Güney Kore’nin mucizevi başarısını yazdığım geçen haftaki yazım ilgi çekmiş. Özellikle Eğitime verdikleri önem vurgulanmış. Bu manada bir ara Japonya ve Kuzey Avrupa ülkelerinin eğitim sistemlerinin irdelenmesi faydalı olacak sanırım. Hazırda yine 2019’da hazırladığım bir araştırma yazım var ve bu da bir başarı hikayesi. Bu yazımı da güncelleyip paylaşmanın faydalı olacağını umuyorum.
Hollanda’dan bahsedeceğim. Konya kadar bir ülke. Yüzölçümü 41.000 km2. Türkiye’nin yirmide biri kadar alana sahip bir ekonomi devi. Nüfusu 17,88 milyon. Yoğunluk fazla. Bizde km2’ye 105 kişi düşerken, Hollanda’da km2’ye 437 kişi düşüyor. Üstelik topraklarının yarısı deniz seviyesinin 1 metre altında ve % 60’ı yıllardır su ile yapılan mücadele sonucu doldurularak kazanılmış. Tarım alanları Türkiye tarım alanlarının yedide biri kadar.
Hollanda’nın 2024 yılı ekonomik verilerini özetlerken, parantez içinde aynı konudaki Türkiye’nin verilerini yazarak, kıyaslama yapılmasını kolaylaştırmaya çalıştım. Ekonomik büyüklükte, Dünyada 16. (17.) sırada. Kişi başına milli geliri 70.902 (13.110) dolar. En fazla İhracat yapan Ülkeler sıralamasında 4. (29.) sırada. 2023 yılı İhracatı 934,6 (255,8) milyar dolar, İthalatı 664 (341) milyar dolar, yıllık dış ticaret fazlası +270,6 (-85,2) milyar dolar. 2024 ’de büyüme oranı % 2.2 (%3,2), Enflasyon % 3.1 (% 58), İşsizlik oranı % 3.6 (% 11.6), GSYH 1,23 (1,12) Trilyon dolar.
Başarı hikayesinin ismi ise TARIM. Toplam ihracatının %17’si tarım ürünleri. Hollanda, Tarım Ürünleri ihracatında Dünya İkincisi. 2024 ’de tam 158 (22) milyar dolar ihracatı var. İthalatı ise 98 (27) milyar dolar. Peki, Avrupa’nın biyo çeşitliliği en az, coğrafi ve iklim dezavantajları çok, şartları zor bu küçücük ülkesi, tarımda böyle bir ekonomik güce, kapasiteye nasıl ulaştı? Nasıl Dünyanın ABD’den sonra İkinci büyük Tarım ve ilgili ürünler İhracatçısı oldu?
Bugün, tarım ve bahçe bitkileri sektöründeki işletme sayısı 65 bini aşan Hollanda'nın sadece en büyük 5 tarımsal ihracat ürününün toplam değeri 40 milyar doları buluyor. Hollanda, süs bitkileri ve sebze ihracatında dünya lideri, et ihracatında dünya dördüncüsü, süt ve süt ürünlerinde dünya üçüncüsü, sıvı ve katı yağ ihracatında ise dünya dördüncüsü.
Mutlaka ki bu büyük başarının altında eğitim var, özveri var, teknoloji var. Uzmanlaşma, kooperatifleşme, AR-GE var. Mezat sistemi gibi satış ve pazarlama stratejileri var. Ama kesin olan şu ki bu başarı şans değil. Ve altında uzun vadeli, sürdürülebilir, planlı tarım politikalarının istisnasız, ihmalsiz, ciddiyetle, dürüstçe uygulanması var.
Aslında planlama, düzenleme ve denetimin esas alınması nedeniyle her konuda başarı getireceğine inandığım bu çalışmalardan, altı çizilmesi gereken bazıları şunlar:
Devlet ve üreticiler her yıl ne kadar alanda ne kadar ürün ekileceği konusunda planlı ve programlı bir çalışma yürütüyor. Yıl başında devlete üreteceğiniz ürün için ne kadar alan ayıracağınızı bildirmeniz gerekiyor. Buna göre de alacağınız yardımlar hesaplanıyor. Bu yardımları kurallara uyduğunuz sürece alabiliyorsunuz. Tarım destekleri, aynı zamanda üretim planlamasının en önemli aracı. Bu destek Türkiye ’dede veriliyor ama amaçsız ve hedefsiz. Adeta bütçeye konulan para dağıtılıyor, desteğin sonucuna bakılmıyor. Avrupa Birliği 7 yıllık, ABD 5 yıllık tarım bütçesi yapıyor. Avrupalı çiftçi, 2032 yılına kadar hangi ürüne ne kadar destek alacağını şimdiden biliyor. Devamı haftaya