Bayram yazısı

Yıllar çok hızla ilerliyor, Ekohaber artık gençlikten çıkıp orta yaşlarına doğru yol alır oldu. Zaman akıp gidiyor gerçekten…

Bu hızı, bayramların ne kadar çabuk geldiğini düşündüğümüzde de anlıyoruz. Bayramlar artık bir tatil (izin) imkanı olarak algılansa da bayram bayramdır.

Bir telefon mesajı, çokça sesli veya görüntülü görüşmeyle geçiştirilse de bayram bayramdır.

Bayramlar modern hayattan kendini bulma kaçışı, günümüz diliyle farkındalığı sağlayan günlerdir aslında.

Bayramların trafik çilesi, kuyruklarda (benzin, bilet, yiyecek-içecek v.b.) bekleme eziyetinden ibaret olmadığını bir şekilde anlamamız gerekiyor belki de…

Şişirilmiş fiyatlarla, düşük kalite hizmet almak için birbirini ezerek ihtiyacını gidermek olmamalı bayramlar.

Bayram dönüşü enerjisi kalmamış, mutsuz insan olarak işinin başına dönmek olmamalı bu günler.

Tamam, kentli yaşamı bize bunları getiriyor.

Peki ne yapmalıyız?

İnsanımız fırsat bulduğunda şehirden kaçmaya çalışıyorsa ve bunu her ne durumda olursa olsun yapmak istiyorsa, durup bir düşünmeliyiz.

Bir çıkarımımız insanımız yaşadığı şehirde mutlu olmadığıdır.

İnsan mutlu olduğu şehirden fırsatını bulduğunda kaçmaz, tam tersine zaman bulduğunda o kenti yaşamak ister.

Zaman hızla aktığına göre, geçen zaman içerisinde yaşadığı şehirde ne gibi değişiklikler olduğunu görmek ister.

Dinlenmek, kendini dinlemek ve enerji toplamak ister.

Kavimler göçü gibi bir hareketin yaşanmasına ihtiyaç yoktur anlayacağınız.

Yerel yönetimlerin ilk görevi kentleri insanların mutlu olacağı, kaçmayacağı bir yapıya dönüştürerek bayramların geçirileceği bir noktaya getirmesidir.

Bayramınız kutlu olsun…