Öncelikle bu makasın kağıt veya tırnak kesen makas değil, 2 mm. kalınlığında, 40 x 40 mm. köşebent demir kesen, sanayi tipi bir makas olduğunu belirterek konuya giriyorum.
“Nereden çıktı bu makas hikayesi ?” diye soracak olursanız da gelin size anlatayım.
Youtube ve Instagram’da Storybox adı altında içerik üreten ve gerçekten Türkiye sınırlarını aşan güçlü bir kanal var.
Ülkemizde çeşitli sanayi kuruluşlarının kurucuları ile röportaj yapan, 12 ila 14 dakika arasında yayınlanma süresi olan çok etkili bir kanal.
Benimle de röportaj yaptılar. Röportajım Youtube ve Instagram’da toplam 360 bin defa seyredilmiş, pek çok defa başkalarına iletilmiş ve yorumlar yapılmış. Yüzden fazla iş insanı ile sıfırdan bir yere gelmenin hikayeleri veya başarı hikayelerinin yer aldığı zevkle, keyifle seyredebileceğiz, iyi bir ders alma kaynağı olan bir kanal da diyebiliriz.
6 saatlik çekimde çok sayıda soruya muhatap kalıyorsunuz ve finalde 13 dakikaya indirilen bu çekimi profesyonel bir şekilde halkın, gençliğin ve ilgililerin dikkatini çekebilecekleri konuları konsantre olarak halkın huzuruna çıkarıyorlar.
Ben de bu röportaj esnasında bir makas hikayesi anlattım.
Gökçelik’in, yani kurucusu olduğum şirketin ilk demirbaşı bir köşebent kesme makasıydı, röportajda yıllardır görmediğim ve hep merak ettiğim Çağlayan Makas’ın sahibi Sami Usta’dan bahsettim.
Hikayede makası teslim almaya gittiğimde Sami Usta’dan bir nakliye parası kadar iskonto istediğimi, vermeyince de makası kapıp 10 km. sırtımda taşıdığımı anlattım.
İşte o makas bana azmi öğretti ve o makas büyüdü elle kıvrılan abkant oldu, büyüdü motorlu abkant oldu, büyüdü elektronik abkant oldu, büyüdü robot oldu ve büyüdü 70 ülkeye ihracat yapan bir firma oldu.
Bir iki ay önce Mudanya’da çocuk parkında ikimiz de torun sallarken karşılaştık, o beni tanıdı ve bana yaklaşarak “Ben dedi Sami Çağlayan” o an gözlerime inanamadım. 50 yıl sonra oradan kısa bir hoşbeşin ardından torunlara bakma telaşı ile ayrıldık
Bu karşılaşmanın ardından merakla internetten araştırdım ve Küçük Sanayi Sitesi’nde Çağlayan Makas olarak faaliyetlerine devam ettiğini ve halen daha benim gibi lüzumlu adam olarak işe gittiğini öğrenince geçtiğimiz hafta kendisini ziyarete gittim.
Gittiğimde baba, oğul kapının önünde muhabbet ediyorlardı. Hemen tanıdılar ve gülen yüzlerle içeri girdik. İşletmede hem üretim hem de satış aynı yerde devam ediyordu.
Sektörlerinde çok gelişmişler, her türlü metali kesebilen el aletlerinin yanında, her türlü materyali kesebilecek makinaları özel olarak tasarlayarak üretebiliyorlardı.
Öylesine güzel bir usta ve oğlu ki bir gün yolunuz Küçük Sanayi Sitesi’ne düşerse tanımanızı isterim.
Sami Usta röportajdaki hikayeye ithafen şaka ile karışık “Yahu ben o kadar gaddar bir satıcı değilim” deyince ben de “Eğer o nakliye parasını bana iskonto yapmış olsaydınız belki bu kadar inatçı biri olamazdım” diye aramızda şakalaştık.
Ama gerçekten çok duygulandık, dünya gözü ile elbette ki helalleştik.
Hem de ikimizin de diğerine hakkı geçmemesine rağmen.
Bence SAMİ ÇAĞLAYAN USTA, BİR MAKAS DOKTORU.
Almanya’da bu akil insanlara doktorluk unvanı veriyorlar.
Ben de Sami Usta’ya gönlümden bu unvanı verdim çünkü 50 yıl önce ondan satın almış olduğum o makas halen daha çalışıyor.