70 yıllık marka; Şenöz
Sercan KARATAY
Damak tadımızın, sofra keyiflerimizin ve sohbet paylaşımlarımızın en tanıdık dostudur "Şenöz" markası. Kuruyemişleriyle bizlerin tüm zamanlarına lezzet katmışlığı vardır. Bursalı olup da Şenöz ile tanışmayan yoktur sanırım.
Ben de bu hafta, lezzetimizin ve sofralarımızın en tatlı misafiri olan "Şenöz ürünlerinin bu günlere nasıl geldiğini öğrenelim dedim.
Ve sizler için Şenöz'ün ikinci kuşak yöneticisi Bedri Şenöz ile "Şenöz tarihini" konuştuk.
- Şenöz'ün ve dolayısıyla ailenizin öyküsünden bahseder misiniz bize?
Yugoslovya Prizren'de varlıklı toptancı bir ailenin çocuğu olan babam Ömer Şenöz'ün, komünistlerin ülkeyi ele geçirmesiyle babasının mal varlığına el konulmasının ardından 16-17 yaşındayken Yunanistan'a kaçışıyla başlayan bir hikâye bu. 1929-1930 yıllarında Yunanistan İskeçe'de bir Rum esnafın çırak aradığını duyan Ömer Şenöz onun yanında işe başlıyor. Rum, leblebi, fındık gibi şeyler satıyor. O zamanlar İskeçe'de babaları ölmüş varlıklı bir anne-kız varmış. Ömer Şenöz'e "Seni bu kızla evlendirelim. Hiçbir şey istemiyorlar. Hem onların başında da bir erkek olur" diyorlar. Böylece Ömer Bey 20 yaşında evleniyor. Bir süre sonra ülke istikrarsızlaşıyor ve burada yaşayan Türklere eziyet etmeye başlıyorlar. Türk erkeklerine işkence ediliyor, öldürüyorlar. Ömer Şenöz, eşini Yunanistan'da bırakıp Türkiye'ye kaçıyor. Eşine de "seni aldırtacağım" diyor giderken.
- Bursa macerası nasıl başlıyor?
Önce Edirne'den Türkiye'ye giriş yapıyor. Buradan Diyarbakır Ergani'ye gönderiyorlar. Ergani'de yapamayan Ömer Şenöz, havası geldiği yerlere benzediği için Bursa'da yaşamaya karar veriyor. Burada baba tarafından dostları olan Lofçalılar, Ömer Şenöz'e arka çıkıyor. "Ne yapabilirsin" diye soruyorlar. Ömer Bey, az da olsa çerez işinden anladığını söylüyor. Lofçalılar'ın o zaman yağ fabrikası var şehir dışında. Ömer Şenöz'ü oraya müdür veriyorlar. Ömer Bey orada rahat edemiyor ve tekrar Bursa'ya dönüyor.
- Ticaret hayatı kesin dönüşten sonra mı gelişiyor?
Evet. Döndükten sonra Dörtyol'da küçük bir dükkân açıyor Lofçalılar'ın yardımıyla...
- Peki ya eşi ne zaman Türkiye'ye geliyor?
Yunanistan'dan kaçışından 5 yıl sonra eşini Bursa'ya getiriyor. Küçük bir dükkân ve küçük bir ev sahibi oluyor. Sonra Ömer Şenöz'ü askere alıyorlar. İşler eşine kalıyor. Ömer Bey askerdeyken yine Lofçalılar'ın yardımı ile kıymetli olan malları üzerine fiyat ekleyerek satıyor eşi. Ömer Şenöz askerden döndüğünde ellerinde yeteri kadar sermaye birikmiş oluyor. Bunu da çok iyi değerlendirerek işi büyütüyorlar.
- Daha sonra ikinci kuşağa mı devroluyor yönetim?
Evet. Daha sonra biz geçiyoruz yönetime. Yaptığımız iş özveri isteyen ve hata kabul etmeyen bir yapıya sahip. Fark ediyoruz ki mutlak kaliteyi esas almalıyız. Çalışmalarımızı bu konunun üzerine yoğunlaşarak sürdürüyoruz. Çocuklarımın da eğitimlerini tamamlayıp yönetime dahil olmasıyla vizyonumuzu daha da değiştiriyor ve yolumuzda hızla ilerliyoruz.
- Üçüncü kuşağın işletmedeki konumlanmaları nasıl gelişiyor?
İki oğlum ve bir kızım var. Çocuklarım zaten işin içinde büyüdüler. Bir de bizim işimiz onlara yabancı değildi. Neticede işimiz çerez, otomobil parçası değil ki. O açıdan da adaptasyon konusunda çocukluklarından beri bir sıkıntı çekmediler. İşletmeye önce büyük oğlum Fatih, daha sonra da Burak dâhil oldu. Şu anda ikisi de bilfiil işlerinin başındalar. Oldukça başarılı ve ileri görüşlü iş adamları ikisi de.
- Ve kuruyemiş deyince akla gelen ilk marka oluyorsunuz
Köklü tarihimiz, sektöre kattığımız yenilikler, yoğun Ar-Ge çalışmalarımızla sürekli çeşitlendirdiğimiz ürün yelpazemiz, kalitemiz ve güvenirliğimizle sektör liderlerinden biri haline geldik. Her yıl farklı ürünlerimizi tanıtmak adına fuarlara katılıyoruz. Onun dışında ziyaretçi olarak bulunduğumuz fuarlar da var. Ayrıca ihracat çalışmalarımız da oldukça yüksek ivmeyle devam ediyor. Kuruyemiş sektöründe ilk kez Şenöz tarafından barlar, restaurantlar, oteller, catering firmaları için hazırlanan ve antep fıstık, soslu fıstık, fındık ve bademden oluşan 4 ayrı ürün 3 kilogramlık kullanımı kolay, kapağı açıldıktan sonra da uzun süre saklanabilir şekilde tasarlanan catering paketleri de ulusal ve uluslararası pazarda adından söz ettiriyor. Ülke çapında da daha çok noktada var olmak adına sürdürdüğümüz çalışmaların gereği olarak aldığımız yoğun bayilik talepleri de bizi mutlu ediyor. 70 yıllık tecrübemizin ışığında tüm bu talepleri en iyi şekilde değerlendirerek, hem iç hem de dış pazarda büyüme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.
Sercan KARATAY
Damak tadımızın, sofra keyiflerimizin ve sohbet paylaşımlarımızın en tanıdık dostudur "Şenöz" markası. Kuruyemişleriyle bizlerin tüm zamanlarına lezzet katmışlığı vardır. Bursalı olup da Şenöz ile tanışmayan yoktur sanırım.
Ben de bu hafta, lezzetimizin ve sofralarımızın en tatlı misafiri olan "Şenöz ürünlerinin bu günlere nasıl geldiğini öğrenelim dedim.
Ve sizler için Şenöz'ün ikinci kuşak yöneticisi Bedri Şenöz ile "Şenöz tarihini" konuştuk.
- Şenöz'ün ve dolayısıyla ailenizin öyküsünden bahseder misiniz bize?
Yugoslovya Prizren'de varlıklı toptancı bir ailenin çocuğu olan babam Ömer Şenöz'ün, komünistlerin ülkeyi ele geçirmesiyle babasının mal varlığına el konulmasının ardından 16-17 yaşındayken Yunanistan'a kaçışıyla başlayan bir hikâye bu. 1929-1930 yıllarında Yunanistan İskeçe'de bir Rum esnafın çırak aradığını duyan Ömer Şenöz onun yanında işe başlıyor. Rum, leblebi, fındık gibi şeyler satıyor. O zamanlar İskeçe'de babaları ölmüş varlıklı bir anne-kız varmış. Ömer Şenöz'e "Seni bu kızla evlendirelim. Hiçbir şey istemiyorlar. Hem onların başında da bir erkek olur" diyorlar. Böylece Ömer Bey 20 yaşında evleniyor. Bir süre sonra ülke istikrarsızlaşıyor ve burada yaşayan Türklere eziyet etmeye başlıyorlar. Türk erkeklerine işkence ediliyor, öldürüyorlar. Ömer Şenöz, eşini Yunanistan'da bırakıp Türkiye'ye kaçıyor. Eşine de "seni aldırtacağım" diyor giderken.
- Bursa macerası nasıl başlıyor?
Önce Edirne'den Türkiye'ye giriş yapıyor. Buradan Diyarbakır Ergani'ye gönderiyorlar. Ergani'de yapamayan Ömer Şenöz, havası geldiği yerlere benzediği için Bursa'da yaşamaya karar veriyor. Burada baba tarafından dostları olan Lofçalılar, Ömer Şenöz'e arka çıkıyor. "Ne yapabilirsin" diye soruyorlar. Ömer Bey, az da olsa çerez işinden anladığını söylüyor. Lofçalılar'ın o zaman yağ fabrikası var şehir dışında. Ömer Şenöz'ü oraya müdür veriyorlar. Ömer Bey orada rahat edemiyor ve tekrar Bursa'ya dönüyor.
- Ticaret hayatı kesin dönüşten sonra mı gelişiyor?
Evet. Döndükten sonra Dörtyol'da küçük bir dükkân açıyor Lofçalılar'ın yardımıyla...
- Peki ya eşi ne zaman Türkiye'ye geliyor?
Yunanistan'dan kaçışından 5 yıl sonra eşini Bursa'ya getiriyor. Küçük bir dükkân ve küçük bir ev sahibi oluyor. Sonra Ömer Şenöz'ü askere alıyorlar. İşler eşine kalıyor. Ömer Bey askerdeyken yine Lofçalılar'ın yardımı ile kıymetli olan malları üzerine fiyat ekleyerek satıyor eşi. Ömer Şenöz askerden döndüğünde ellerinde yeteri kadar sermaye birikmiş oluyor. Bunu da çok iyi değerlendirerek işi büyütüyorlar.
- Daha sonra ikinci kuşağa mı devroluyor yönetim?
Evet. Daha sonra biz geçiyoruz yönetime. Yaptığımız iş özveri isteyen ve hata kabul etmeyen bir yapıya sahip. Fark ediyoruz ki mutlak kaliteyi esas almalıyız. Çalışmalarımızı bu konunun üzerine yoğunlaşarak sürdürüyoruz. Çocuklarımın da eğitimlerini tamamlayıp yönetime dahil olmasıyla vizyonumuzu daha da değiştiriyor ve yolumuzda hızla ilerliyoruz.
- Üçüncü kuşağın işletmedeki konumlanmaları nasıl gelişiyor?
İki oğlum ve bir kızım var. Çocuklarım zaten işin içinde büyüdüler. Bir de bizim işimiz onlara yabancı değildi. Neticede işimiz çerez, otomobil parçası değil ki. O açıdan da adaptasyon konusunda çocukluklarından beri bir sıkıntı çekmediler. İşletmeye önce büyük oğlum Fatih, daha sonra da Burak dâhil oldu. Şu anda ikisi de bilfiil işlerinin başındalar. Oldukça başarılı ve ileri görüşlü iş adamları ikisi de.
- Ve kuruyemiş deyince akla gelen ilk marka oluyorsunuz
Köklü tarihimiz, sektöre kattığımız yenilikler, yoğun Ar-Ge çalışmalarımızla sürekli çeşitlendirdiğimiz ürün yelpazemiz, kalitemiz ve güvenirliğimizle sektör liderlerinden biri haline geldik. Her yıl farklı ürünlerimizi tanıtmak adına fuarlara katılıyoruz. Onun dışında ziyaretçi olarak bulunduğumuz fuarlar da var. Ayrıca ihracat çalışmalarımız da oldukça yüksek ivmeyle devam ediyor. Kuruyemiş sektöründe ilk kez Şenöz tarafından barlar, restaurantlar, oteller, catering firmaları için hazırlanan ve antep fıstık, soslu fıstık, fındık ve bademden oluşan 4 ayrı ürün 3 kilogramlık kullanımı kolay, kapağı açıldıktan sonra da uzun süre saklanabilir şekilde tasarlanan catering paketleri de ulusal ve uluslararası pazarda adından söz ettiriyor. Ülke çapında da daha çok noktada var olmak adına sürdürdüğümüz çalışmaların gereği olarak aldığımız yoğun bayilik talepleri de bizi mutlu ediyor. 70 yıllık tecrübemizin ışığında tüm bu talepleri en iyi şekilde değerlendirerek, hem iç hem de dış pazarda büyüme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.
Sayı: 623 - Sayı'nın Kapağı