öne çıktı. Bunu doğru yönetebilirsek ilerleyen süreçte avantaj sağlarız. Özellikle Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Asya pazarlarında çalışmalarımızı yoğunlaştırmalı ve aktif olmalıyız. Ayrıca Türkiye uygun iş gücüyle üretim için de tercih edilen bir ülke. Bunlar orta vadede avantajlı olabilir ancak pandemi şu anda önemli ihracat pazarlarımız olan ülkelere üretimin önemini bir kez daha gösterdi. Dolayısıyla ülkelerin Endüstri 4.0 dönüşümü hız kazanabilir.
Bu yüzden biz modern leşmeye yoğunlaşıp, daha verimli, uygun ve katma değeri yüksek üretimler yapmalıyız.

Siz bu dönüşüme nasıl hazırlanıyorsunuz?
Coşkunöz Holding olarak bu noktada kendimizi şanslı görüyorum. Birçok şirket uzaktan çalışma altyapısı olmadan pandemiye yakalandı ve sorun yaşadı. Ancak sektörümüzde bu tarz yöntemler 15 – 20 yıldır uygulandığı için altyapımız hazırdı.
Önümüzde ciddi bir dönüşüm var. Pandemi bize farklı yerlerde de çalışabileceğimizi gösterdi. Biz de dijitalleşmeyi avantajımıza kullanmaya odaklandık ve Dönüşüm Koordinatörlüğü birimini kurduk. Verimlilik, dijitalleşme bizi bir adım öne çıkaran kavramlar. Bu noktada yıllardır kullandığımız robotik teknolojide yapay zekanın payını artırmak adına ciddi bir dönüşüm içerisindeyiz.

Türkiye’de savunma sanayi son yıllarda atılım içerisinde. Coşkunoz Holding’in savunma ve havacılık alanındaki çalışmalarından bahseder misiniz?
Biliyorsunuz ki teknolojiler öncelikle uzay, savunma sanayi alanlarında gelişir, sonrasında otomotiv gibi sektörlerde yaygınlaşır. Biz de teknolojide ilklere imza atılan bu alana 35 yıl önce adım atarak, makine üreticisi kimliğimizle güzel bir nam salmışız.
Halen de savunma sanayisine üretim yapan kurum ve vakıflarda bizim makinelerimiz, özel üretimimiz pres ve kaynak makineleri yoğun bir şekilde kullanılır.
30 yıl önce ilk NATO projelerine katılma fırsatı bulmuş, Stinger projesinde yer alan 5 firmadan biriyiz. O dönem başlayan süreçte, savunma sanayinde kazandığımız deneyimi diğer faaliyet gösterdiğimiz alanlara aktarmak için bu alan her zaman önceliklerimiz içinde oldu.
Son yıllarda savunma ve havacılık sanayindeki yerlileşme hamleleri çerçevesinde Coşkunöz Holding’in Ankara’da satın aldığı UAEVERA’ da insansız hava araçları imalatına yoğunlaştık.

Bursa’da bu alanda hareketlilik söz konusu. Bursa savunma ve havacılık sanayinde ne konumda?
Teknik birikim ve potansiyeline baktığınızda Bursa’nın savunma ve havacılık alanında hak ettiği payı aldığını düşünmüyorum. Bursa sanayisi otomotive çok odaklı ve uzmanlaştığımız diğer sektörler var. Ancak bir taraftan da savunma ve havacılık alanındaki potansiyel söz konusu. Son dönemde, biraz geç kalınsa da Bursa’daki firmalar bu tarafa da yönelmeye başladı. Buna rağmen ben Bursa’daki firmaların katma değerli işleriyle fark yaratabileceğini düşünüyorum.

Bir yandan da Bursa, otomotivin geleceğine hazırlanıyor. Coşkunöz Holding’in bu alandaki çalışmaları nasıl devam ediyor?
Yaşanan dönüşümde şanslı taraftayız diyebilirim. Araba elektrikli, hibrit ya da enerji bataryalı olabilir, muhakkak kaportaya ihtiyaç duyacak. Biz de sac parça, kaporta, gövde üreticisi olarak kısmen üretimde daha şanslı olacağız. Ancak yaşanacak ciddi değişimin farkındayız. Sektörde yaşanacak değişime uyum sağlamamız gerekiyor. 2 Ar-Ge Merkezi’mizle geleceğe hazırlanıyoruz. Üretim altyapısını kuvvetlendirmekten tutun da aracı hafifletecek teknolojilere kadar ürün gelişimi üzerinde çalışıyoruz. 10 yıl önce kimsenin konuşmadığı teknolojiler şu an hayatımızda. Biz de Ar-Ge Merkezi’mizdeki çalışmalarımızla dönüşüme ayak uydurarak, gelecekte güçlü bir konumda olmak istiyoruz.

Size göre Bursa bu dönüşüme hazır mı?
Bursa’nın hazır olduğunu söyleyebiliriz. Baktığınız zaman Bursa, Türkiye’de otomotivin lokomotif kenti. Üretimden, elektrikli araçlara ve sahip olduğu ana sanayileriyle Türkiye otomotiv üretiminin merkezi önümüzdeki dönemde de Bursa olacaktır. Burada en önemli nokta tedarikçiler. Otomotivdeki katma değerin yüzde 75’ini onlar sağlıyor.
Dolayısıyla yan sanayinin güçlü olması ileriki dönemde araç üretimi ve yeni teknolojilere uyum konusunda Bursa’ya katkı sağlayacak. Ancak biz de durmadan araştırıp kendimizi geliştirerek dönüşüme adapte olmalıyız.
Coşkunöz Eğitim Vakfı’nın çalışmalarından kısaca bahseder misiniz?
Vakfımız 1988 senesinde kuruldu. Ancak öncesinde Kemal Coşkunöz’ün teknik öğretmen olmasından kaynaklı Türkiye’deki ara kademe çalışan ihtiyacının çözümü için gerçekleştirdiği çalışmalar var. Coşkunöz Holding, Bursa’da bilinen bir firma. Bizim sosyal faydaya odaklanan anlayışımız var. Bu anlamda 32 yıl önce kurduğumuz eğitim vakfımızla teknik insan kaynağı yetiştirmek için çalışıyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana 26 binden fazla kişinin hayatına dokunduk.
Vakfımız bünyesinde iş hayatında teknik tarafta yer almak isteyen lise mezunlarına 18 aylık özel eğitim veriyoruz. Eğitimlerin sonucunda öğrencilerimiz Milli Eğitim Bakanlığı’ndan teknik lise diploması almaya hak kazanıyorlar. Böylelikle de firmamızda ya da farklı sanayi kollarında çalışabiliyorlar. Son yıllarda teknolojik gelişmelerle birlikte Vakfımız da dönüşüm içerisinde.
Bugüne kadar otomotiv ve kalıp üzerine olan eğitim planlarımıza katmanlı üretim, lazer teknolojiler, yazılım gibi farklı alanları da dahil ederek, dijital kanalları etkin kullanarak eğitimlerimizi sürdüreceğiz. Eğitimlerimizi dijital platformlara kaydırdıkça daha fazla kişiye de ulaşma imkanımız olacak.
Ayrıca Vakfımızın, Bursa dışında da ofislerinin veya şubelerinin olması ve buralarda faaliyet göstermesi de hedeflerimiz arasında.
Mesleki eğitimin niteliğinin artması için neler yapılabilir?
Hem Türkiye sanayisinde hem de dünyada mesleki eğitimin niteliğinin artırılmasına ihtiyaç var. Mavi yaka ya da beyaz yaka diyorken, şimdi gri yaka denilen gruptan bahsediyoruz. Gri yakayla birlikte yetkin teknik çalışan ihtiyacı daha çok ön plana çıkacak. Çünkü otomasyon, dijitalleşme dediğinizde iş yapan değil, işi yapan makineleri yönetebilen insanlar önem kazanacak. Bu anlamda Bursa’daki eğitim vakıflarının ve diğer eğitim kuruluşlarının üniversite – sanayi iş birliklerini artırarak, eğitime daha fazla katkı sağlamak için çalışması lazım.

Coşkunöz Holding’in 71 yıla uzanan başarısının sebepleri size göre nelerdir?
Türkiye’de aile firmalarının yüzde 85’i üçüncü kuşağa geçemiyor. Bizim avantajımız profesyonel anlayışla kurumsallaşmaya erken başlamamızdı. Kemal Coşkunöz’ün vizyonu bu başarıyı sağladı. Sonuçta, 40 yıldır profesyonel yapıyla yönetilen holding olmamız dolayısıyla aile fertlerinin, profesyonellerin ve çalışanların görev tanımları net belli. Bu kurumsal yapının avantajlarını görüyoruz.

Aile şirketlerinde profesyonel yönetici olmanın zorlukları ve avantajları nelerdir?
Aile şirketleri diğer kurumlara, vakıf şirketlerine nazaran daha hızlı karar alabilen yapıya sahiptirler. Bu da şartlara hızlı adapte olmanızı sağlar. Burada sıkıntı yaratabilecek husus aile içi sorunların işe yansımasıdır. Ancak dengelerin korunması da biz profesyonellerin ön önemli işi ve görevi oluyor. Dengenin doğru sağlandığı aile şirketlerinde yöneticilik yapmak bana göre büyük bir avantaj. Biz de Coşkunöz’de bu avantajı yaşıyoruz.

Yorumlar (0)
12
kapalı
banner35
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51