Dünya ekonomisi, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri ve salgın hastalıklar gibi küresel şoklarla mücadele ederken emtia bağımlılığı nedeniyle tüm ülkeler fiyat şoklarıyla karşı karşıya kalıyor. Rusya-Ukrayna Savaşı ile derinleşen emtia bağımlılığı, ülkelerin alternatif arayışını hızlandırıyor.
Alınan bilgiye göre, doğal kaynakların sınırlı olması ve belirli bölgelerde yoğunlaşması, bunlara sahip ülkeler için önemli ihracat geliri oluştururken emtia bağımlısı ülkeler küresel şokların etkilerini tedarik sorunları ve fiyat artışlarıyla derinden hissediyor.
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin arttığı ve Kovid-19 salgınıyla mücadeleyle geçen son 2 yılda önemli ölçüde yükselen küresel emtia fiyatları, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın da etkisiyle daha derin bir soruna dönüştü.
Doğal gaz ve petrolün yanı sıra bazı madenlerin ve tarımsal ürünlerin de önemli ihracatçısı konumundaki Rusya'ya uygulanan yaptırımlar, söz konusu ürünlerde bölgeye bağımlılığı gündeme getirirken ülkelerin bağımlılık problemlerinin bunun çok daha ötesinde olduğu verilerle gözler önüne seriliyor.
Küresel emtia ihracatının değeri 4,4 trilyon dolara yaklaşırken savaş nedeniyle yaşanan tedarik sorunları emtia fiyatlarındaki artışı tetikliyor.
Belirli alanlarda dışa bağımlı ülkelerin alternatiflere yönelmesi ve ekonomik üretimlerini çeşitlendirerek fiyat dalgalanmalarının etkilerini en aza indirmesi kritik önem taşıyor.
Petrol ve doğal gaz bağımlılığı dünya genelinde sorun
Enerjide dışa bağımlılık, yeterli fosil yakıt rezervi bulunmayan ülkelerin önemli bir sorunu olarak dikkati çekerken yenilenebilir enerji gibi alternatiflerle bu soruna çözüm aranıyor.
Dünyadaki doğal gaz rezervlerinin 5'te birini barındıran Rusya, bu alanda en büyük tedarikçi konumunda bulunuyor. Doğal gaz rezervlerinde İran yüzde 17,1, Katar ise yüzde 13,1 payla diğer önemli tedarikçiler olarak öne çıkıyor.
Petrolde en büyük rezervleri sırasıyla yüzde 17,5'lik payla Venezuela, yüzde 17,1'lik payla Suudi Arabistan ve yüzde 9,7'lik payla Kanada elinde bulunduruyor.
Petrol ve doğal gaz tedarikçilerinin birkaç ülkeyle sınırlı olması, dünya genelinde büyük ölçüde emtia bağımlılığına neden oluyor.
Madenlerde farklı ülkeler öne çıkıyor
Elektrikli otomobillerden elektronik eşyalara çeşitli ürünlerin bataryaları için önem taşıyan lityum rezervlerinde Güney Yarım Küre öne çıkıyor. Şili bu rezervlerin yaklaşık yarısına sahipken Avustralya lityum rezervlerinin yaklaşık yüzde 25'ini, Arjantin de yüzde 10'unu barındırıyor.
Döküm, boyacılık, elektronik malzeme yapımı motorlar ve çelik sanayisi gibi birçok alanda kullanılan doğal grafit bakımından en zengin ülkelerin başında toplam rezervlerin 4'te birine sahip Türkiye geliyor. Çin ve Brezilya ise yüzde 20'şerlik paylarıyla Türkiye'nin ardında bulunuyor.
Şili, yüksek elektrik ve ısı iletkenliğine sahip olması nedeniyle birçok elektronik cihazın kritik bileşeni konusundaki bakır madeninin en büyük üreticisi konumunda yer alıyor. Çin ve Peru da bakır rezervlerinde öne çıkan diğer ülkeler olarak sıralanıyor.
Bilinen kobalt yataklarının yaklaşık yüzde 70'i Kongo'da bulunuyor. Kobalt, paslanmaz çelik üretimi, cam ve metal birleştirmelerinde kullanılıyor.
Nikelde Endonezya ve Filipinler önemli üretimler gerçekleştirirken nadir toprak metalleri ve alüminyumda Çin dikkati çekiyor.
Mobilya sektöründe MDF ve sunta üretiminde kullanılan tomruk tedariki büyük ölçüde Rusya'dan karşılanıyor. Çin ise çelik ihracatında ilk sırada bulunuyor.
Küçük ev aletlerinden otomotive, savunma sanayisinden bilişim teknolojilerine kadar her alanda kullanılan çipler için vazgeçilmez ihtiyaç neon gazının yaklaşık yüzde 90'ı Ukrayna'da üretiliyor. Savaşın sürmesinin tedarik sorunlarını artırarak birçok üründe maliyetleri katlayacağı öngörülüyor.
Çimentoda Vietnam, cam, fermuar, dokuma polyester elyaf ve viskon rayon iplikte Çin, kauçukta Tayland ticarette en büyük paylara sahip ülkeler olarak dikkati çekiyor.
Tarımsal emtia
Buğdayda en büyük üretici Çin iken en fazla ihracatı Rusya gerçekleştiriyor. ABD, Avustralya, Kanada, Ukrayna ve AB ülkeleri buğday ihracatında diğer ülkeler olarak öne çıkıyor. Dünyada ihtiyaç duyulan buğdayın üçte biri Rusya ve Ukrayna’dan karşılanıyor.
Pamuk ve mısırda en büyük üretim Çin'de yapılırken bu ürünleri en çok ABD ihraç ediyor. Brezilya, kahve ve şekerde en çok üretimi ve ihracatı gerçekleştiriyor. Pirinç üretiminde Çin, ihracatında Hindistan başı çekiyor.
En fazla ayçiçeği üretimini Ukrayna yaparken bu ürünün ihracatında ilk sırada Romanya geliyor. Ayçiçek yağı ihracatında ise Ukrayna ve Rusya önemli bir yer tutuyor.
İhracatta en büyük payı, arpada Fransa, mercimekte Kanada, soya fasulyesinde Brezilya, yulafta Kanada alıyor. Rusya, tarımsal üretimin önemli bir girdisi olan azotlu gübrenin üretim ve ihracatında dünyada ilk sırada geliyor.
Elektronikte Asya'ya bağımlılık var
Elektronik ürünlerini dünyanın her bir yanına satan Çin, bu alanda en büyük ihracatçı konumunda bulunuyor. Çin'in payı bilgisayar ihracatında yüzde 45'i, cep telefonunda ise yüzde 50'yi aşıyor. Bilgisayar aksesuarlarında da Çin, toplam ihracatın 4'te birini gerçekleştiriyor.
Sektörün kullandığı yalıtımlı teller, elektronik devre kartları alt bileşenlerinde de Asya ülkelerine bağımlılık bulunuyor.
Hemen her alanda kullanılan çiplerin üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 75'i yüksek sismik aktivite ve jeopolitik gerilimlere önemli ölçüde maruz kalan bir bölge olan Çin ve Doğu Asya'da yoğunlaşıyor.
Elektronik devre bileşenlerinde Hong Kong, sektörün toplam ihracatının yaklaşık 5’te birini gerçekleştiriyor. Çiplerde kullanılan yarı iletkenlerin üretim kapasitesinin çoğu Güney Kore ve Tayvan’da bulunuyor.
Çin, elektronik ekipmanların önemli bir bileşeni yalıtımlı kablolarda ihracatın yaklaşık 5'te birini yapıyor. Elektrik motorlu ev aletleriyle optik cihazlar ve aletlerin ihracatında da yine Çin ilk sırada yer alıyor.
İletim hatları, çoklayıcılar ve baz alıcı-verici istasyonları gibi telekomünikasyon için kullanılan donanımların ihracatında Çin öne çıkıyor. Bu gruba, telefonlar, radyolar ve hatta bilgisayarlar da dahil olmak üzere farklı iletişim teknolojileri giriyor.