BURSA DEVLET SENFONİ ORKESTRASI İNÖNÜ’YÜ ANMA KONSERİ

Bursa Devlet Senfoni Orkestrası geçen haftaki konserinde İSMET İNÖNÜ’yü andı. Konser ayrıca bir Opera Akşamıydı, Rossini’nin Sevil Berberi Operası sahnelendi.

Konser boyunca eseri dinlerken gözlerimin önünde DSİ anılarım canlandı. O yıllarda görevli olarak Ankara’da DSİ Genel Müdürlüğüne gittiğimde, programıma Cuma günlerini de alırdım ve Cuma akşamları icra edilen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konserlerini izlerdim. Konser saat 20.00de başlardı, konser salonu tam dolu olurdu ama ön sıranın ortasındaki bir koltuk boş olurdu. Konserin başlamasına beş dakika önce İsmet İnönü tek başına, yanında yer göstericilerle gelir ve koltuğuna otururdu. Konseri dikkatle izler, ara vermede dışarı çıkmaz, yanındakilerle sohbet ederdi. Konser bittiğinde seyirciler ayakta İnönü’nün salondan çıkmasını beklerdi.

Bu anılar beni ortaokul yıllarıma, klasik batı müziğiyle kulaklarımın tanıştığı yıllara götürdü. Ben ortaokulu ve liseyi Bursa Erkek Lisesinde okudum. Ortaokul birinci sınıftayken, ilk müzik dersimize, sonradan adını Hüsnü Dayı koyduğumuz müzik hocamız elinde bir gramofon ve plaklarla gelmişti. Ortaokuldaki üç, lisedeki dört yılımız boyunca müzik derslerimizde bizlere klasik batı müziğiyle ilgili tanıtımları, klasik batı müziği türlerini, dünyadaki klasik batı müziği bestecilerini ve onların eserlerini dinleterek, anlatmıştı. Yaşantımdaki bu süreç beni klasik müzik severler arasına yerleştirmişti.

1954 yılında İTÜ İnşaat Fakültesinde eğitime başladığımda bir sınıf arkadaşım vardı, Erhan Karaesmen, meslek hayatımıza atıldıktan sonra ABD’de ihtisas yaptı, bilim dünyasında çeşitli adımları atarak profesör oldu ve ODTÜ’de çalışmaya başladı. Bu göreve devam ederken, geçen yıl hayatını kaybetti, Allah Rahmet Eylesin, canım arkadaşıma. Klasik batı müziğini çok severdi, bizim İTÜ’de okuduğumuz yıllarda TV yoktu, radyodan dinlerdik konserleri, Gümüşsuyu’ndaki yurdumuzda. Dinlediğimiz her esere ait yorumlar yapar, bizi bilgilendirirdi. Bu bilgilendirmelerine eseri icra edeni de katardı, bakın bu keman konçertosunu çalan kemancı şu diye, biz atıyorsun, derdik ama bazen de tutardı, biz de alkışlardık. O yıllarda İstanbul Senfoni Orkestrası iki haftada bir, cumartesi günleri Şan Sinemasında konser verirdi, o konserleri yine Erhan’ın bilgilendirmesi eşliğinde hiç kaçırmazdık.

Şimdi de Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası konserlerini kaçırmıyorum, Orkestramızın değerli sanatçılarının seslendirdiği klasik batı müziğinin değerli eserlerini zevkle dinliyorum.

Bu arada Rahmetli müzik insanı Prof. Hikmet Şimşek orkestramızın, Bursa ve çevre illere de hizmet verecek bir ‘’Bölge Senfoni Orkestrası’’ kurulmasını planlayarak kolları sıvadığını, Kültür ve Turizm Bakanı’nı ve Maliye Bakanı’nı bizzat ziyaret ederek, Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası kurulma olurunu ve sanatçı kadrolarını çıkarttığını, hiç unutmam. Böylece Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası Türkiye’nin 6.Senfoni Orkestrası ve ilk Bölge Senfoni orkestrası olarak kurulduğunu ve 1999/2000 sezonunda konserler vermeye başladığını da…

Evet, işte kentimizin bu değerli varlığı, Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası geçen hafta Rossini’nin Sevil Berberi Operası’nı sergiledi. Konserde orkestramızı Murat Cem Orhan yönetti ve çok değerli sanatçılar, Nesrin Gönüldağ, Pietro Spagnoli, Berke Tükenmez, Burak Bilgili, Caner Akın, Tuncay Kurtoğlu ve Zeynep Seray Özcan solist olarak eşlik etti.

Geçen hafta o güzel konseri bu anılarla dolu olarak izledim ve çok duygulandım. Bu duygularla, köşemde daha önce de sizlere paylaştığım orkestramızın oluşum sürecini tekrar önünüze serdim.

Kentimizin bu değerli oluşumuna siz de sahip çıkın ve Perşembe akşamları Merinos Kongre Kültür Merkezinde icra ettikleri konserlerini hiç kaçırmayın…