FUTBOLUN MAHKEMESİ

FUTBOLUN MAHKEMESİ

Yaklaşık on yıldır bir çok spor kulübünde Hukuktan sorumlu yöneticilik ve danışmanlık hizmetlerinde bulundum. Malum dört yıldır da yönetici ve gönüllü olarak Bursasporumuzun hukuk departmanının başındayım.

Bu dönemde taraftarlarımızdan, medyadan ve bir çok kesimden bize yöneltilen soruların başında "abi şu hakemi, federasyonu, şu yöneticiyi .. neden mahkemeye vermiyorsunuz ? türünden sorular gelir. Verdiğimiz kısa cevaplar bir yana konuyu yasal ve pratik boyutu ile aktarmaya çalışayım.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 59.maddesinde 2011 yılında çok önemli ve kritik bir ilave yapılmıştır. Değişiklikle, özetle alacak verecek dışındaki sportif kararlara ilişkin olmak üzere Spor Federasyonları kararlarının son mercinin zorunlu Tahkim kurulu olduğu, Tahkim kurulu kararları aleyhine yargı yolunun yani mahkemelere gitme, dava açma, şikayet etme gibi yolların kapalı olduğunun altı çizilerek yaşanması muhtemel büyük bir kaos önlenmiştir. ( '' Spor Federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.''Madde 59 )

Değişiklikten önce de Anayasal olmayan, yasalar ile yaşatılan düzenlemelerle Tahkim Kurulu kararları aleyhine her hangi bir mahkemeye sportif ihtilaflar taşınamıyordu. Ancak bu düzenleme "Anayasa ile değil "yasa ile yapıldığı için düzenlemenin her an için Anayasa Mahkemesince "iptali tehlikesi söz konusu idi. Nihayet Anayasa mahkemesine götürülen düzenleme ( Türkiye Futbol Federasyonunun kuruluş ve işleyişine dair 5984 sayılı Kanunun 6.maddesi ) beklendiği gibi iptal edilince başta Futbol Federasyonu olmak üzere akil güçler doğru bir teşhisle, duyarlılıkla ve zamanında partiler üstü anlayış ve diyalogla bu düzenlemeyi "Anayasaya koydurarak gerçekten de Türk Futbolunda yaşanması muhtemel kaosların önüne geçtiler.

Bundandır ki, artık hakemlerin müsabakaya dair verdikleri kararlar, Türkiye Futbol Federasyonunun amatör ve Profesyonel disiplin kurullarının kulüpler ve kulüp ilgilileri hakkında verdiği kararlar, Federasyon Yönetim Kurulunun kulüpler ve kulüp ilgilileri hakkında verdikleri hak yoksunlukları, para cezalar, disiplin kararları gibi TÜM KARARLARDA, yurt dahilinde itirazlarda SON SÖZ ZORUNLU TAHKİM KURULUNUNDUR.

Tahkim kurulunun sportif alana dair verdiği kararlar artık KESİN olup, bu kararlara karşı tazminat, şikayet, iptal davası gibi dava açabilmek imkanı bulunmamaktadır.

Uluslar arası Futbol Mahkemesi CAS a müracaatta ise, müracaat esas ve şekil şartları oldukça ağır olup, UEFA tarafından üye ülke federasyonlarının özerk yapısına, dolayısıyla verilen kararlara (son derecede hassas bir biçimde) karışılmamaya özen gösterilmektedir. Kaldı ki özerk yapının gerekliliği ve zorunluluğu UEFA prensiplerinin başında gelmektedir.

Federasyonlara bu şekilde ÖZERKLİK sağlanmasa ve bu özerklik de sağlam yasal ve Anayasal teminat altına alınmasa idi her müsabakanın, her idari karar ve işlemin genel mahkemelere taşınmaları söz konusu olabilirdi. Bu durumda yaşanabilecek olan merhum Kemal Sunalın filmlerinde bizleri gülümseten mahkeme/keşif senaryolarını düşünebiliyormuyuz ?





Hal böyle olmasına karşın Tahkim kurulunun oluşmasındaki bence çarpık düzenleme, kurulun tartışılabilir bağımsızlığı, kurul üyelerinin nitelikleri, iddia ve savunma hakkı hakkının büyük parasal şartlara bağlanmış olması gibi tartışılır bir çok yönü vardır.

Ancak mevcut düzenleme KÖTÜNÜN İYİSİDİR.

Saygılarımla.