banner6

Köy Enstitüsünden Açılan Bir Kapı

EVDE KAL sürecim ağırlıklı olarak kitap okumakla geçiyor, okuduğum kitaplardan biri, Mükerrem Şehitoğlu'nun TOPRAĞIN KIZI adı altında topladığı anıları, her satırında ülkemizin kalkınmasında, gelişmesinde, dünya ülkeleri arasında ön sıralara oturmasında etkin rol alacak KÖY ENSTİTÜSÜ eğitim modelinin dinamik yapısı öne çıkıyor, siyasetin kara bakışı bu yapıyı yok etmiş olsa da, istendiğinde o yapının ilkeleri doğrultusunda bugün de eğitim yapılabilmenin güzel bir örneği sunuluyor. Mükerrem Şehitoğlu, 27 Mayıs 1950 tarihinde Rize'de doğdu, Erzurum, İspir'de nüfusa kayıtlı.

Finans 30.03.2020, 21:00 30.03.2020, 21:00
Köy Enstitüsünden Açılan Bir Kapı
EVDE KAL sürecim ağırlıklı olarak kitap okumakla geçiyor, okuduğum kitaplardan biri, Mükerrem Şehitoğlu'nun TOPRAĞIN KIZI adı altında topladığı anıları, her satırında ülkemizin kalkınmasında, gelişmesinde, dünya ülkeleri arasında ön sıralara oturmasında etkin rol alacak KÖY ENSTİTÜSÜ eğitim modelinin dinamik yapısı öne çıkıyor, siyasetin kara bakışı bu yapıyı yok etmiş olsa da, istendiğinde o yapının ilkeleri doğrultusunda bugün de eğitim yapılabilmenin güzel bir örneği sunuluyor.
Mükerrem Şehitoğlu, 27 Mayıs 1950 tarihinde Rize'de doğdu, Erzurum, İspir'de nüfusa kayıtlı. İlk ve orta öğrenimini İspir'de tamamladı, Erzurum Nene Hatun Kız İlk Öğretmen Okulunu bitirdi. Bu öğrenim sürecinde hep Köy Enstitüsü çıkışlı öğretmenlerle yetişti ve bu sistem benliğine kazındı. İlk tayin yeri Sakarya ili, Akyazı ilçesine bağlı Teketaban köyü, 19 yaşında öğretmenliğe başladığı bu köyde 12 yıl çalıştı. Kendisini yetiştiren ilkokul öğretmeninin Köy Enstitüsü ilkeleri içinde yetişmiş olması ve bu ilkeleri onun beynine işlemiş olması, Mükerrem Şehitoğlu'na bütün meslek yaşamı boyunca bu ilkelerin ürünlerini topluma kazandırma kapılarını açtırmış. Gelin bu kapılardan biz de geçelim;
Nüfusunun yarısı Kürt, yarısı Karadenizli olan Teketaban köyünün erkek egemen yapısı onun ününe dikilen ilk duvar olmuş, köy kadınları evlerinde, tarlalarında, erkekler kahvelerde. Okul köyün 1,5km dışında, kalacakları lojman da okulun yanında, ailesiyle birlikte köye ilk geldiklerinde eşyalarını kağnı arabasıyla lojmana taşımışlar. Vardıklarında gördükleri manzara, depremde çatlamış duvarlarıyla harabe haline gelmiş, kullanılacak durumda olmayan iki bina, okul ve lojman, geniş bir bahçesi var ama, o da metruk durumda. Köy muhtarı, ‘'okul ve lojman kullanılacak durumda değil hocam, ne yapacağız'' diye sorduğunda onun ‘'kolay muhtar'' cevabı, muhtarı çok şaşırtmış.
Evet, o 19 yaşındaki kız, kendi yetişmesinde beynine işlenmiş Köy Enstitüsü ilkeleriyle, bilgileriyle kolları sıvamış, muhtardan istediği inşaat malzemeleri ve birkaç eleman ile tamirata başlamış, yıkık yerleri onarmış, sonunda da her iki binayı kireç badana yaparak bembeyaz bir görüntüye kavuşturmuş, elektrik tesisatını muhtara onartmış, çevre duvarlarını kendi inşa etmiş ve okul açılmış.
İlk üç gün ne gelen var, ne giden, üçüncü gün köy kahvesine gitmiş, her kes şaşırmış, kahvelerinde bir kadın, çocukların neden okula gelmediğini soruyormuş, cevap, onlar analarıyla tarlada çalışıyorlar, olmuş. Muhtar ve Köy İdare Heyetiyle okulda toplantı yapmış, onları ikna etmiş ve ertesi günü, kızlı erkekli, 36 çocuk okula gelmişler.
Hiç biri okuma yazma bilmiyor, hatta Kürt kökenli olanlar Türkçe de konuşamıyor. İşte böyle bir yapı içinde, okul müdürüyle beraber kolları sıvıyorlar, önce okuma yazma ile işe koyuluyorlar. Sınıflarda bu eğitim devam ederken, okulun bahçesinde de, öğretmen okulunda aldıkları tarım eğitimi sayesinde, çocuklarla uygulama tarlası oluşturup ekim, dikim yapmaya başlıyorlar, kümes yapıp tavuk yetiştiriyorlar, adeta bir küçük Köy Enstitüsü modeli oluyorlar. Daha ileriki adımlarında çocuklarla seracılık ve hayvan yetiştiriciliği yapmaya da başlıyorlar.
Çalışmalar bu yönde gelişerek devam ederken, çocukların küme çalışmalarına ağırlık veriyorlar, sınıfta öğrendiklerini, tabiatın içinde, bahçede, ormanda, ahırda, kendi oluşturdukları laboratuvarda, şehirde bir okulda, sinemada, tiyatroda, fabrikada, müzede, vb. uyguluyorlar.
Okul işleri rayına oturunca hoca hanım yelpazeyi biraz daha açıyor, gerekli izinleri alarak Halk Eğitim kursları açıp ev hanımlarını eğitmeğe başlıyor. Onlara önce okuma yazmayı öğretiyor, ardından lojmanın bir odasını atölye yaparak onları da üretime sokuyor. Anılar tüm ayrıntılarıyla Hoca Hanımın köyde geçen 12 yılını resmediyor.
Mükerrem Hoca 47 yıl sonra köyünü ziyaret ettiğinde, okuttuklarının, meslek sahibi olanların köye dönerek tarım ve hayvancılık yaptığını ve çok zengin olduklarını görmenin mutluluğunu yaşıyor. Herkesin evinin önü ağaç çeşitleriyle dolu, evler teknolojiden nasibini almış, kapılarında araba ve traktörleri park etmiş, insanlar rahat ve mutlu, sokaklardaki çocuklar 47 yıl öncesine kıyaslanmayacak kadar mutlu ve çağdaş görünümlü olduklarını görmek onu çok mutlu ediyor.
Aslında bu mutluluğu hepimizin yaşaması için önümüzde bir engel yok, önemli olan, hoca hanımın dediği gibi, geleceğimizin garantisi olan İnsan-Toprak-Eğitim üçlüsünü doğru yöntemlerle bir araya getirmek. Bu bir araya getirmede atılacak en etkin adımlar, Mükerrem Şehitoğlu'nun 19 yaşında bir bayan öğretmen olarak bir köy okulunda uyguladığı eğitim modelini şekillendirmek, Uygulamalı Meslek Okullarını ülkemizin kasabalarında, köylerinde açmak ve köylüyü güçlendirecek Üretim ve Tüketim Kooperatifleri Yapısını oluşturmak

Sayı: 1244 - Sayı'nın Kapağı

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51