Enerji Güncesi

'Yeşil Ekonomi' dönemine girdik



 

Yeşil ekonominin başlıkları?

Yeşil ekonomiler, uzunca bir zamandır fosil yakıtlar üzerine kurulan “kahverengi ekonomi” sisteminin aksine, insani gelişmişliği, ekolojik sistemi ve doğal kaynakların etkin kullanımını en az ekonomik gelişme ve kalkınma kadar önemseyerek dünyanın sürdürülebilir bir şekilde yaşanır bir yer olmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, uygulanan gelişme ve kalkınma politikalarının sürdürülebilir olması ve bu çerçevede ülkelerin gerek ulusal gerekse de uluslararası politikalar ile bu sürdürülebilir politikaların tasarım ve uygulanma süreçlerine en aktif bir şekilde yardımcı olmaları içinde bulunduğumuz dönemin en önemli gereklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. İçinde yaşadığımız dünya, yeşil ekonomi politikalarıyla paralel gelişen sürdürülebilir kalkınma politikalarıyla beraber hem bugün hem de yarın, nesillerin doğal kaynaklara aynı ölçüde erişebilme imkânına sahip olduğu bir yer olacaktır.

OECD’nin Yeşil Ekonomi ve Sürdürülebilir Kalkınma Verileri OECD’ye üye ülkeler başta olmak üzere ülkelerin yeşil ekonomiye geçiş sürecindeki performanslarını ölçmeye çalışmakta. Rusya, İsviçre, Birleşik Krallık, ABD, Almanya ve Japonya’nın 2000-2010 yılları arasındaki yeşil patent sayılarında artış göstermektedir. 11 yıllık dönemde yaklaşık 6 kat gelişim gösteren Japonya’yı İsviçre, ABD ve Almanya takip etmektedir [OECD Raporları]. Bu da gelecekte başa güreşecek ülkelerin işaretini vermektedir.

 

Şu anki yeşil ekonomi karnemiz;

Seçilmiş ülkelerde çevre düzenlemeleri için toplanan vergi miktarının toplam gelire oranı incelendiğinde Türkiye’de dikkat çekici artışlar olması yarışın içinde iddialı konumumuzu göstermektedir.

Türkiye’de kamu tarafından sağlanacak teşviklerin yeşil ekonomiye geçiş sürecini hızlandıracağı ve buna yönelik olarak hem finansal hem de motivasyon anlamında şirketlerin yeşil uygulamalarını geliştirmek ve uygulamalar konusunda harekete geçecekleri öngörülmektedir. Bu sürecin hem şirketlerin üst yönetimi hem de çalışanlar tarafından benimsenmesi geçiş sürecini hızlandıracağı ve buna yönelik bilgilendirme ve bilinçlendirme konularının önem kazanacağı bir dönem yaşanmaktadır. Şirketlerimiz bu dönüşümü fark edip değişime uygun yapılanmalarını ve yatırımlarını sağlamalıdırlar.