Bursa ve sembolleri

Bu köşede zaman zaman resim yaptığımdan bahsetmişimdir.

Elbette yazımın konusu resim yapmak değil Bursa olacak.

Geçtiğimiz günlerde Bursa ve sembolleri üzerine bir resim yapayım diye aklımdan geçirdim.

Sonrasında da acaba Bursa’yı temsil eden semboller nelerdir diye düşünmeye başladım.

Dünyayı geziyoruz " inanın Bursa’da yok yok " ama maalesef turist de yok.

Konu konuyu açıyor derken resme başladım.

Şöyle bir dağ resmi çizeyim yampiri yumpiri, üç, dört üçgen yan yana işte size Uludağ. Muradiye’den bakayım şöyle Tophane’deki Sultan Orhan camisi ve sanat eseri minarelerine, yanına saat kulesi, hemen altına tarihi eser değil ama güzel bir şey yapınca kalıcı ve sembolleşebilen Zafer Plaza’nın cam piramidini, yanına Pirinç Han’ın duvarları mı desem, kapalı çarşıyı mı desem, hanları mı desem ve muhteşem Ulucami, Sertbaş’ında olan ve her taraftan görünen ki eğer önü açılsa Tac Mahal kadar güzel olacak Yeşil Cami ve türbesi mi desem, arkasında muhteşem Irgandı köprüsü ve tarihi köprü üstü dükkanlar, onun arkasında silueti görünen Yıldırım ile Emir Sultan camii.

Daha bir sürü eser var hangisini sayayım, Heykel ve etrafında cumhuriyetimizi temsil eden binaları mı, Ahmet Vefik Paşa tiyatrosu mu desem, Muradiye külliyesini mi desem, İznik’i mi saysam, göllerini mi çizsem?

Mudanya’sını mı desem, Orhaneli, Yenişehir, Keles, Harmancık ,Mustafa Kemalpaşa ,Gemlik’i mi desem, İnegöl’ü mü?

Saymakla bitmez zeytini, domatesi, ipek böceği...

Bir taraftan ilk göz ağrılarımız Murat 124, Toros 12 arkasından yeni TOGG mu desem ne güzel şehirsin Bursa.

Aynı zamanda da kaybolan değerlerimiz Nilüfer çayı, tütünümüz, şeftalimiz, domatesimiz, ovamız, kestanemiz, Karacabey soğanımız, kaplıcalarımız, palamut balığımız, Gölyazı kerevitimiz, sömürülen Uludağ’ımız , Şampiyon Bursa sporumuzu, Atatürk stadımız .

Nihayetinde yaptım resmimi ama eksiklere içim yana yana. Mutlaka unuttuklarımız olmuştur bağışlasınlar beni.

Bursa’daki çirkin yapılaşmayı o gördüğünüz yeşilliklerin altına süpürdüm, kesilen sularımızı ise ben içtim. Bu köşede zaman zaman resim yaptığımdan bahsetmişimdir.

Elbette yazımın konusu resim yapmak değil Bursa olacak.

Geçtiğimiz günlerde Bursa ve sembolleri üzerine bir resim yapayım diye aklımdan geçirdim.

Sonrasında da acaba Bursa’yı temsil eden semboller nelerdir diye düşünmeye başladım.

Dünyayı geziyoruz “ inanın Bursa’da yok yok “ ama maalesef turist de yok.

Konu konuyu açıyor derken resme başladım.

Şöyle bir dağ resmi çizeyim yampiri yumpiri, üç, dört üçgen yan yana işte size Uludağ. Muradiye’den bakayım şöyle Tophane’deki Şahadet cami ve sanat eseri minarelerine, yanına saat kulesi, hemen altına tarihi eser değil ama güzel bir şey yapınca kalıcı ve sembolleşebilen Zafer Plaza’nın cam piramidini, yanına Pirinç Han’ın duvarları mı desem , Kapalıçarşı’yı mı desem , hanları mı desem ve muhteşem Ulucami, Sertbaş’ında olan ve her taraftan görünen ki eğer önü açılsa Tac Mahal kadar güzel olacak Yeşil Cami ve türbesi mi desem , arkasında muhteşem Irgandı köprüsü ve tarihi köprü üstü dükkanlar, onun arkasında silueti görünen Yıldırım ile Emir Sultan camii.

Daha bir sürü eser var hangisini sayayım, Heykel ve etrafında cumhuriyetimizi temsil eden binaları mı, Ahmet Vefik Paşa tiyatrosu mu desem ,Muradiye külliyesini mi desem, İznik’i mi saysam, göllerini mi çizsem?

Mudanya’sını mı desem, Orhaneli , Yenişehir , Keles , Harmancık ,Mustafa Kemalpaşa ,Gemlik’i mi desem, İnegöl’ü mü?

Saymakla bitmez zeytini, domatesi, ipek böceği...

Bir taraftan ilk göz ağrılarımız Murat 124, Toros 12 arkasından yeni TOGG mu desem ne güzel şehirsin Bursa.

Aynı zamanda da kaybolan değerlerimiz Nilüfer çayı, tütünümüz, şeftalimiz, domatesimiz, ovamız, kestanemiz , Karacabey soğanımız, kaplıcalarımız, palamut balığımız, Gölyazı kerevitimiz, sömürülen Uludağ’ımız , Şampiyon Bursasporumuz, Atatürk stadımız.

Nihayetinde yaptım resmimi ama eksiklere içim yana yana. Mutlaka unuttuklarımız olmuştur bağışlasınlar beni.

Bursa’daki çirkin yapılaşmayı o gördüğünüz yeşilliklerin altına süpürdüm, kesilen sularımızı ise ben içtim.