Depremler, seller, orman yangınları, heyelanlar…Doğa güçlüdür, ama biz de öyleyiz. Her yıl binlerce insan, doğal afetlerin doğrudan ya da dolaylı etkisiyle yaşamını yitiriyor. Ancak bu trajedilerin birçoğu önlenebilir nitelikte. Çünkü afetler kaçınılmaz olabilir, ama felaket olmaları zorunlu değildir. Bu noktada devreye giren en hayati alanlardan biri mühendisliktir.
Doğal Afetler Karşısında Mühendisliğin Temel Sorumlulukları vardır, Önceden önlem almak (koruyucu mühendislik) , Afet sırasında sistemlerin çalışmasını sağlamak (acil müdahale mühendisliği) , Afet sonrası yeniden inşa sürecini yönetmek (iyileştirici mühendislik) Bu üç aşama, mühendisliğin afet döngüsündeki vazgeçilmez rolünü ortaya koyuyor.
Ve Afet Türlerine Göre Mühendisliğin Stratejik Rolleri de mevcuttur. Deprem mühendisliği, yapıların sismik dayanıklılığını artırmakla ilgilenir. Yüksek riskli bölgelerde zemin etüdü, bina tasarımı, malzeme seçimi ve denetim süreçleri hayati önemdedir. Türkiye’de 2023 depremlerinde ağır kayıplar yaşanmasının en büyük nedeni, mühendislik hizmeti almamış ya da denetimsiz yapılar olmuştur. Seller ve Su Baskınları ; İklim krizinin etkisiyle artan sağanak yağışlar, yetersiz altyapı sistemleri nedeniyle afete dönüşüyor. Hidroloji mühendisliği, kanalizasyon sistemlerinin planlanması, taşkın risk haritalarının çıkarılması ve dere yataklarına yapılaşmanın önlenmesi gibi önlemlerle sellerin etkisinin azalacağını biliyoruz. Ve 2025 yılında büyük kayıplar yaşadığımız milyonlarca agacımızı kaybettiğimiz 10.000 futbol sahası büyüklüğünde orman alanlarımızın yok olduğu Orman Yangınları ; Yangınların çoğu insan eliyle başlasa da, yayılmasını önlemek mühendisliğin işidir. Erken uyarı sistemleri, yangın söndürme havuzları, yol bariyerleri ve akıllı yangın izleme teknolojileriyle orman yangınlarının büyümesi engellenebilir. Yangın sonrası yeniden ağaçlandırma ve toprak stabilizasyonu da ekolojik mühendisliğin alanına girer. Heyelanlar ve Toprak Kaymaları ; Jeoteknik mühendisliği, eğimli arazilerde drenaj sistemleri, destek yapıları ve doğru zemin analizleriyle heyelan risklerini önceden belirleyebilir. Afet olduktan sonra ise geçici istinat sistemleriyle can ve mal kayıplarını en aza indirebiliriz.
Doğal afetlerin kadınlar üzerindeki etkisi çok daha büyüktür, araştırmalar iklim krizi nedeniyle dünya üzerinde yer değiştirenlerin %80 ni çocuklar ve kadınların oluşturacağını söylüyor.
Her yıl ortalama 200 milyon insan doğal afetlerden etkileniyor (UNDRR, 2024).
2023’te sadece seller nedeniyle dünya genelinde 8.5 milyon kişi yerinden oldu.
Türkiye’de son 20 yılda çıkan orman yangınlarının %60’ı, insan kaynaklı ve önlenebilir nitelikteydi (OGM verisi).
Dünya Bankası’na göre afet öncesi dirençli altyapıya yapılan 1 dolarlık yatırım, 6 dolarlık zarar önlüyor.
Doğal afetler karşısında gösterilecek en büyük sorumluluk, sadece acıyı paylaşmak değil; bir daha yaşanmaması için bilimsel ve etik bir seferberlik başlatmaktır. Afetlerden ders değil, sistem çıkarmalıyız. Bu sorumluluğun adı, mühendisliktir. Ve bu sorumluluğu taşıyan her bir mühendis, aslında geleceği yeniden inşa eder. Biz mühendisler, sadece bina değil; güven, bilinç ve umut inşa ederiz. Afetleri önlemenin yolu, bilimi rehber almak, mühendisliği doğru kullanmak ve toplumu birlikte dönüştürmekten geçer.
Biliyoruz ki ‘’Bilimle Korunan Bir Yaşam Mümkündür’’