banner6

19.07.2021, 23:30

Denizcilik ve Kabotaj

Her yıl 1 Temmuz’da kutladığımız bir bayramımız var. Bunun içeriğini bir kısmımız az bilir, bir kısmımız ise biraz daha fazla. Konuya biraz daha derinden bakalım. 1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile yabancıların kıyılarımızdaki hükmü sonlandırılmış, bu tarih Türkiye Cumhuriyeti’nin denizcileşmesinin miladı olmuştur.

Bu yönüyle Kabotaj Kanunu; Mavi Vatan mücadelesinin temelidir. Geçen süre boyunca ülkemizde artan nüfus, üretim ve ticaret; deniz taşımacılığı ve buna bağlı unsurların gelişimini tetiklemiştir. Bu gelişim özellikle 90’lı yıllarda ivme kazanmış, o yıllara kadar devlet eliyle yürütülen deniz ticaretine ilişkin faaliyetlerde özel sektörün ilk adımları görülmeye başlamıştır. 1 Temmuz 2021 tarihi itibariyle geçen 95 yılda Türkiye Cumhuriyeti’nin kıyılarında yer alan, sayısı 200’ü bulan liman tesislerinde elleçlenen yük, yılda 500 milyon ton sınırına dayanmıştır.

Bu yük hacmi ile Türkiye; Karadeniz ve Doğu Akdeniz coğrafyasında en önemli deniz gücüdür. Türkiye gibi; içinde bulunduğu coğrafyanın sağladığı üstünlüklere önemli ölçüde bağlanan yatırım ve gelişim stratejilerinin etkin olduğu ülkelere zarar vermek güçtür. Geçen 95 yılda geldiğimiz nokta bunu doğrulamaktadır. Kabotaj Hakkı nedir? Bir ülkenin kendi karasularında ve kendi limanları arasında gemi işletme ve her türlü liman hizmetlerini kendi kontrolünde bulundurma hakkıdır.

Sözlükteki kelime anlamı olarak kabotaj; “Bir ülkenin iskele veya limanları arasında gemi işletme işi” olarak verilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde imparatorluğun kabotaj hakkı yoktu. Çünkü Batılı ülkelere verilmiş olan kapitülasyon hakları nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu kıyılarında genellikle yabancı bandıralı gemiler hizmet görürlerdi. Ancak 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması uyarınca kapitülasyonlar kaldırıldı. Böylece Türkiye kabotaj hakkına kavuştu. Türkiye’nin büyük ölçüde bir yarımada ülkesi oluşu ve kıyı uzunluğunun 8333 km. olduğu dikkate alınırsa bu; Türk denizciliğine büyük bir imkan tanıyordu. Gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra 19 Nisan 1926 tarihinde çıkarılan 815 sayılı yasaya göre Türkiye limanları arasında sadece Türk teknelerinin hizmet görmesi zorunluluğu getirildi.

Yasa aynı yıl 1 Temmuz’da yürürlüğe girdi. Bu tarih 1935 yılından itibaren Kabotaj Bayramı olarak kutlanmaya başladı. 2007 tarihinde kabotaj kelimesine denizcilik kelimesi eklenerek bayramın adı; Denizcilik ve Kabotaj Bayramı olmuştur. Bu bayramda genel tatil yoktur. Ulaşım; küreselleşen dünya ticaretinde çok önemli bir unsur olarak önümüzde durmaktadır. Örneğin Çin’in Kuşak-Yol Girişimi (BRI) projelerinin de rakipleri olabilir. Nitekim ABD öncülüğündeki G7 ülkeleri “Daha İyi Bir Dünyayı Yeniden İnşa Et” (B3W) girişimini ilan ederek 8 trilyon dolarlık “Kuşak-Yol Girişimine”, 40 trilyon dolar bütçeli bir rakip çıkarmıştır. Bu kadar büyük bir bütçenin nasıl sağlanacağı; ve şimdiden Çin projesinin 1 trilyon doları bulan hacminin nasıl aşılacağı bir soru işareti oluştursa da; ülkemizin her türlü senaryonun farkında olması, bunları dikkate alması ve ulaştırma stratejilerini ve politikalarını ona göre şekillendirmesi gerekmektedir. Ülkemiz bu konuda gerekli stratejileri geliştirmeye önem vermelidir.

Mavi Vatan’ın temeli olan Kabotaj Kanunu ile dışarı attığımız yabancıların bizi dışarıdan bypass etmelerine fırsat vermemelidir. Denizlerin ne kadar önemli olduğu; Doğu Akdeniz’deki ve Karadeniz’deki Doğalgaz ve Petrol rezervlerinin araştırılmasında anlaşılmıştır. Umarım sondajlarımızın akabinde üretimi de görür ve olumlu sonuçlarını tüm millet olarak yaşarız.

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51