Bu hafta Türkiye Ekonomisi, yatırımlar, şikayetler konularını işlemeye karar vermiştim. İyi ki bu kararı vermişim diyorum.
Sanayiciler, tüccarlar, ithalatçılar, ihracatçılar, sokaktaki vatandaş, herkes ama herkes devamlı şikayet ediyor. Ekonomi iyiye mi kötüye mi gidiyor, bu kadar çok sızlama karşısında kolay kolay karar veremiyorsunuz.
Ama bu sabah yani 25.9.2025 günü çok büyük bir tekstil yatırımına başlandığı ile ilgili bir paylaşımla karşılaştım. Aaaa, demek ki, tekstil konusunda bir yatırım yapılıyorsa demek ki ya ekonomi o kadar kötü değil, veya bu yatırımı yapan tam bir kahraman.
Piyasanın içinde olan bizler ve sanayici, tüccar ve yatırımcıların bazıları bağırıyor, yandım Allah diyor, ama bir kısmı da hiç ses çıkarmıyor, yatırıma, üretime, ihracata, yurt içi satışlara devam ediyor. İnsan ne diyeceğini şaşırıyor. Eskiden olan bazı anekdotlar aklıma geldi.
Tüccarın biri özellikle buz dolabı alıyormuş ve bunları ihraç ediyormuş. Hem de nereye, kuzey ve güney kutup bölgelerine yakın yerlere veya bizzat kutup bölgelerine! Yahu demiş diğer tüccar, sanayici ve satıcılar. Ne yapıyorsun, ne oluyor?
El cevap, ben kutup bölgesine buzdolabı satıyorum. Çünkü buzdolabının soğutması en fazla 0 derece, sattığım yerler ise (-10) eksi 10 derece. Tabii burada buzdolabı alanlar 0 derecede ısınmış oluyorlar diye cevap verilmiş.
Geçmiş yıllarda, Türkiye dünyanın tekstil, perde, perdelik, yatak ve benzeri tekstil ham ve mamul maddelerinin en büyük satıcılarından biri idi. Bu esnada tekstil konusunda birdenbire satışlar veya ihracat azalmaya başlamıştı. O zaman bütün tekstilcilere söylenen ne olmuştu. Şiliye, Arjantine, Güney Afrikaya, Avustralyaya, yahut sibiryaya bakalım ve ihracat yapalım. Nitekim o zamanları hatırlıyorum, dünyanın bu bölgelerinde nereye gitseniz Türk tekstili ile karşılaşıyordunuz.
Yine, Türk tekstilcileri dünyanın gelişimini yakından takip ediyorlardı. Bir gün gelecek, Türkiyenin tekstil üretiminin bir kısmı Kuzey Afrika ülkelerine, Pakistan, Vietnam gibi bir takım Asya ülkelerine kayacak. O zaman biz Türk tekstilcileri olarak buna karşı da çareler arayalım deniyordu.
Nitekim bu günlerde, isim verme lüzum yok, bir takım tekstil ürünlerinin imalatı Afrika ve Asyaya kaymaya başladı. Peki Türkiyedeki yatırımcılar ne yaptılar, özellikle otomobil, elektrikli ve hibrit araç üretim ve ihracatına döndüler.
Benim bu konu ile ilgili olarak paylaştığım bir anekdotum da vardı. Bir daha yazıp paylaşmak isterim.
Küba ve Orta Amerikanın adalarında dolaşmakta, turistik gezi yapmakta olan iki Türk tekstil imalat ve ihracatçısı arkadaşımız, o esnada bulundukları adada Karadeniz şivesi ile konuşan birkaç Türk ile karşılaşırlar.
Burada Türk vatandaşlarının birbiri ile karşılaşması tabii ki her iki tarafı da çok memnun eder. Birbirlerinin ne yaptıklarını sorarlar. Oradaki Karadenizli vatandaşlar, çok iyi bir iş kurduklarını anlatırlar. Ne olduğunu sorduklarında, Küba’ya kaçak olarak tekstil mamulleri gönderiyoruz derler.
Tabii, o günler çok geride kaldı. Ama Türk sanayici ve tüccarları ile ihracatçısına diyeceğim şu. Bu ülkenin vatandaşları her türlü kötü duruma uyum sağlamakta dünyanın diğer ülkelerine göre çok daha çabuk davranırlar.
Lütfen, şikayet etmeyi bırakın, çare düşünün ve daima ileri gidin diyorum.