Depremde donup kalmak

23 Nisan’da yaşadığımız deprem bizi korkuttu. Sarsıntı hissedildiğinde beklenen Büyük Marmara Depremi’nin başladığı düşüncesiyle panik yaşandı. Deprem sırasında ve sonrasında toplum olarak “donup kaldığımız” söylenebilir.

Medyada depremle ilgili yorum yapmayan insan kalmadı. Spor yorumcularından, internet fenomenlerine kadar birçok insan kafasındaki düşünceleri ve tahminleri paylaşmakta. Bir tarafta deprem korkusunu yayan, bir tarafta tehlikenin bittiğini müjdeleyen yorumlara maruz kalıyoruz.

Bunları dinledikçe ya daha da donup kalıyoruz ya da gerçeklikten kopup rehavete kapılıyoruz.

Daha önce ifade ettiğimiz gibi yaşadığımız bu deprem tehdidini farklı şekilde değerlendirmemiz gerekmektedir.

Tecrübe ettiğimiz deprem gerçeği bizlere can ve mal anlamında büyük bedeller ödetmiş ve ödetmektedir.

Deprem belasını yönetmek için geliştirdiğimiz yönetimsel, bilimsel ve teknolojik bilgiyi derlemek ve bunu dünyanın hizmetine sunmak gibi bir vizyonumuz olmalıdır.

Depremle ilgili ne bir fuarımız vardır ne de uluslararası bir kongre düzenlemiş durumdayız.

Oysa Türkiye dünyada depremle ilgili başvurulacak önemli bir merkez olmalıdır.

Japonya örneğinde olduğu gibi…

Deprem tahmini, tanımlanması, erken uyarı sistemleri, bilimsel yayınlar, eğitimi, zemin teknolojileri, inşaat teknikleri ve malzemeleri, acil durum yönetimi, arama kurtarma eğitimleri ve ekipmanlar v.b. hepsi birer sektöre işaret etmektedir.

Tecrübe ve bilgimizi derlemek, değerlendirmek ve zenginleştirmek yoluyla korkulu rüyamız depremden fırsat yaratmalıyız.

Yaşadığımız dönem sorunlardan olumlu sonuçlar çıkarabilme, krizi fırsata çevirme anlayışının hakim olduğu dönemdir.