Bor’daki rekor ihracat

Enerji Bakanımız sayın Fatih Dönmez “2021 yılında Pandemi koşullarına rağmen bor üretiminde ve satışında rekor kırdık ve 2,5 milyon tonu ihracat 2,6 milyon ton bor satarak 1 milyar doların üzerinde gelir elde ettik” demiş. Konuşmasında ayrıca, bor piyasasının %62’sine sahip olduğumuzu, ancak bunun yeterli olmadığını, dünyanın artık daha çok üretenin değil, daha akılcı üretim yapanların dünyası olacağını ifade etmiş. Eti Maden’in bu yolda önemli adımlar attığını, bor cevherinin özüne Ar-Ge ve inovasyon yerleştirdiğini belirtmiş.

Türkiye olarak dünya bor maden cevherinin %72’sine sahip olduğumuzu biliyoruz. Bugün Enerji Bakanımız olan Sayın Fatih Dönmez, henüz bakanlık müsteşarı iken Mayıs 2018’de şöyle bir açıklama yapmıştı. “Balıkesir’in Bandırma ilçesinde Çinli bir firma ile ortak kurulacak tesislerde, bor karbür başta olmak üzere yüksek nitelikli ürünler üretip satacağız. Çıplak vaziyette borun tonu 200 dolarda iken, bor karbür olunca ton fiyatı 40 bin dolara, daha yüksek nitelikli ürünlere dönüştürdüğünüzde 300-400 bin dolarlara çıkabilen bir değer söz konusu. Bu demektir ki bire bin katıyorsunuz.”

Ekim 2019’da Bandırma Eti-Bordür tesislerinin temeli atılmış, Bakan Bey tesisin 24 ayda tamamlanacağını söylemişti. Sonra Temmuz 2021’de “İnşallah 29 Ekim’de tesis açılacak” temennileri yapılmış. Sonra “İnşallah 2021 yılı sonunda açılacak” denmişti. Bildiğimiz son açıklama 12 Kasım 2021’de, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakan Yardımcısı Şeref Kalaycı’dan gelmişti. Sayın Kalaycı şöyle dedi. “2022 yılı sonunda inşallah Balıkesir’deki bor karbür tesislerinin açılışını yapmış olacağız.” Galiba bu tesislerde Bursa’nın Hızlı Tren Projesi gibi biraz gecikecek. Neyse geç olsun güç olmasın diyelim. Nasılsa bir gün olacak inşallah. Hep söyleriz. Bizim siyasilerimiz doğruları biliyor ve söylüyorlar. Ancak anlatmakla yapmak farklı şeyler. Elbet gönüllerinden geçen bir an önce olması ne var ki pat diye olamıyor işte. Sağlık olsun ancak bu gecikmenin bedeli oldukça ağır. Ne demek mi istiyorum?

Yapılan bor İhracatında satış rakamını sayın Bakanımızın sözlerinden hesaplayabilirsiniz. 1.000.000.000 doları 2.600.000’e bölerseniz göreceksiniz. Bor satışında ortalama ton fiyatı 384 dolar olarak gerçekleşmiş. Eğer Bandırma tesisi bitmiş olsaydı da aynı miktarı en azından Bor Karbür olarak satsaydık bize 1 Milyar yerine tam 104 milyar dolar getirecekti ve dış borcumuzun yaklaşık beşte birini ödeyebilecektik. Bu nedenle gecikmenin bedeli ağır.

Eti Maden işletmeleri ise Türkiye Varlık Fonu’na devredilmiş durumda. 98 yıllık Cumhuriyetimizin birikimi olan kurumların Türkiye Varlık Fonu’na devri kurumların yönetimlerinin devrinden daha farklı anlamlar taşımakta. Türkiye Varlık Fonu Yasası dikkatlice incelendiğinde, şirketlerdeki kamu paylarının rahatlıkla satılabileceği, bu kurumların gelir ve giderlerinin her türlü denetimden uzak ve istenilen her kesim ve zümreye aktarılabileceği, bu kurum ve kuruluşların istenildiği şekilde rehin ve ipotek verilebileceği anlaşılmakta. Millete ait varlıklar, milletin denetiminden asla uzaklaşmamalıdır.

Türkiye’deki bor rezervlerinin dünyanın 500 yıllık ihtiyacını karşılayacak kadar yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Dünyadaki bor arzının %70’i,1820 yılından beri kapitalizme damgasını vuran Yahudi kökenli Avrupalı banker Rothschild ailesinin denetiminde idi. Bor pazarındaki payını Eti Maden’e kaptıran Rothschild’ler, pazarda kaybettiklerini masa başında kazanmak için çoktan harekete geçmiş ve her yolu denemeye başlamışlardır.

Eti Maden, bor dışında toryum, uranyum gibi çok önemli madenlerin üretimi konusunda yetkili çok önemli bir şirkettir. Bu ve benzeri madenlerimiz, ülkemiz ve milletimizin geleceğinin teminatıdır. Osmanlıyı borca batıran, Amerikan dolarını basan tefeci, Yahudi kökenli bu İngiliz aile ve benzerlerine çok dikkat edilmelidir. Tarih açıkça göstermiştir ki, ülkelerin dış düşmanları kadar, kaleyi içten yıkan hainleri boldur. Bu nedenle çoğulcu ve saydam denetim, ülkenin bekası için önemli bir sigorta sayılmalıdır.