Ama satarken bir bardak soğuk su

Üreticiler üretmiş oldukları malları satmak için bin bir türlü zorluklar çekerler. Hani derler ya “üretmek kolay satmak zor” gerçekten de öyle. Satmak için her türlü reklam çalışmaları, pazar araştırmaları, fuarlar, tanıtımlar saymakla bitmez bir çaba gösterirsiniz. Hele hele üretiminiz belli sektörleri içeriyor ve birebir pazarlama yöntemi ile satılıyor ise. Pazarlamacıları yetiştirmeniz gerekiyor, onların malı satabilmesi için de eğitim başta olmak üzere üretiminizi en iyi şekilde bilgilendirmelisiniz.

Bütün bu saydıklarım iyi kötü bir şekilde yapabilirsiniz ama günümüzün asıl problemleri giderek farklılaşıyor. Günümüzde üreticiler satın almış olduğu ham maddeden tutun da kullanmış olduğu elektrik, doğalgaz ve suya varıncaya kadar almış olduğu bütün hizmet ve mallara garanti vermek zorunda. Yani banka garantörlüğünde doğrudan borçlandırılma sistemi, kısaltılmış adı DBS sistemi. Eğer ham maddeyi ana üretici firmadan almak istiyorsanız, bankalarda kredi limitinizin olması gerekiyor ve limitten karşı tarafa taahhüt veriyorsunuz. Uzun lafın kısası alacağınız mala bir garanti veriyorsunuz ve vade günü geldiğinde banka hesabınızda para var ise direk hesabınızdan çekiliyor, eğer yok ise banka sizi kredilendiriyor ve sizin yerinize borcu faiz karşılığı ödemiş oluyor. Yani ürünü alıp kullanacak veya satacak firmanın işi garanti.

İşte üreticiler bütün hizmetlerini ve mal alımlarını bu şekilde gerçekleştirebiliyorlar. Diyelim ki üretici taahhüt işi yapıyor, yine alıcı ile sözleşme imzalıyor, eğer büyük şirketlere iş yapıyorsanız teminat istiyorlar yani işi yapabileceğinize dair garanti. Ama siz satarken hiç ama hiçbir güvenceniz yok. Kullanmış olduğunuz bütün ham maddeye garanti, kullandığınız enerji şirketlerine garanti, bulunduğunuz sanayi bölgesine garanti, telefona garanti, ona garanti, buna garanti ve böylece sizin kredi limitiniz yani riskiniz arttıkça artıyor.

Gelin görün ki alacaklı ödemedi mi, tek güvenceniz parasını ödeyerek yaptırabileceğiniz sigorta sistemi ki o da sadece zaten sağlam müşteriye veriliyor. Yani üretici hem ham madde firmasının hem de müşterinin adeta sponsoru oluyor, siz de bu şartlar altında eğer başarabilirseniz ne ala. Fabrikayı kur, üretimini temin et, üret, çalışanlara karşı sorumluluklarını yerine getir, parayı tahsil edip etmemen yine senin sorumluluğunda; üstüne vergisini de ver ve bütün bunlara karşılık malını mülkünü ipotek et, karşı tarafı garanti altına al. Sen satarken de bir bardak soğuk su. Şahsen yazılarımda sitem ettiğim çok azdır hatta yok gibidir ama bu gerçek söylenmeli. Başarabilirseniz ne ala yok başaramadıysanız “yandı gülüm keten helva” Saygılarımla