Ağaköy Modeli

Her vesileyle, etkin kooperatif yapısıyla, ileri görüşlü üyeleriyle, seçkin armut üretimleriyle, zengin armut ihracatlarıyla, AĞAKÖY’ümüzü sizlerin önüne açıyorum. Bu defa da, bu sezon yetişen futbol topunu andıran 1,5kg ağırlığındaki armutlarıyla BURSA HAKİMİYET gazetemizde yer alan haberi okuyunca, onları tekrar köşemde sizlere aktarmaktan kendimi alamadım, gelin beraber haberi  okuyalım;

‘’Gürsu ilçesine bağlı Ağaköy, 1985 yılında deveci armudu yetiştirmeğe başlamasıyla Türkiye’nin meyve ambarı haline geldi. Bursa’nın verimli ovası üzerinde kurulu köyde bu yıl sıra dışı ürün oluştu, 1,5 kiloluk armutlar yetişti. Köyde 15 adet soğuk hava deposu bulunuyor. Bu depolarda yıllık 100bin ton meyve muhafaza ediliyor.

Ağaköy, Türkiye’nin armut, elma ve ayva ihtiyacının %10’unu karşılıyor. Soğuk hava depolarındaki meyveler 6 ay boyunca, hem ülkemizin meyve ihtiyacı olan illerimize gönderiliyor, hem de yetiştirdikleri armudun %65’i Rusya ve Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor.

Deveci Armudu hasadının başlamasıyla meyve bahçelerinde ve soğuk hava depolarında yoğun çalışma süregeliyor. Köylerinin, Türkiye’nin meyve ambarı olduğunu ifade eden Ağaköy Tarımsal Kalkınma Kooperatif Başkanı Hakan Şener, Ağaköy geçmişten bu yana armutta Türkiye’nin ilk ve öncü köyüdür, diyor. İlk deveci armudunun yetiştirilmesine 1984 yılında başlandı. Bu armut ovamızdaki diğer köylere de dağıtıldı. Gürsu ovasında yılda 50 bin ton Deveci Armudu yetişiyor. Aynı şekilde 50 bin ton da Santa Maria armudu yetişmektedir. Bunların haricinde şeftali, elma ve ayva da yetiştirilmektedir. Ovamız meyve anlamında yüksek kaliteye sahiptir, Türkiye’nin incisidir. Ovamızda toplanan meyveler köyümüzdeki 15 soğuk hava deposunda 6 ay süre ile muhafaza edilebiliyor. Bu depolardan talepler doğrultusunda Türkiye’nin çeşitli illerine ve yurt dışına gönderiliyor. Gürsu ovası Türkiye’nin meyve ihtiyacının %30’unu, Ağaköy ise %10’unu karşılamaktadır.  Özellikle Santa Maria armudunun ihracatı çok yoğundur.’’  

Bu yılki Deveci Armudu hasadına başladıklarını ifade eden Kooperatif Başkanı, bu yıl rekoltenin geçen yıla nazaran daha iyi olduğunu ifade etmektedir. Bizim köyde yetişen armutlar kaliteli olduğu için Türkiye’nin batı kesimleriyle Avrupa ve Rusya’da tüketiliyor. Pandemi  döneminde armut fiyatlarında artış oldu, bu yıl armudu 6 liradan satıyoruz, bu fiyat daha da artar diye düşünüyoruz…’’

Ben her fırsatta ‘’AĞAKÖY MODELİ’’ni önünüze seriyorum ve iddia ediyorum ki, eğer devletimizin tarım sektörünü yönlendiren resmi ve özel kurumlarımız ve tarımla uğraşan köylerimiz bu modeli örnek alırlarsa ve de çevremizdeki bu ürünlerin pazarlarını, Avrupa ülkeleri ve Rusya’yı, onların pazarlarında dolaşıp, yoğun tüketilen ürün cinslerini ve kalitesini yerinde incelerseler ki Ağaköy bunu yapıp Santa Maria armudunu bulmuştur ve halen de ürettiği ürünün %65’ini bu ülkelere ihraç etmektedir, iddia ediyorum ki Türkiye bu pazarlarda Hollanda’yla yarışır. Hollanda bizim Konya ovasından biraz büyük, arazilerin %65’i deniz seviyesi altında ve yıl boyu yağışlı bir iklime sahip. Oysa Türkiye çok verimli, çok geniş, büyük bölümü sulanan tarım arazilerine ve 4 mevsim iklim kuşağına, yoğun yağış isteyen çaydan, uzun sıcak ve kurak mevsim içinde yetişen muza kadar her nevi meyve ve sebzenin yetişeceği çok geniş ürün yelpazesine sahip bir ülke. Ama ne yazık ki bugün bu değerli tarım varlığımızın farkında değiliz ve doğru değerlendiremiyoruz, Türkiye hiçbir tarım ürününü ithal eden bir ülke olamaz, Türkiye dünya tarım ürünleri üretim ve pazarlama piyasasında ön sıralarda koşan bir ülke olma yeteneklerine sahiptir…

Bu yetenekleri canlandırmak, ayağa kaldırmak ve de koşturmak o kadar zor değil, öyle büyük paralar da istemez, sadece bilgi ağımızı genişletip, köklü ve verimli üretim ve pazarlama sistemleri kurmalıyız, o da çok zor değil, gelin yetkili kurumlarımız ve çiftçilerimiz şunları yapsın;

AĞAKÖY MODELİNİ örnek alarak, köy bazında Tarım Kooperatifleri kursunlar,

Köylerin yetişen yeni nesilleri uygulamalı tarım meslek okullarında eğitilsin,

Bilim insanlarımız yapacakları araştırmalarla ürün çeşitliğini, kalitesini ve verimini artırma yollarını bulup köylülerimize öğretsinler,

Hollanda ve İspanya’da bu alandaki canlı örnekleri yerinde inceleyip, örnek alıp, ders çıkarsınlar,
Aynı adımları hayvancılık alanında da atalım,

Not: Bugünlerde ekmek fiyatının artırılması tartışılıyor, sebep doların 13TL’in üzerine fırlaması ve sonuçta un ithalat maliyetlerinin artması, gösteriliyor, evet Türkiye buğday ithal ediyor, un ithal ediyor, oysa Türkiye bunları, kendi ihtiyacının üzerinde üretip ihraç etmesini sağlayacak doğal kaynaklara ve yeteneklere sahip, ta ki sahip olduğumuz değerlerimizi tanıyalım, yeni bilgilerle donanalım…