Soru net. Dünya, son iki yüz yılda nüfusunun 7 kat artmasından hareketle, giderek daha da yoğunlaşan, katlanan oranlarda artan bu insan kalabalığını kaç yıl taşıyabilecektir? Giderek daha hızlı kirlenen çevre, azalan su kaynakları, bozulan ekolojik denge kaç yıl daha bu yükü taşıyabilir.
Biliyoruz ki bilim adamları bu konuda ciddi ve görünen çalışmalar yapmakta. Ne kadar aykırı gözükse de, acaba görünmeyen çalışmalarda var mı? Acaba geliştirilen projeler içinde, her birkaç yılda bir, değişen isimlerle karşımıza çıkan salgın hastalıklar, savaşlar veya toplu nüfus azalmalarına neden olacak gelişmeler konulu dosyalar var mı? Mars’ta bir atmosfer oluşturulması, yeni hayat ortamı arama çalışmaları yanında, dünyamızın ömrünün uzatılması adına yapılan ekstrem çalışmalarda var mı?
Açıkçası insan biraz derinlemesine düşününce, bu kuram ya da teoriler çok aykırı ya da uzak görünmemeye başlıyor. Bir nüfus planlamasının doğal yollarla yapılamaması durumunda, farklı yollar denenmesi, insan DNA’sının kontrol edilmesi, dünya savaşlarına bahane üretme, vb. pek çok yöntem için, neden olmasın diyenler artıyor. Hatta bazıları belki de şimdiden uygulanmaya başlandı mı acaba şeklinde, komplo teorileri dahi garip durmuyor.
“Kolu kurtarmak için, eli kesmek” deriz ya. Ya çılgın bir cerrahın fantezileri, düşünemeyeceğimiz kadar uçuksa? Bu risk atomun parçalandığı günden beri var elbette ama dozu önemli. Kimin dünyayı kurtaran adam rolünü ne kadar abarttığına bağlı. Artık virüs mutasyonu mu daha çok gelişir, aşı mı, yoksa kafası atan bir çılgının füzesi mi belli olmaz. İnsanlık adına çok önemli bir tehlikeden bahsediyoruz. Çünkü doğru ile yanlış arasında çok ince bir çizgi var. İnsanlık tarihinde yaşanmış bütün büyük felaketler fark etmeden aşılan bu çizgiler nedeniyle yaşanmış.